Bugünlerin meşhur sözü 'Diren Kobane!' Neye kime direnecek, düşünmeden “Diren Kobane”, dün gezidekilere diren, sonra yargıdaki elemanlarına diren, şimdide Kobane ye diren.
Demek ki dün gezinin anlamı neyse, bugünde Kobane nin anlamı aynı,
Bunu anlamamız lazım artık, Kobane, AK Parti Hükümetine isyanın yeni bahanesi. Kobane sadece bir bahane. Hedef ülke, Türkiye.
12 eylül öncesi sağcı solcu çatışmasıyla bu ülkenin genç evlatlarının kanının pazarlığı yapılmıştı, bugünde Kürt kanı nın pazarlığı yapılıyor. 'Çözüm süreci' kimsenin umurunda değil, huzurlu dünya devleti Türkiye hiç umurlarında değil. 'Türkiye düşmanları 'AK Parti düşmanlığı' üzerinden eski günleri yeniden getirme gayreti içerisindeler.
Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Halep, Hama, Humus bombalandığında ses etmeyenler, 'Diren Kobane' diyorlar. Kendi halkını kimyasal silahlarla katleden Esed'e alkış tutanlar şimdi kalkmış, 'Diren Kobane' diyorlar. Çözüm sürecini sabote etmek için, alet olan O Şahsın adamları ve içimizdeki İrlandalılar 'Diren Kobane!' naraları atıyorlar.
Herkesin maskesi düşecek, çünkü Kobane sadece bir bahane. Hedef ülke, Türkiye'dir. Türkiye, IŞİD üzerinden bir bataklığa çekilerek küçültülmek isteniyor, güçsüzleştirilmek isteniyor.
…..
Var mı bize yan bakan!. Bugüne bugün nur topu gibi bir şampiyonluğumuz var. Bizden bir şey olmaz derken, Avrupa şampiyonu oluvermişiz. Hem de uzun yıllar hiç kimse bu şampiyonluğu elimizden alamazmış.
Tabiî ki okurlarım merak ediyor Şampiyonluğumuz hangi alanda? Ne önemi var! Önemli olan şampiyonluk sa, Alın size şampiyonluk...
Dün trafik kazalarında şampiyon değilmiydik? Yatırım yaptık duble yollarla kazaları azalttık, Avrupa şampiyonluğunu kaybettik. Helal olsun bize.
Yalnız yeni Şampiyonluğumuzun sürdürülebilir olması için daha fazla yatırım gerekiyormuş. Çok garip değil mi? Bir alanda yatırım yaparak şampiyonluk kaybediyoruz, başka bir alanda ise yatırım yaparak şampiyonluğumuzu sürdürülebilir yapıyoruz. Onun da lafı mı olur, biz bu hızla bunu da yaparız.
Yeni Avrupa Şampiyonluğumuz Mobil Telefon kullanımı ve internet. Aylık ortalama 364 dakikalık mobil telefon kullanım süresiyle Türkiye Avrupa ülkeleri arasında kişi başına en fazla mobil görüşme yapan ülke olmuş.
Aklımıza gelen ilk soru, bu şampiyonluk İyi mi kötü mü?
Dünya artık bağımlılık haline gelen cep telefonu ve bilgisayar kullanımı konusunda bu süreyi nasıl azaltırız diye kafa yorarken, biz şampiyonluğumuzla övünüp, bu süreyi daha fazla nasıl artırırız, arttığında bu altyapıyı nasıl daha güçlü hale getiririz diye arayış içerisine giriyorsak, sizce de bu işte bir terslik yok mu?
Biz işte böyle bir milletiz, Şampiyon oluyoruz ama şampiyonluğumuza bile sevinemiyoruz, Çünkü bizim şampiyonluğumuz başkalarının mutluluk ve büyüme kaynağı oluyor.
Sonuçta ortada bir değil, hem de iki alanda kitlesel bir şampiyonluk söz konusuysa, bu şampiyonluk önemli, ancak bu noktada asıl önemli olan, telefonla ne konuşuyoruz interneti hangi amaç için kullandığımız.
Eğer bu sürenin onda birini bile doğru amaçlar için kullanıyorsak, telaşa ve negatif düşünmeye gerek yok!
Ama ben bundan emin değilim…