TBMM (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık ve en son 15 Temmuz darbeleri ve ihanet kalkışmaları, 'bizim çocuklar başardı, bizim çocukların gözaltına alınmasından endişeliyiz.' diyen emperyalist çevrelerin teşviki ve desteğiyle yapılmıştır." dedi.
Turan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 21 yıl önce 28 Şubat 1997 tarihinde, milletin iradesiyle iktidara gelen, seçilmiş meşru hükümete karşı, postmodern darbe adı verilen darbe yapıldığını ve hükümetin istifaya zorlandığını belirtti.
Cuntacıların o dönem hükümetin istifa etmesi için her türlü gayri meşru yollara başvurduğuna dikkati çeken Turan, "Siyasi tarihimizde gerçekleşmiş bütün darbeler, milletimize, demokrasimize, insan hakları ve hukuka yapılmış ağır saldırılar ve ihanettir. Bu darbeleri gerçekleştirenler başta olmak üzere, destek verenleri ve darbe zihniyetini taşıyanları kınıyorum, telin ediyorum." ifadesini kullandı.
Hasan Turan, o günlerde milletin inançlarına ve yaşam tarzına yönelik çok ağır aşağılamalar ve saldırılarda bulunulduğunu, inancına uygun olarak okuluna devam etmek isteyen öğrencilerin inancı ile okulu arasında tercihe zorlandığını, ikna odalarına alındığını, ikna olmayanların ise okuldan atıldığını bildirdi.
O süreçte devleti yönetenlerin, inancı ile okumak isteyenler için "Suudi Arabistan'a gitsinler" dediğini aktaran Turan, esnafların da ayrıma tabi tutulduğunu, fişlendiğini; "sermayenin yeşili ya da beyazı" şeklinde sıfatlandırıldığını belirtti.
Turan, cuntacıların sözde kararlar aldığını, milleti "gerekirse silah kullanırız" diye tehdit ettiğini aktardı.
Turan, şunları kaydetti:
"27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık ve en son 15 Temmuz darbeleri ve ihanet kalkışmaları, 'bizim çocuklar başardı, bizim çocukların gözaltına alınmasından endişeliyiz.' diyen emperyalist çevrelerin teşviki ve desteğiyle yapılmıştır. Darbeler yapılırken memleket adına ortaya çıkılmıştır ama bu memleketin düşmanı olan küresel odakları memnun etme amacı güdülmüştür. 'Bin yıl sürecek' demişlerdi, bin yıl değil 5 yıl içinde, millet bu süreci ters yüz etti."
AA