Kültür-Sanat yazılarıma bir kaç hafta ara vererek önemli bir konuyu gündeme taşımak istiyorum. Toplumumuz ve eğitimcilerimiz tarafından sürekli gözardı edilen; önemsenmediği için gittikçe büyüyen ve ileride hepimizi bir hayli meşgul edecek olan konu AKRAN ZORBALIĞI. Konu ile ilgili olarak uzmanlar, STK'lar, Rehberlik Araştırma Merkezleri ve Belediyeler ne türlü çalışmalar yapmışlar, sizler için araştırıp konu hakkında bilgi paylaşımında bulunmaya çalışacağım. Benim size aktaracağım sadece konu hakkında bir ön bilgi sunumu şeklinde olacak. Yazı nihayete erdiğinde alıntıladığım, istifade ettiğim kaynakları da yazacağım. Bu şekilde konu ile ilgilenenlerin daha detaylı bilgilere ulaşabilecekleri adresleri de da bilgilerine sunmuş olacağım.
Konuya başlamadan evvel resimlemelerini de köşeme taşıdığım ÜNYE KAYMAKAMLIĞI Ünye Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’ne bu konudaki hassasiyetlerinden ötürü özellikle teşekkür ediyorum.
Akran Zorbalığı Nedir?
Akran zorbalığı bir ya da birden çok çocuğun kendilerinden daha güçsüz çocukları kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türüdür. Akran zorbalığı daha çok çocukluk döneminde ve ergenliğin ilk dönemlerinde görülmekle birlikte,her yaşta ve ortamda yaşanabilmektedir.
Zorbalık fiziksel saldırganlıkla sınırlı değildir. Başkalarının duygularını incitmek, sözel olarak hakaret etmek ya da sosyal olarak dışlama yoluyla güven ve özsaygılarını sarsmakta zorbalığa dahil edilebilir.
Yetişkinler zorbalık olayını çoğu kez “çocuk oyunu” veya “şakalaşma” olarak görebilmekte ve yaşanan bu olayın sonucunda felakete neden olabilecek travmatik olayların ortaya çıkabileceğini görememektedirler. Oysa zorbalıkla oyun oynama ve şakalaşma arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. Ebeveynler, öğretmenler veya diğer çocuklar bu ince çizginin ayırımını iyi yapamadıkları için yaşanan bu olayların bu olayı yaşayanlar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri görmezden gelirler (Hazler, 1996).
Toplumda genel olarak fiziksel olanı bilinen zorbalığın bunun dışında ve belki de maruz kalanın uzun vadeli yaşamını daha da çok olumsuz etkileyecek, çok daha kapsamlı olan diğer çeşitleri de vardır. Bunları sınıflandırmaya çalışırsak;
Fiziksel Zorbalık: Karşıdaki kişinin canının yanmasına, yaralanmasına ya da ölümüne neden olan, kasıtlı olarak yapılan davranış ya da davranışlardır. İtme, dürtme, tekmeleme, tükürme, vurma, ısırma, kulak çekme, tekme atma ya da çelme takma, kesici ya da delici aletlerle saldırma, ateşli silahlarla korkutma, oturacağı yere sivri bir cisim koyma, cisim fırlatma, vs.
Sosyal/Psikolojik-Sözlü Zorbalık: Herhangi bir kişiye yönelik olarak sistemli bir biçimde yapılan, kişinin benliğini, psikolojik ve sosyal gelişimini, ruhsal bütünlüğünü etkileyen olumsuz yargılar, atıflardır. En büyük özelliği sürekli olmasıdır. Oyuna ve çeşitli etkinliklere almama, grup dışına iterek yalnızlığa terk etme, görmezden gelme, yok sayma, diğer öğrencilerin de konuşmasını ve arkadaşlık yapmasını engelleme, o öğrenciye karşı kışkırtma, hakkında dedikodu ve söylenti çıkarma, iftira atma, haksız şikâyetlerde bulunma, çeşitli yerlere çirkin yazılar yazma.
Sözlü Zorbalık: Boy, kilo, diş yapısı, ten rengi gibi bedensel özellikleriyle alay etme; giysi ve gözlük gibi dış görünüş özellikleriyle alay etme; peltekliğiyle, kekemeliğiyle, aksanıyla ya da şivesiyle alay etme; küçük düşürücü lakaplar takma, kaba ve çirkin sözlerle (aptal, geri zekalı, ezik, vb.) hitap etme; sözlü olarak tehdit etme, onu başkalarının yanında utandırma, vs.
Cinsel Zorbalık: Cinsel amaçlı dokunma, elle ya da sözle sarkıntılık yapma, cinsel çağrışımlı sözcükler kullanarak imalarda bulunma, giysilerini (etek, eşofman) kendi isteği dışında kaldırma ya da çıkarma, hakkında cinsel içerikli söylentiler yayma, tecavüz, vs.
Eşyalara Yönelik Zorbalık:Kitap ve defterleri karalama, eşyaları izinsiz ya da zorla alma, eşya ve para çalma davranışları şeklinde görülmektedir.
Siber Zorbalık: Teknolojinin gelişmesiyle çocukların ve ileri yaştaki tüm kişilerin sıklıkla karşı karşıya kaldıkları zorbalık türüdür. Birisinin şifresini çalma, onu sahte hesaplarla rahatsız etme, fotoğraflarının, yazılarının altına kötü yorumlar bırakma, virüs içeren ekler/mailler gönderme siber zorbalık örneklerindendir.
Akranları ile olumlu ilişkiler geliştirme çocuğun sosyal gelişimi için oldukça önemlidir. Bu gelişim tamamlanması, çocuğun gelecekteki gelişimini ve başarısını olumlu etkileyecektir. Çocukluk döneminde sosyal onay ihtiyacının karşılanmasında, akranları tarafından kabul edilmesi önem taşımaktadır. Akranları ile kurulan iletişimin güçlü olması çocukların gelecekteki hayatlarındaki başarıları ile de eşgüdümlüdür. Taraflar arasındaki genel güç dengesi çocuğun gelişiminde olumlu iken bu dengedeki bozulma tam tersi etki yapması açısından dikkat çekicidir. Özellikle çocukların bir arada bulundukları okul ortamlarında gösterilen güç dengesizlikleri ve negatif davranışsal eylemler gelişimsel süreçleri zaman zaman olumsuz etkilemeleri nedeniyle önemlidir.
Zorbalık hakkındaki çeşitli yanlış toplumsal yargılar şiddetin ortaya çıkmasında ve tekrar tekrar üretilmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Çünkü toplumumuz tarafından fazla önemsenmiyorlar. Zorbalık olaylarının ‘büyütülecek kadar ciddi olmadığı’ algısı ne yazık ki oldukça yaygın. Oysa Doç. Dr. Metin Pişkin tarafından ilköğretim öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar öğrencilerin yüzde 26’sının fiziksel, yüzde 34’ünün de sözel şiddete maruz kaldığını ortaya koymuştur.
Toplumda kendisine yapılan zorbalığı şikayet eden öğrencileri ‘ana kuzusu’ olarak tanımlayıp aşağılamak, bu kişileri ispiyonculukla suçlamak gibi bir eğilim vardır. Şikâyetler genellikle önemsenmez ve kurban, dolayısıyla şiddet, görmezden gelinir. Sonuçta bu öğrenciler yalnızlaştırılır.
Bir söz ya da eylemin zorbalık olarak adlandırılabilmesi için; 1. Kasıtlı olarak zarar verme amacı güden saldırgan davranışlar olması,
2. Süreklilik özelliği taşıması, bir başka deyişle zorbanın bu tür eylemleri bir kez değil devamlı olarak yapması,
3. Zorba ve kurban arasında fiziksel ya da psikolojik güç dengesizliğinin olması; zorbaca eyleme uğrayan kurbanın, zorbaya karşı kendisini çaresiz ve savunamayacak durumda hissetmesi gerekir.
Haftaya çoçuğunuzun zorbalığa maruz kaldığını nasıl anlarsınız alt başlığıyla devam etmek üzere…
Selametle, ihsanla kalınız…