İSTANBUL (AA) - Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Şencan, "Yapılan çalışmalar, standardize metotlar, Türkiye'nin antibiyotik kullanımı konusunda Avrupa'nın en kötü ülkesi olduğunu gösteriyor" dedi.
İstanbul Sağlık Müdürlüğünce Grand Cevahir Otel'de düzenlenen Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Farkındalık Sempozyumu'nun açılışında konuşan Şencan, akılcı ilaç kullanımının yanı sıra "akılsız ilaç kullanımı"nın da olduğunu belirterek, akılsız ilaç kullanımının sorumlusunun tek olmadığını anlattı.
Şencan, akıllı ilaç kullanımında paydaşların herhangi birinde bilgi ve bilinç eksikliği olması durumunda sorunla başa çıkamayacaklarını, bu konunun birçok kişinin bir arada çalışması gereken bir sistem olduğunu ifade etti.
Akıllı ilaç kullanımının tüm sağlık politikasının bir parçası olarak değerlendirildiğine işaret eden Şencan, "Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz, yüksek maliyetli ilaç kullanımı, birçok soruna neden oluyor. Bunlar arasında hastalıklı ölüm oranlarının, ilaçların yan etkinin artması, temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması, dirence dayalı olarak tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetinin artması sayılabilir. Her şeyden önce ilaçsız yapabileceğimize ilaç veriyorsak, bu akılsızlığın en başı oluyor. Antibiyotik direnci, dünyanın karşı karşıya olduğu en ciddi halk sağlığı sorunların biri. Bu sorunla bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde iş birlikleriyle mücadele edilebilir. Bizim de hedeflerimiz arasındaki başlıklardan bazıları; antibiyotik kullanımının mümkün olduğunca azaltılması, laboratuvar kapasitesinin arttırılması, antibiyotik kullanımına ve direncine ilişkili çalışmalar yapılması, hijyenin attırılması, tedavi hizmetlerin desteklenmesi gibidir" diye konuştu.
- "Bununla birlikte başa çıkabiliriz"
Şencan, artık virüslerin antibiyotiklere etki etmediğinin herkes tarafından bilindiğini ancak bu konuda bilinç eksikliği ve özensizlik sorunu olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Bu durumu düzeltmemiz lazım. Düzeltirken de hekim, hemşire, eczacı, hasta, hasta yakını, meslek örgütleri, medya, akademi ve diğer paydaşlarımız da bu konuda sorumluluk almazlarsa bununla başa çıkamayız. Akılcı olmayan ilaç kullanımını aşmak adına, tüm paydaşların elini taşın altına koyması gerekir. Bunun için de bir eylem planı oluşturduk. Aslında bu bir ülkenin de tek başına çözeceği bir sorun değil, çünkü dirençli bakterilerin seyahat imkanları var, ülkeler arasında gezdiğini biliyoruz."
Ülkedeki antibiyotik kullanımını doğru ölçemezlerse tedbir ve çözüm üretemeyeceklerine, bunun doğru ölçülmesine yönelik tedbirler geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Şencan, "Yapılan çalışmalar, standartize metotlar, Türkiye'nin antibiyotik kullanımı konusunda Avrupa'nın en kötü ülkesi olduğunu gösteriyor. Bizimle en kötüyü paylaşan bir ülke var ama maalesef Türkiye bu konuda en kötü ülke konumunda. Bunda biraz Akdenizli, doğulu olmamızın katkısı var ancak sadece bunlar değil, başka sorunumuz da var" değerlendirmesinde bulundu.
Sorunu çözmeye yönelik çeşitli çalışma ve uygulamaları hayata geçirdiklerini aktaran Şencan, antibiyotik direncinin sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu dile getirdi.
Şencan, bir taraftan direncin arttığını, bir taraftan da yeni ilaç bulma hızının yavaşladığını anlatarak, "Bu sorunu çözmemiz için el birliğine ihtiyacımız var. Bunun suçlusu ya da hatalısı sadece hekimler değil, sadece sağlık çalışanları değil ancak çözümde motor olması gereken, itici gücü oluşturması gereken yine sağlık profesyonelleri. Bizim bu önerilerimizi halka ulaştıracak, yaygınlaştıracak olan akademisyenlerin, sosyal bilimcilerin, sosyologların da katkısına ihtiyacımız var. Tabii ki medya bu konuda önemli bir etken olacak. Önümüzdeki kuşaklara basit apselerden, çıbanlardan ölündüğü bir dünya bırakmak gibi riskimiz var. Buna hakkımız yok, buna tedbir almamız konusunda daha çok desteğinize ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
- Albayrak: "Sonbahar, ilaç kullanımında en çok yanlış yapılan mevsim"
İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Selami Albayrak da ilaçların tedavinin sadece bir parçası olduğunu aktararak, ilaçların içinde bir grup antibiyotik kullanımında dünyada ve Türkiye'de yanlış kullanım konusunda asimetrik bir gidiş olduğunu ifade etti.
Albayrak, bu sürecin dünyada Dünya Sağlık Örgütü'nün ilaç kullanımının yanlışlığından doğabilecek sorunların gündeme getirildiği ve akılcı ilaç kullanımının tanımın yapıldığı 1985 yılında gerçekleştirilen toplantıyla başladığını anımsatarak, bunun dünya ve Türkiye'de sürdürüldüğünü söyledi.
Sonbaharın üst solunum yolları enfeksiyonlarının en fazla arttığı dönem olduğuna işaret eden Albayrak, bu nedenle ilaç kullanımında en çok yanlışın da bu dönemde gerçekleştirildiğini bildirdi.
Albayrak, üst solunum yolu enfeksiyonlarının erişkinlerde yüzde 90, çocuklar da ise yüzde 75'inin sebebinin bakteriler olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Ancak biz gerek hekim, eczacı ve gerek birey olarak, 'ne olur ne olmaz' diye 'bir antibiyotik kullanalım' diyoruz. Halbuki elimizde, elde edilmesi onlarca yıl süren, laboratuvarlarda yoğun bilimsel çalışmalarla üretilen ve yüksek maliyetlerle sahip olduğumuz moleküllerin etkinliğini bu yanlış kullanım yüzünden bir senede kaybediyoruz. Bu toplantıda, ülkemizdeki ilaç kullanımının doğru yapılmasının ne kadar elzem olduğu hususu göz önüne serilecek."
İlaç kullanımındaki yanlışlıkların aynı zamanda bir çevre sorunu olduğuna vurgu yapan Albayrak, neredeyse son 20 yıldır yeni bir antibiyotik molekülünün ortaya çıkmadığını ve bu süreçte mikroorganizmaların değişik sonuçlarıyla mücadele etiklerini belirtti.
Selami Albayrak, "Direnç kazanmış bu mikroorganizmaları gelecek nesillere devrederken, elimizdeki silahların neredeyse tamamına yakınını kaybetmiş olarak devrediyoruz. Bu konu, esasen sorumlu olduğumuz bir konu. O nedenle hepimizin bu konuya kafa yorması gerekiyor. El birliğiyle çözemeyeceğimiz bir sorun olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.