“Aşıkpaşazade Tarihi”nde geçer...
Osman Gazi’nin vefatının ardından olup bitenleri haber verir bize...
Bir kısmı şöyledir:
1324 yılında üç ölüm peş peşe gelmiştir: Önce Şeyh Edebali, bir iki ay sonra da kızı Malhun Hatun ahirete intikal etmişlerdir. Osman Gazi hem kayınpederini, hem de hanımını kendi elleriyle defnetmiştir. 3 ay sonra bu sefer ahirete gitme sırası Osman Gazi’ye gelmiştir. Söğüt’te Hakk’ın rahmetine kavuşan Osman Gazi önce oraya defnedilmiş, Bursa’nın fethinden sonraysa vasiyeti gereği oğlu Orhan tarafından “Gümüşlü Kümbet”e taşınmıştır cenazesi.
Aşıkpaşazade’nin deyişiyle “Azizler”, yani ileri gelenler Bursa’da Ahi Hasan adlı şeyhin tekkesinde toplanarak miras işini konuşurlar.
***
Osman Gazi’nin parası yok ama ülkesi vardır. Bir de şahsi mal varlığı.
Bu fakir miras tablosu ortaya çıkınca iki kardeş birbirlerine bakarlar. Alaaddin büyük oğluydu Osman’ın. Orhan ise küçük oğlu. Beylik töresine göre ağabeyin beyliğin başına geçmesi gerekiyordu. Orhan, ağabeyine bıraktı kararı. O ne derse o olacaktı.
Tarihçilerin “Alaaddin Paşa” dedikleri büyük oğul, öncelikle miras hakkından kardeşi lehine feragat ediyordu. Böyle bir babanın mirası paylaşılmazdı ona göre:
- Bu ülke senin hakkındır. Buna çobanlık etmeye bir padişah gerek ki memleketin işlerini görüp başara. Padişaha iş görecek lüzumlu şeyler ister. Padişaha lüzumlu olan şeyler bu atlardır. Koyunlar da padişah şöleninin gerektirdiği şeydir. O halde bizim bölüşülecek neyimiz var ki bölüşelim.
***
Alaaddin Paşa belki de büyük bir devletin anahtarını kilidin içerisinde çeviren bu sözüyle tarihe geçecekti ki, Orhan ağabeyinin bu teklifini duymazdan gelerek tekrarladı:
- Öyleyse gel sen çoban ol.
Alaaddin Paşa’nın sözü ibret levhası:
- Kardeş! Babamızın duası ve himmeti seninledir. Onun içindir ki kendi zamanında askeri senin yanına vermişti. Şimdi çobanlık dahi senindir.
Orada bulunan “azizler” de Alaaddin Paşa’nın bu ancak civanmertlere yakışır teklifini onayladılar ve sonuçta Orhan Gazi, yaşı küçük olmasına rağmen beyliğin başına geçti.
***
Orhan Gazi ağabeyinin bu davranışına hiç olmazsa bir vezirlik ile mukabele etmek istedi. “Öyleyse bana paşa ol” teklifinde bulundu kendisine. “Yok” dedi, Alaaddin Bey, “şu ovada bir köy var, onu ver, yeter.”
***
Dün AK Parti İl Başkan (Adayı) belli oldu...
Akşamüzeri Mehmet Munlafalıoğlu, Mehmet Serin, Musa Arat ve Mustafa Ak Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştüler...
Davutoğlu Hocamız da bu önemli görevi, her biri alanında önemli hizmetler üretmiş olan dört isimden Musa Arat’a tevdi etti... “Birlikte çalışacaksınız” diyerek...
***
Musa Bey, teşkilatçıdır...
Önceki dönemlerde de çeşitli görevlerde bulunmuş, Ahmet Sorgun döneminde AK Parti’de ‘Başkan Yardımcılığı’ yapmış bir isim...
Geleceği ‘imar’ ederken ‘geleneği’ de koruyacak.
Bu işe çobanlık etmeye memur kılınan kişi de o...
Kime vezirlik verir, kime köy bilinmez...
Fakat Hasan Angı, Ali Sürücü, Mustafa Çevik, Faruk Dügen ve Ahmet Sorgun’dan sonra AK Parti’nin Konya’daki 6. İl başkanı o olacak inşallah...
Allah mahcup etmesin, bu görevi ona ‘salih’ amellerde bulunmayı nasip etsin.
Doğrularla beraber yürüsün.
Hayırlı olsun.