AK Parti'yi iktidardan düşürecek hata

Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, bugünkü yazısında AK Parti'yi iktidardan düşürecek bir hataya yer verdi.

AK Parti'nin çiftçiyi ihmal ettiğine dikkat çeken Taşgetiren, zengin ile fakir arasındaki uçurumun giderek büyüdüğünü ve bu durumun AK Parti'ye oy veren fakir kesimin oylarını etkileyeceğini ileri sürdü.

İşte Ahmet Taşgetiren'in o yazısı...

Çiftçiler ne yapacak?

-Acaba seçimlerde çiftçilerin tavrı ne olacak?

-Acaba AK Parti'nin seçim değerlendirmelerinde böyle bir soru üzerinde duruluyor mu?

Dün, Ahmet Turan Alkan'ın Zaman'daki yazısına üniversite öğrencisi bir çiftçi çocuğunun mektubu yansıdı. Mektupta, söz konusu genç, köye baba ocağını ziyarete gittiğini, orada çiftçinin yaşadığı zor şartları gördüğünü yazıyor. Gencin mektubundaki şu sarsıcı ifadeleri buraya almak istiyorum.

"Son beş yıl içinde memura zam verildi, zengin daha da zenginleşiyor; gıda fiyatları neredeyse 5 yıl önceki seviyelerde ama esas emek sahibi çiftçi kışın aç geziyor. Geçen hafta bunlara şahit oldum ve ne acıdır ki hükümet yine de zenginlerden oy alamıyor. Fakir ahali ise hâlâ o saf düşüncesiyle desteğini esirgemiyor. Cebinde para olmasa, aç gezse de hâlâ desteğini sürdürüyor. Dediği şey şu, 'Başka lider yok; ne yapalım!' Fakir hâlâ fakir. Şimdi ben Ankara'ya gidince zengini, Yozgat'a gidip emeğinin karşılığını alamayan köylüleri görünce Rabbime ancak namazlarda içimi dökebiliyorum. Eğer gelir dağılımında bir adaletsizlik varsa 'Ya Rabbi, Tayyip Erdoğan'a bunun hesabını sor' diye haykırıyorum. Elimden ancak bu geliyor. Çöken tarım politikalarını gazetemiz olarak elimizi vicdanımıza koyarak değerlendirmenizi istiyorum, hatta yalvarıyorum. Şunu da gördüm ki her hükümet zenginin yanında, daima onların kârıyla övünüyor ama durum şu; 7 oyumuz var yine de Erdoğan'a vereceğiz ama bizi yine hayal kırıklığına uğratırsa haram ederiz o 7 oyu..."

Nasıl, çok sarsıcı değil mi?

Eminim bu satırlar Tayyip Bey'i de etkileyecektir.

Salı günü, günübirliğine Ankara'ya gittim. Bir özel okulda, öğrencilere "Mehmet Akif'in Ahlakı ve Karakteri" üzerine konuştum. Bu arada öğretmenlerle sohbet ettim. Bir öğretmen, "Benim ailem de çiftçi" diyerek tam da şu yukarıdaki mektuba yansıyan duyguları anlattı.

Sonra şu değerlendirmeyi yaptı:

"AK Parti'nin lider kadrosu çiftçilikten gelmiyor. Ama ticaret hayatını biliyor. Onun için olsa gerek ticaret alanında ekonomiyi rahatlatan adımlar atıyorlar. Ama çiftçinin, hayvancılıkla uğraşan kesimlerin derdi yeterince hükümetin gündemine girmiyor."

Ankaralı öğretmen şunu da söyledi:

"Tabii, AK Parti de siyaset yapıyor. Köy nüfusu azalıyor. Şehirlerde nüfus yoğunlaşması var. Şehir insanları, gıdayı ucuza almadığı zaman tepki gösterir. Gıdayı ucuzlatmak için de ithalat vs. yapılıyor, bu da yerli üreticinin masrafını karşılayacak bir fiyat bulamamasına yol açıyor."

Bir süre önce, Ege illerinden birisinin AK Parti il başkanı ile görüşmüştüm. O da, çiftçilerin hükümete karşı tepkili olduğunu ifade etmişti.

Yine bir süre önce, Ege illerinden birisinin AK Partili milletvekili, bana çiftçinin ciddi sorunlar yaşadığını anlatmıştı.

Yani işin gerçeği, ciddi bir çiftçi memnuniyetsizliği var.

Bu gerçeği bir de TÜİK raporlarıyla medyaya yansıyan, "8 yıl içinde en yüksek ve en düşük gelirliler arasındaki fark 8.5 misline çıktı, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir oldu" haberleriyle birleştirdiğinizde, adeta AK Parti'nin kendisine belirlediği misyonla ters orantılı bir sonuç çıkıyor.

Üniversiteli genç ne diyor:

-Hükümet yine de zenginlerden oy alamıyor. Fakir ahali ise hâlâ o saf düşüncesiyle desteğini esirgemiyor. Cebinde para olmasa, aç gezse de hâlâ desteğini sürdürüyor. Dediği şey şu, 'Başka lider yok; ne yapalım!'

Tayyip Erdoğan'ın amacının zengini daha zengin yapmak, fakiri daha fakirleştirmek olmadığından adım kadar eminim.

-Hele zenginle fakir arasındaki uçurumun büyümesi gibi bir hedefi bulunmayacağına inanırım.

-Ayrıca, fakir kesimlerin durumunun iyileşmesi gibi bir derdi olduğunu da düşünürüm.

Ama gel gör ki, hükümetin bütün sosyal yardım politikalarına rağmen, durum ortada: En varlıklı ile en yoksul arasındaki uçurum büyüyor.

Niye?

Çünkü sistem öyle.

Bir gün şimdi Merkez Bankası'nda görevli bir ekonomist, MÜSİAD'da şunları söylemişti:

"-İktidara geldiğinizde önünüzde bir ekonomik sistem buluyorsunuz. İlke olarak ona karşısınız. O sistemin büyük adaletsizlikler ve soygunlar doğurduğuna inanmaktasınız. Ama acil durum sebebiyle onu uygulamak ve "Bir gün gelir değiştiririz" diye düşünmek durumundasınız. Ama o bir gün gelmez, değiştirmeyi düşündüğünüz zaman, sistemin elinizi kolunuzu bağladığını görürsünüz."

Çiftçilerin büyük zorluk yaşadığı muhakkak.

İşçi dünyasında ciddi sıkıntılar olduğu muhakkak.

Eğitimli işsizlik alanının, büyük sancı doğurduğu muhakkak.

Ana muhalefetin, bu alanlardaki sancılardan politika ürettiği de açık.

AK Parti, bu alanlar için seçimler sonrasında devreye sokmak üzere özel bir çalışma yapmaz ve seçmen önüne öyle çıkmazsa, verilen oyların önce "kerhen"e doğru yönelmesi, sonra da küskünlüğe doğru seyretmesi kaçınılmaz.

Medya Haberleri

Yapay zeka ile Müslüm Gürses albümü
Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı