'Alaeddin'de oturuyorsanız bunun bedelini ödemelisiniz'

AK Parti Konya milletvekili Ahmet Sorgun, Türkiye ve Konya gündemine dair önemli başlıkları Memleket'e değerlendirdi.

Terör konusunda Konya'yı örnek gösteren Sorgun, 'Alaeddin'de oturuyorsanız bunun bedelini ödemelisiniz' diyerek Türkiye'nin stratejik bir konumda olduğundan bahsetti. AK Parti Konya milletvekili Sorgun, 'Konya Tarım Fuarı'nda olduğu gibi diğer fuarlarda da ilk sırada olmalıdır' dedi. Hizmette bürokrasiyi eleştiren AK Parti Konya milletvekili Ahmet Sorgun, doğalgaz götürülemeyen ilçelere de doğalgaz müjdesi verdi.

-Son zamanlarda artan terör olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz terörle yeni tanışmıyoruz. 80’li yıllardan sonra PKK’yı görüyoruz. Onun öncesinde sağ-sol adı altında terörü konuştuk yıllarca. 1980 öncesin de birçok terör örgütünü gördük.  Bunların hiçbiri yerli değil. Bunu ifade etmemiz gerekiyor. Bizim kuklaları değil kuklacıları konuşmamız gerekiyor.

Biz lise öğrencisiyken, bir gün 12 Eylül’de bir düdükle her şey bitiverdi. Sabahleyin solcunun elinde olan silah, öğleden sonra sağcının eline veriliyordu. Ne için öldüğünü bilmeden, 5 bin gencimiz o zaman hayatını kaybetti. Toplum bu dönemde diz çöktürülmek istendi. O günkü Türkiye’yi diz çöktürmenin yolu sağcı-solcuydu. Gençlerimizi, özellikle üniversite öğrencilerimizi o dönemde kullandılar.  Şimdi ise PKK terörü, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki gençlerimizi kullanıyor. Yine aynı kuklacılar var. Ama önde görünen PKK, DAEŞ, PYD’dir. Lakin, esas kuklacıya bakmamız gerekiyor. Bunlara lojistiği temin eden kim? Bunlara silahı temin eden kim? O kervan geçmez dağlara uçaksavarları getiren kim? DAEŞ’in de PKK’nın da PYD’nin de arkasındaki güç aynıdır.

-Türkiye’de istihbarat, güvenlik sorunu var mı ?

Eğer yakalanan patlayıcılar, canlı bombalar, mühimmatlar bilinse bunun böyle olmadığı görülecektir. Buradaki amaç böyle bir algı yaratmak. Terörün bütün amacı, panik yaptırmak, toplumu güvende değilmiş gibi hissettirmek. Bu milletin başbakanına, cumhurbaşkanına, hükümetine olan güveni sarsmak amacındalar. Onlar sarsmak istedikçe millet daha fazla sarıldı, kenetlendi.

Türkiye stratejik konumu itibari ile en güzel bölgede bulunuyor. Enerji yollarının hepsi bölgemizden geçiyor. Bin yıl önce de değerliydi. Burası dünyanın merkezi, doğudan Moğollar, batıdan Haçlılar geliyordu. O yüzden gözümüzü dört açmak zorundayız.

Alaaddin’de eviniz varsa, merkezi bir noktada eviniz varsa, orada oturmanın belli bir bedeli vardır, onu ödemek karşılamak zorundasınız.  Türkiye, Ortadoğu’da böyle bir öneme sahip.

Terör kendi ürünümüz değildir. Terör ithaldir, terör çağdaş batının ülkemize getirdiği bir şeydir.

-Konya Tarım Fuarı’nı nasıl buldunuz?

Gerçekten çok güzeldi. Her yıl biraz daha geliştiğini, daha çok firmanın geldiğini görüyoruz. Orada konuştuğumuz firmalar da memnuniyetlerini ifade ettiler. TÜYAP yetkilileriyle görüştüğümüzde, talep eden birçok firmaya yer veremedikleri, bazı firmaların daha çok yer istemesine rağmen, yabancı firmalara daha küçük yerler verdiklerini ifade ettiler.

Biliyorsunuz eskiden 2 tane hol vardı. Şimdi 6 tane hol ağzına kadar dolu, hatta dışarıda sergileniyor birtakım ürünler. Yine hollerin araları, geçiş yerleri de ürünlerle, firmalarla dolu. Önümüzdeki süreçte inanıyorum ki, 6 hol de yetmeyecek. Yeni bir çıta ile daha büyük holler açılacak inşallah.

-Bu çıta Konya için ne ifade ediyor?

Hem tarımın, hem sanayinin, hem de ticaretin geliştiğini gösteriyor. İstanbul’dan gelmek isteyen, önceden sadece havayolu ve karayolu ile gelebilirdi. Şimdi trenle de gelebiliyor. Ankara’dan gelmek isteyen sadece karayolu ile gelebiliyordu, şimdi ise hızlı tren ile gelebiliyor.  Konya adına ve ülkemiz adına çok intizamlı bir tablo var ortada. Fuarda yurtdışından pek çok firmayla karşılaştım. Fuar merkezini sadece Tarım Fuarı olarak değil diğer fuarlar ile de anmak gerekiyor. Tarım Fuarı’nda nasıl Türkiye’de en iyisiysek, diğer fuarlarda da bu şekilde en iyi noktalarda olmalıyız.

-Konya’nın devam eden projelerinde son durum nedir, yeni projeler var mı?

Bu yıl sonunda Konya-Karaman hızlı treni bitmiş olacak. Şu anda Antalya, Konya, Kayseri tren hattı projesi çalışılıyor. Konya,Karaman, Ulukışla, Yenice’de çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bunlara bakıldığında Konya bir kavşak noktası haline geliyor. 

Devlette devamlılık esastır. Konya projelerini bu bakan yapıyor, diğeri yapmıyor durumu söz konusu olamaz. Dün de başbakanımız Ahmet Davutoğlu o projelerin arkasındaydı, bugün de arkasında.

Hiç kimse endişeye kapılmasın. Biz eğer bir söz verdiysek, 'yapacağız' dediysek her zaman yaparız. Elimizde olmayan sebeplerden bazı projeler daha geç bitebiliyor.

-Çok büyük projelerin bürokrasiye takıldığını görüyoruz, Konya'nın da bürokrasiye takılan projeleri var mı?

Bürokrasi aslında bir hizmetin yapılma usulüdür. Ama maksadını aşarsa, normalde hukuk, bir hizmetin şemsiyesi olması gerekirken bazen maksadını aşıp takoz haline getirebilirse, bürokrasi de hizmete yol ve yöntem olacakken, hizmete şemsiye olacakken bazen takoz olabilir. Bürokratik vesayetten bu ülke çok çekti. Bu bakımdan çok net bir şey söyleyelim; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu olmasaydı, bürokrasi pek çok şeyi kilitlemişti.

Bürokrasi garantiyi sever, ne yazık ki kendini merkeze alır, yine ne yazık ki bürokrasi dediğimizde aklımıza hantallık geliyor.  Onlar genellikle etliye sütlüye karışmadan, emeklilik hakkını elde etmek için hiçbir şey yapmayan bürokratlar var. Ama çok çalışkan bürokratlarımız da var onlara değil sözlerim. Bu bağlamda Konyalı bir Başbakanımız varken hiçbir proje bürokrasiye takılmaz.

-Beyşehir’de, Karapınar gibi bazı ilçelerde çok ciddi anlamda doğalgaz sıkıntısı var, siz Konyalı vekiller bu anlamda devreye girecek misiniz ?

Elbette, bu konuyu görüştük, görüşüyoruz. Gazla ilgili, enerji yatırımlarıyla ilgili de görüştük. Olayın iki boyutu var; BOTAŞ hattının yakınında ilçeler var. Herkes ister ki, doğalgaz olsun. Ama bunun yapım, işletim maliyeti var. Devlet bu işe hizmet olarak ancak özel sektör kâr olarak bakar. Biliyorsunuz doğalgaz özelleştirildi. Bu yüzden onlara kârlı gelmediği için yatırım yapmak istemiyorlar. Yatırım yaptığında o yatırımın kendisine ne zaman döneceğine bakar. Kârlı olsaydı eğer kamudan önce atlarlardı zaten. Devlet bu noktada devreye girecek. Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın, Akşehir, Beyşehir’de çalışmalarımız var. Az nüfusun olduğu yerlere, hat ile götüremeyeceğimiz yerlere, taşınıp depolama suretiyle doğalgaz kullandırılabilir mi , ne kadar ekonomik olabilir, işletmesi nasıl olabilir diye şuan Enerji Bakanlığı'nın çalışması var.

-Taşeron firmalarda çalışanlara verilen kadro ile ilgili ayrıntılar neler ?

Seçim beyannamemizde kamuda asli işlerde çalışanların kadroya geçmesine dair açıklamalarda bulunmuştuk. Bu, yaklaşık 150 bin civarında rakam ediyordu. Ama beklenti sadece bunlarla sınırlı olmadığı için büyük bir talep oldu ve bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Sizinde bildiğiniz gibi geçtiğimiz Başbakanımız Ahmet Davutoğlu bu çalışmayı kamuoyu ile paylaştı. 150 bin olan sayı 720 bine çıkmış oldu. Ancak buradan şunu ifade etmem gerekiyor. Asli işlerde çalışanlar, tali işlerde çalışanlar, çok değişik kamuda statüler var, sözleşmeliler var. Çerçeve çok genişletildiği için bütün kamuda çalışan taşeron işçilerinin durumunun mevcut halden daha iyi olacağını ifade etmek istiyorum. Ancak kanun henüz meclise gelip çıkmış değil. Genel kurulu gelip çıkmadan kesin bir ifade kullanmak yanıltıcı olabilir. Ben genel kurula gelip onaylanmadıkça kesin ifade kullanmayı şahsım adına doğru bulmuyorum.

M.Ali Elmacı-Memleket