AK Parti, 3 Kasım 2002’deki gücünü korumuyor. Ama liderliğini koruyor. İnsanlar seçimlerde umutları ile değil korkuları ile hareket ediyorlar. CHP, AK Parti'den daha iyi olmadığına göre, CHP’den kaçanlar AKP’ye gitse yine AK Parti iktidar olur. Yani AK Parti'nin umudu halk değil CHP'dir bu gün için, ta ki başka bir alternatif zuhur edene kadar.
ŞAİBE, KARGAŞANIN KIZ KARDEŞİDİR
AK Parti geriliyor. Oy ve güven kaybediyor. Ama bu süreci durdurabilir ve geri de çevirebilir. Bunun için henüz iş işten geçmiş değil, ama düne göre çok daha fazla zeka, cesaret ve performans gerek. Bu da çok kolay değil. Çok fazla şaibe yüklendiler. Unutmayalım ki, şaibe kargaşanın kız kardeşidir..
DANIŞMANLAR GENELDE KÖTÜ
Dürüstlük çok önemli, bilgi ve cesaret de. Yeteri kadar yolsuzlukların üzerine gitmek şöyle dursun, kendileri yolsuzluğa bulaştılar. Seçmene verdikleri sözleri tutamadılar. Danışmanları, genelde kötü. Teşkilatlarını ihmal ettiler. Toplumun önüne ciddi bir proje koyamıyorlar. Yerel yönetimlerde heyecan yok. Örgütle taban, örgütle genel merkez, örgütle yerel yönetim, örgütle grup ve hükümet arasında bir korelasyon, oryantasyon yok.
HESAP SORANLAR NE KADAR TEMİZ, BİR DE BU VAR?
Unakıtan giderse arkası gelir. Tek o mu? Gidecek olanların beraberinde götürecekleri de var. Hükümet ve parti bazı şeylerin hesabını sormakta çok geç kaldı. Tabii şunu da sormak gerek: Hesap sorması gerekenlerden kim hesap soracak? Onlar ne kadar temiz?
ENİŞTELERİN HEGEMONYASI
Çok acil bir şekilde teşkilatların halkla bütünleştirilmesi, parlamenterlerin teşkilatla işbirliğini sağlamak gerek. Yerel yönetimlere bir çeki düzen verilmesi, bakan-vekil çocukları ve eniştelerinin teşkilat ve belediyeler üzerindeki hegemonyasını sona erdirmek şart.
STK'lar, Demokratik Kitle örgütleri, basın ile ilişkiler kopma noktasında. Toplumsal aktörlerin nabzını tutmak şöyle dursun, beyefendilere ulaşmak bile bir dert…*
* Bugünkü köşemi Abdurrahman Dilipak’ın Gerçek Hayat Dergisi’ne verdiği yazıya ayırdım.