“Kanun Devleti” olmak başka “Hukuk Devleti” olmak başka.
Ama hukuk devleti olmanın yolu aynı zamanda kanun devleti olmaktan geçiyor.
Darbe ürünü 82 Anayasası değiştirilememesine karşın AK Parti döneminde hukuk devleti olma yolunda çok önemli adımlar atıldı.
Hapishanelerdeki işkencelerden, karakoldaki Filistin askılarından bugünlere gelindi.
Ancak Türkiye’deki kimi marjinal bu kazanımları bu hakları sıkça suistimal etti.
Suistimalin boyutu terör boyutuna ulaştı.
Şiddetten beslenen terör grupları özgürlük ortamını doldurmaya çalıştı.
***
Doğu ve Güneydoğu da ise vatandaş üzerinde kalkan devlet baskısı kalkarken PKK baskısı giderek arttı.
Örgüt, resmen halk üzerinde şiddet uyguladı.
Silahla, sopayla halkı dizayn etmeye çalıştı.
Bu baskı HDP üzerinde de hissedildi.
Sözde ovada siyaset yapacak HDP’lilerin ömrü, korkularından, dağa alkış tutmakla geçti.
***
Ancak son Suruç saldırısı ve ardından yaşanan terör olayları Türkiye’de yeni bir döneme gelindiğinin ya da gelinmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu.
Gelinen noktada Türkiye’de güvenlik ve terör politikasının değişmesi kaçınılmaz.
Eğer, insanlar yolda seyahat edemez hale gelmişlerse, yüzü maskeli eli silahlı gruplar İstanbul’da güpegündüz yürüyüş yapıp, devletle alay eder hale gelmişse, terör ve güvenlik politikasının yeniden güncellenmesi kaçınılmaz hale gelmiş demektir.
Bu görüntüler içerisinde halkın kendini güvende hissetmesini beklemek hayalcilik ve haksızlık olur.
Bu ülkenin bir 6-7 Ekim olayı, bir Gezi olayı, bir Gazi mahallesinde silahlı yürüyüş kaldırmaya tahammülü kalmadı.
Gazi Mahallesinde yaşanan olayda istihbarat ve güvenlik zaafı olduğu açık.
Ve maalesef bölgede önceki gün bir polisimiz şehit edildi.
Yasalarda polise, askere ateş etmenin karşılığı belli.
Molotof taşımanın ve maske takmanın karşılığı belli.
O zaman yasanın gereğini yapacaksın.
Tabi olay müdahale edilemez boyuta gelmeden önce…
***
Sonuç olarak;
Türkiye’de devlete, polise, hukuka, demokrasiye, huzura kafa tutanlar mutlaka kaybetmelidir.
Türkiye hukuk devleti olma vasfını bırakmadan bir kanun devleti olma vasfını da kazanmalıdır.
Yasalar kim için olursa olsun harfiyen uygulanmalıdır!
Tabi ki bunları yaparken asla kazanımlardan geri adım atılmamalı.
Kararlı ama zorbalaşmadan,
Sert ama otoriterleşmeden,
Yasalar sıfır toleransla uygulanmalıdır.
Türkiye fiziki, silahlı teröre yenilmemeli ama on yıllardır yenilemeyen bürokratik terörün, oluşturacağı zararlara karşı dikkatli olunmalıdır.
***
AK Parti barış için, demokrasi için, özgürlük için, yapması gereken her şeyi yapmıştır.
İhanet eden taraf, sözünden dönen taraf olmamıştır.
Devletin şefkatini sonuna kadar göstermiştir.
Bu yüzden şimdi eli çok güçlü.
Arkasında Halkın tam desteği var.
Bu gücü iyi kullanmalı.
Çünkü AK Parti şunu unutmamalı;
Bir devlet için en kötüsü, itibarını ve halkın güvenini kaybetmesidir.
Devletin; itibarını ve güvenini yitirdiği gün AK Parti’nin bittiği gün olur!