AK Parti’ye karşı kutsal ittifak

M. Mustafa Özdemir

Halkın girdiği her seçimden zaferle çıkardığı AK Parti’yi sandıkta yenemeyenler, her seçim öncesi olduğu gibi, bazı aktörleri değişik olsa da tanıdık çok olan, yine kutsal bir ittifak kurdular.

Cemaat, Emniyet, MİT ve Yargı içerisindeki cunta,  CHP, MHP, BDP, SP, BBP, TUSİAD ve malum dış güçler…

Hepsi ittifakın içerindeler.

“Yolsuzluk yolsuzluk var Erdoğan gitmeli” nakaratlı şarklılar söylüyorlar.

Hiç kimse kalkıp “yolsuzluk varsa tamam cezalandırılsın” ama “Hükümetler sandıkta gider”,  “Hiçbir güç, bu ülkenin seçimle gelen Başbakanını sabah evinden polis zoruyla alıp götüremez” diyemiyorlar, diyemediler…

 

*.*.*

CHP…

Bugüne kadar hiç iktidar olamamış CHP,  her zaman darbelerin ve vesayetçilerin yanında oldu. Düne kadar şeriat getirecekler diye demediklerini bırakmadıkları cemaatle bugün kol kolalar. Siyaseten her türlü işbirliği yapabilirler. Ama her zamanki gibi cuntanın avukatlığını savundular.  Bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar diye hor gördükleri Anadolu insanının kendilerini hiçbir zaman iktidara getirmeyeceğini bilenlerin bu yaptıkları çok normal. CHP bu sefer de yanıltmadı bu sefer de şaşırtmadı.

 

*.*.*

MHP…

MHP, darbelerden en çok çekmiş partilerden birisi.  Gönül ister ki sivil darbe girişimiyle de aralarına mesafe koyabilseydi. Başbakan’ı evinden almak için plan yapan hakimlerin savcıların polislerin avukatlığını yapmasalardı. Ben sağduyusuyla MHP için her zaman büyük bir şans olarak gördüğüm Devlet Bahçeli’den Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tavrını göstermesini, “Milli İrade”den yana tavır koymasını beklerdim ama olmadı. Onlar da karşı grupta yer aldılar.

 

*.*.*

BDP…

Hükümete karşı yapılan bu operasyonun en büyük sebeplerinden birisi de “çözüm süreci”dir. Kanın gözyaşının durmasıdır. BDP, nasıl oluyor da bunu baltalamaya çalışanların yanında yer alıyorlar anlamak mümkün değil. Onlar da biliyorlar. Şiddet olmazsa, tehdit olmazsa Kürt halkından bile oy alamazlar. Politikaları şiddet ve korku üzerine kurulu.

 

*.*.*.

BBP…

Partinin eski genel başkanı Yalçın Topçu’nun, “Özellikle son zamanlarda vefanın, dostluğun devleti ebed, milleti esas alan anlayışın hiçe sayıldığı bir siyaset biçimini de tasvip etmiyorum. Sandıkta gelen iktidarlar sandıkla gider” diyerek partisinden istifa etmesi bize Büyük Birlik Partisi’yle ilgili söyleyecek söz bırakmıyor.

 

*.*.*

Saadet Partisi…

Saadet Partisi’ni böyle mi görecektik. Mustafa Kamalak’ı Halk tv’lerde STV’ler de yolsuzluk ile ilgili hadisleri okurken mi görecektik. 28 Şubat’ta, merhum Erbakan için, “Beceremediler artık gitsinler” deyip gazetelere manşet olan, darbecilere destek veren, “Erbakan’a hiç kanım ısınmadı” diyen, “Bugüne kadar Milli Görüş çizgisindeki partilerin hiçbirisine oy vermeyen” Fethullah Gülen’le aynı safta mı görecektik. Erbakan’ı Başbakanlıktan indiren 28 Şubat darbesinin davasının bugün içini boşaltan yargı cuntasının yanında mı görecektik?

 

*.*.*

Türkiye’de her türlü vesayet ve darbe dönemlerinin bittiğini hala anlayamayanlar, başbakanı devirmenin tek yolunun sandıktan geçtiğini hala öğrenemeyenlerin ittifakından ne olacak.

Keşke kendi aralarında ittifak yapacaklarına “Milli İrade” ile ittifak yapmaya çalışsalardı…

 

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.