Bu yıl mevsimler arasında bir geçiş olduğu görülmekte.
Kış, bahara, bahar yaza intikal etmiş durumda.
Türkiye’nin tamamında mübarek Ramazan girdiğinden bu yana sürekli yağmur yağması, bahar havasının olması oruçlu vatandaşlarımız açısından oldukça güzel.
Yaradanım sabrını da ecrini de sevabını da fazlasıyla veriyor…
Oruç tutma süresinin uzaması, Ramazan ayının serinliğiyle hissedilmiyor çok şükür…
Bütün bu serinliğe rağmen Ramazan ayında tabii ki yine pek çok tartışmanın yaşandığını görüyoruz, özellikle televizyon programlarındaki Ramazan yayınları sürekli hararetli eleştirilerin odağında.
Gerek program formatları gerekse program yapımcı ve sunucuları üzerinde yürütülen bu tartışmanın doğru zeminde yapılıp yapılmaması ise, nasıl bir İslam ve nasıl bir Müslüman sorusuna sağlıklı cevaplar verilmesini engelliyor.
Çünkü her Ramazan ayında bu program formatları üzerinden Müslüman ve yaşayışı ele alınıyor, bu programlar nedeniyle İslam ve Müslüman tanımı dar ve kısır bir çerçeveye sıkıştırılıyor.
Unutulmamalı ki bu programlar da maalesef reyting ve reklam kaygısıyla, klasik televizyonculuk ilkeleri çerçevesinde yapılmaktadır.
Bu nedenle oradaki kurgu da günümüz televizyonculuk hadiselerinden bağımsız bir şekilde ele alınamaz, değerlendirilemez…
Programcıların söyledikleri, programa katılan konukların garip çoğu defa saçma sapan soruları üzerinden İslami bir değerlendirme yapmaya kalkmak gerçekten çok trajik bir manzara ortaya çıkarmaktadır…
Bir programda tinerle intihara kalkışan birinin intihara kalkıştım orucum bozulur mu demesine şahitlik ederek bunu İslam hala nerede diye sormaya kalkmak en az intihar edenin sorusu kadar abestir…
Yine bir programda en erken ve en geç orucu hangi şehirler açar sorusuna Plaka numarasıyla cevap veren birileri üzerinden İslam ve fıkıh tartışmalarına girişmek de cehaletin bir başka yönüdür….
TRT’de yayınlanan Kur’an okuma yarışması da bu yıl ki Ramazan ayının tartışmalarından…
Kur’an okumak ve bunu Ramazan ayında yapmak, hem de milyonlara ulaşmasını sağlamak çok güzel, çok hayırlı bir şey…
Ancak bunun da popülerliğe, klasik Ramazan programları tartışmalarına kurban gitmesine izin vermemek gerekir.
Ancak, TRT’deki Kur’an okuma yarışmasının da popüler Acunvari bir formatta sunulması maalesef başka bir gariplik…
Orada program jürilerinin diğer yarışmalardaki formata öykünmelerini de hiç şık bulmadığımı söylemek isterim…
Şov değil, mütevazilik üzerine kurulu bir dinimiz olduğunu unutmamak gerekir…
Bu tarz programları “İslam” ve “Ramazan” adıyla gerçekleştirmek de ayrıca sorunlu bir davranış diye düşünüyorum.
Eskiden televizyonun siyah beyaz olduğu dönemlerde böyle kafalarda soru işaretleri bırakan programlar yapıldığını hatırlamıyorum.
İslam’la ilgili programlar daha ciddi, daha hürmetkar, daha uhrevi bir alan olarak kendini hissettirirdi…
Herhalde Akif “asrın idrakine söyletmeli İslam’ı” derken bu tip bir idrakten bahsetmiyordu…
Velhasıl işte geldi gidiyor Mübarek Ramazan…
Şimdiden oruçlarınız kabul, Ramazan Bayramınız mübarek olsun…