Sabah Gazetesi'nde Emre Aköz bugün Sabah'ta, sinir uçlarını kaşıyan bir yazı yazdı. Kent kültüründe yeni bir yapılanmadan bahsettiği yazısında, ABD benzetmesi yaparak 'ALT KENT' kimliğine göndermede bulundu. Başakşehir'in tam bir Türk usülü alt-kent olduğunu belirtti.
Başakşehirle ilgili daha önce farklı iddialar da gündeme gelmişti. Sadece konut olarak değil manipülasyonların da prim yaptığı yer olan Başakşehir, hem olumlu hem de olumsuz imajını pekiştiriyor.
Aköz, 'şarap şisesi ile sülenmiş pizzacıdaki türbanlı'dan başlayıp 'bekarlığa veda partisi veren türbanlı'ya kadar tanımlamalar yaptığı yazısında 'yeni bir kent kültürü'nün oluştuğunu iddia ediyor. İfadeleri sosyolojik tespit niteliğinde ama aynı zamanda sinir uçlarını kaşıyacak ifadeler de fazla.
Yazının tespit mi, tahrik mi olduğu muallak! Aynı biçimde yazıdan TOKİ ve Başakşehir adına yapılacak çıkarımın kurumun ve semtin imajını ve fiyatları nasıl etkileyeceği konusu da net değil. Aköz'ün attığı taş baş yaracak ama kimin?
İşte yazısı
Toki Türkleri' (Kim bunlar?)
Geçenlerde Başakşehir'e konuşma yapmaya gittim. Tam bir "Türk usulü bir alt-kent" olduğu apaçık görülüyordu.
Burada 'alt-kent' kelimesini, İngilizcedeki 'suburb' karşılığı kullanıyorum.
ABD'de 'suburb' dendi mi akla önünde ve arkasında bir miktar bahçesi olan, iki katlı, hemen yanında garaj bulunan villa tipi evler gelir.
Bizimkiler ise apartman şeklinde. Buralarda yaşamak için mutlaka otomobil gerekiyor. Belediye otobüsü çalışıyor ama kaçırdın mı yandın.
Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanıyken başlattığı bu proje daha sonra TOKİ (Toplu Konut İdaresi) ile tüm Türkiye'ye yayıldı...
Hani "Beyaz Türk", "EuroTürk" diye bazı kavramlar kullanılıyor ya... Bence "Toki Türkü" (ya da Toki-Türk) denilebilecek bir sosyal kategori çıktı ortaya.
Onları en çok, bilhassa havanın bozuk olduğu hafta sonlarında, alışveriş merkezlerinde (AVM) görüyoruz. Otomobilleriyle ve çocuklarıyla geliyorlar.
***
Toki Türklerinin kendileri için yeni olanı denemeye açık olduğunu görüyorum:
Örneğin ünlü bir pizzacının, duvarlarını şarap şişeleriyle süslemiş şubesinde türbanlı kadınlara rastlıyorum.
AVM restoranında sunulan tavuk butlarının üstüne, hayatlarında hiç tatmadıkları türde bir barbekü sosunu boca ettirebiliyorlar.
Çocuklarına Amerikan usulü doğum günü partisi düzenleyip, üstüne resim yaptırdıkları pastayı bıçakla kesmenin günah olup olmadığını tartışıyorlarmış.
Duyduğuma göre evlenecek olan türbanlı genç kızlar, "bekarlığa veda" partisi düzenliyormuş. (Ayrıntıları bilmiyorum.) Sosyologların bu insan tipini hemen araştırmaları gerekiyor. Çünkü bence onlar yeni modernler