Daha tırnaklarımızdan mürekkebi dahi çıkmayan genel seçimlerde, iktidar partisinin aldığı oy oranı “Bilin ki çevrenizdeki gördüğünüz her iki kişiden biri Ak partili. Eğer siz oy vermediyseniz, karşınızdaki insan Ak parti’ye oy vermiş demektir” diye nitelendirildi. Bende seçim sonu ilk köşe yazımda ‘Halk daima doğruyu mu söyler?’ diye yazmıştım. O yazıma gelen hakaretlere varan tepkilere, hazırlıklıydım ve pek bozulmadım. Ancak seçimden sonra bu hafta sonu gene ilçemde idim ve vatandaşlarla bolca görüştüm. İçinde bulunduğum topluluklarda genelde her kesimden (memur, esnaf ve çitçi) insanlarımız mevcuttu. Gerek kahvehanelerde gerekse birçok kalabalık düğün meclislerinde insanlarımıza –Sen bu seçim kime oyunu verdin… diye sorduğumda, her iki kişiden birinin ‘Ben Ak partiye verdim’ demesi gerekirken, kabaca yaptığım hesaba göre, ancak beş kişiden biri ‘Ak parti’ diyebildi.
Pekii şimdi kendi kendime sesli düşünüyorum ve soruyorum. Ulan beni acımasızca eleştiren sevgili hemşeri gardaşlarım… Nasrettin hocanın “Kedimi? / Ciğermi?” hikâyesi misali… Peki kim verdi Ak partiye bu oyları? Siz vermediyseniz sizin oylar hani? Siz verdiyseniz niye saklarsınız renginizi? Yoksa yaptığınızın yanlış olduğunu mu düşünürsünüz? Oyunuzu aldığınız bir menfaatin karşılığı olarak, vicdani veya siyasi bir baskı sonucu mu verdiniz? Ya da son bir ihtimal, siz oyunuzu menfaatiniz icabı sattınız mı? Ben çözemedim!..
Bir büyüğümün bu konudaki ifadesi aynen şöyle; “Hikmet’çiğim bu oyları ülkede yaşayan bütün zenginler ve bütün fakirler verdi. Zaten ülkenin dörtte biri sayesinde aşırı zenginleştiği iktidara, servetinin selameti için oy verdi. Diğer dörtte biride ekmeğe muhtaç halde fakirleşti ve elinden yediği iktidardan nafakasının devamı için oy verdi. Al sana %50”
Siz bu görüşe katılır ya da katılmazsınız bilemem ama benim görüşüm şu ki, bu gün itibariyle insanımızın içi rahat ve huzurlu değil. 2002 seçimlerinden sonra ‘İyi ki bu partiye oy vermişim’ diyenlere bu seçim sonu pek rastlayamadım. Sanki taa tepede, yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu halk hissediyor ve biliyor.Umarım sonu hayrola.
ASAYİŞ VE ADALET KADROLARI DEĞİŞİYOR.
Karapınar Adliyesinde görev yapan hemen hemen tüm hakim ve savcılarımızın tayinini çıkması ve yenilerinin atanmasının ardından, Emniyet Müdürümüzün ve bazı emniyet personelinin de tayinlerinin çıkması, ister istemez insanın aklına bir takım sorular getiriyor. Ve acaba sıra kimde demeden edemiyor insan.Umarız gidenlerin hepside üstün başarılarından dolayı terfi ederek üst makamlara gitmişlerdir ve gelenler de gidenleri aratmayacak üstün vasıflı ilçemize yakışan hizmeti sağlayacak devlet görevlileridir. Öyle ya Devletimiz, biz Karapınarlı vatandaşlarına hizmet etmesi için görevlendireceği memurlarını bize soracak değil ya. Vardır elbet bir bildiği. Tayinleri çıkıp ayrılacak olan görevlilere yeni görevlerinde başarılar diler, yeni gelen görevlilere de hoş geldiniz der, ilçemize hayırlı uğurlu olmalarını temenni ederim.
EROZYON SAHASI OLAYI?
Erozyon sahasının, bir Konyalı şirkete 5 yıllığına devredilmesi olayında,ilçemizin menfaatleri ile firmanın menfaatleri konusunda bir araştırma yapıyorum. Bu konuda artı yada eksi bir yorum yapmadan ziyade uzun vadeli karşılıklı menfaatleri iyice öğrenmek lazım. Bu konuda başka örnekler varmı karşılaştırmalı olarak ve tarafların bakış açılarını ve değerlendirmelerini iyice öğrenin ce şahsi kanaatimi sizlere en kısa zamanda aktaracağım.
BELEDİYE PERSONEL ALIMI.
Bunca işsizin aş ve iş beklediği ortamada, bir işe bir işçi alınacaksa hele bu işyeri herkesin gözünün üzerinde olduğu belediye ise bence tm bu noktada hassa ve adil olmak epeyce zor ve veballi bir sorumluluk gerektirir. Siz adına geçici deyin, sözleşmeli deyin yada muteahhit elemanı deyin, yada resmiyette ne ad verirseniz verin. Halkın tek bildiği ve bana sıkça serzenişet bulunduğu bir gerçek varki. O da kayırmacılı yapıldığıdır. Bu konu hakkında başkanı arayıp görüşünü sormadım bile çünkü mutlaka onunda kendine göre makul ve mantıklı bir takın sebepleri olacaktır ama bu sebepler, halkı ikna etmeye yetmeyeceğini de ben çok iyi biliyorum. Hayırlısı olsun. Herkes kendine yakışanı yapıyor.
ADAM GİBİ - HİKMETLİ SÖZLER
İZİM BENİ TANIR ANCAK!
Sözü gözyaşımla yudum
SAZIM beni tanır ancak
Direncim oldu umudum
İZİM beni tanır ancak
Sevdalının kuşu oldum
Hasretlerin düşü oldum
Yananın ateşi oldum
KÖZÜM beni tanır ancak
Zalimden de daha kara
Maskeli dostlardan yara
Belki ben göçtükten sonra
KIZIM beni tanır ancak
Bazen yazım bazen kışım
Yüreğimde hüzün hışım
Damla damla akan yaşım
GÖZÜM beni tanır ancak
Şah Turna’nın anlı ap ak
Ecel çiçek ömür yaprak
Bedenimi sarar toprak
TOZUM beni tanır ancak