Akit Yazarı'nda çarpıcı teklif

Yeni Akit'in Hukukçu Yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, SP, BBP ve HAS Partililerin AK Parti'den aday gösterilmesini önerdi.

Yazısının hemen başında “Yazıya başlamadan, peşin peşin hatırlatayım. Şu partinin yöneticisi ile, bu partinin yetkilisi ile görüşmüş de, bu öneriyi yapıyor değilim. Onların kabul edip etmeyeceklerini de bilmiyorum. Ama 'dini hassasiyetlere saygılı partiler'e eşit mesafede durmak isteyen bir gazeteci olarak, benim bir önerim var” diyen Karahasanoğlu, şu öneride bulundu:

“SP, BBP ve HASParti'den belli isimler, AKParti'den milletvekili adayı gösterilmeli…”

Karahasanoğlu, bu önerisinin nedenini de şöyle açıkladı:

"Niye?

Çünkü bu partilerin dördü de, temel noktalarda aynı çizgiyi muhafaza eden partiler..

Örneğin bu partilerin dördü de, Ergenekon davasında derin devlet karşısında yer alan partiler.

Bakın diğer partilere. Şu veya bu gerekçelerle, şu veya bu oranda Ergenekon sanıklarına sahip çıkıyorlar.

CHP üçünü-beşini birden aday göstermeye çalışıyor. Ergenekon sanıklarından şimdilik bir tanesinin, MHP'den aday olması kesin gibi.

Madem ki Türkiye'nin bugün en önemli sorunlarından birisi, Ergenekon davasının sıhhatli bir şekilde yürümesini sağlayacak ortamın yargıya sağlanmasıdır.. O halde bu konuda net duruşu olan partilerin, seçimlerde birlikte görünmesinde de büyük fayda vardır.

Bu partilerden şunun oyu % 2 imiş. Diğeri % 4'ü zorluyormuş. Bir diğeri şu kadarmış.

Veya bu oranların tamamı hayali imiş..

Hiç önemli değil.

Madem ki bu partilerin dördü de, Ergenekon karşıtlığı konusunda üzerlerine düşün görevi net olarak ifa etmişlerdir.. Dördünün tek çatı altında seçime girmeleri zorunludur.

Birlikte hareket etmenin gerekliliği, sadece Ergenekon karşıtlığından da değil.

Başörtü yasağı konusunda, bu dört parti yetkililerinin zikzak çizdiklerini hiç gördünüz mü?

Net tavırları ortada.

Ne CHP gibi, sözlerinin daha mürekkebi kurumadan vaadlerinden döndüklerine şahit olduk. Ne de MHP gibi, “başörtülü milletvekiline başını açma şartı koştukları”na şahit olduk..

İmam hatip sorununda da, bu dört partinin tavırları yine aynı..

Şu an önümüzde ciddi bir sorun olarak duran, ilköğretimin kesintisiz olarak uygulanmasının getirdiği mağduriyette de, bu dört partinin tavırları aynı..

O halde, seçimlere niye ayrı giriyorlar?

Bu dört partinin seçmeni, anayasa değişikliğinde birlikte hareket etmedi mi?

Hepsi değişikliğe evet oyu vermedi mi?

Bu birliktelik sayesinde evet oyları, % 58 olarak çıkmadı mı?

Aynı oy oranı, şimdi milletvekili seçimlerinde niye çıkmasın?

Eski yıllarda, şu veya bu sebeble, bu birlikteliklerin gerçekleşmesi zordu..

Ama bu seçimlerde, devrim niteliğinde bir değişikliğin sırası gelmedi mi?

Düşünsenize, bugün AKParti yönetimindekilerin hemen hepsi, Erbakan Hoca'nın yetiştirdiği siyasetçiler.

Erbakan Hoca, milyonların katıldığı cenaze namazı ile ebedi aleme uğurlandı.

Ona vefa borcumuzu ödemek adına, SP'lilerin AKParti çatısı altında seçime girmeleri sağlanamaz mı?

Erbakan Hoca'nın hatırına, böyle bir jest yapmak, Mustafa Kamalak gibi bir anayasa hukukçusunu TBMM'ye taşımak, çok mu zordur acaba?

28 Şubat sürecinde, Alparslan Türkeş'inden, Bülent Ecevit'ine,Mesut Yılmaz'ına kadar bütün siyasi liderler Erbakan Hoca'yı tek başına bırakırken, “Antidemokratik baskılara karşı sizin yanınızdayız” diyenBBPGenel Başkanı MuhsinYazıcıoğlu'na da bir vefa borcumuz yok mu?

O vefa borcu sebebi ile bugün AKParti yönetiminde olan Erbakan Hoca'nın talebeleri, seçimlere BBP ile birlikte giremez mi?

AKParti kurulurken, değişik partilerin farklı görüşteki isimlerini biraraya getiren Tayyip Erdoğan, iktidarının 9. yılında, “Türk siyasetinin dik duranları”nı tek çatı altında toplayamaz mı?

İbrahim Tatlıses gibi, sauna çetesinden tutun terör örgütüne yardım iddialarına kadar birçok suçlama ile muhatap olan bir türkücüyü aday göstermeye hazırlanan AKParti'nin, kendisini iktidara taşıyan sürecin mağdurlarına bir vefa borcu yok mudur?

Sadece yılbaşlarında bir seferliğine dansöz oynatılan televizyon tarihimize, her hafta dansöz çıkartma rezaletini başlatarak bu ülke insanlarının ahlakının bozulmasına katkı sunan bir şahsı milletvekili adayı gösterip, SP, BBP ve HASParti'ye sırt çevirmek, seçmeni tereddüte düşürmeyecek midir: “Benim oyum, içinde dansöz oynatan birisini barındıran, ama Erbakan Hoca'ya, Muhsin Yazıcıoğlu'na vefa borcunu düşünmeyen bir partiye mi gidecek?”

Eminim, milyonlarca seçmen bu tereddütü yaşayacaktır. Umarım, AKParti yönetimi, kimseyi bu ikilemde bırakmayacak adımı atar!"