Ali Karahasanoğlu: Sabancı ailesi kime hizmet ediyor?

Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, Sabancı Holding’in yoğun şekilde Cumhuriyet Gazetesi’ne reklam vermesini köşesine taşıdı

Cumhuriyet ülke düşmanlığına yönelik yaptığı haberleri bir bir analiz eden Karahasanoğlu, Sabancı ailesinin neye hizmet ettiğini sordu.

 İşte o yazı:

 

Günlük 15 gazete önümde..

En fazla satan gazeteler bunlar..

Tüm sayfalarını taradım..

Sabancı’nın toplam 5 sayfa reklamı var.

Bütün gazetelere verilen toplam 5 sayfa reklamın iki sayfası..

Yani reklamların % 40’ı.. Tek başına Cumhuriyet gazetesine verilmiş..

Hani, bir de fazladan çeyrek sayfa Akbank reklamı da var.

Hiçbir gazeteye verilmeden, Cumhuriyet’e verilmiş ama.

Onu da görmezden geliyorum..

Bu şartlar altında..

Yaklaşık 3,5 milyonluk tiraja sahip gazeteler içinde..

Verilecek reklamın % 40’ını, 50 bin satan bir gazeteye tahsis eden Türkiye’nin ikinci büyük holdingine sorsak..

“Sabancı, ülkesine niye yabancı” diye..

Haksız mı oluruz?

Tabii ki reklam verenler, kendilerine en fazla dönüşü düşünmek zorundadırlar..

Bu çerçevede..

Şu gazeteye biraz az, diğer gazeteye azıcık fazla.. Üç tanesine eşit reklam verebilirler..

Ama bu kadar oransız..

Bu kadar göze batan bir reklam dağıtımı..

“Bizim amacımız reklam vermek değil. Bizim amacımız ürünümüzün tanıtımını yapmak değil.. Para aktarmak” diye, bas bas bağırıyor..

15 gazeteden sadece üç tanesine reklam verirseniz..

Bunlarla eşdeğer gazeteleri görmezden gelirseniz..

Tercihinizi, ne tirajla, ne yaygın bir reklam kampanyası ile izah edemezseniz..

Tek ihtimal kalıyor..

“Bu gazetenin yayın politikasını desteklemek istiyoruz. Reklam işin bahanesi!”

Öyle ise..

Bakalım, Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasına..

Genel yayın yönetmeni, casusluktan.. Devletin sırlarını ifşa etmekten..

Bana göre daha doğru tanımlaması ile, “Devletin istihbarat teşkilatına iftira atmak”tan cezaevinde..

Bu bize bir fikir veriyor da..

Ankara Temsilcisi’nin de, Genel Yayın Yönetmeni ile birlikte cezaevinde olması bize bir fikir veriyor da..

Teyiden dünkü gazetelerine de bakalım..

Cumhuriyet’ten iki kişinin cezaevinde olması, tekil bir olaydan kaynaklanıyor ise..

Haksızlık etmeyelim..

Aldım, Sabancı’nın toplam reklamının % 40’ını almaya hak kazanan Cumhuriyet’i önüme..

Birinci sayfanın manşeti: “Diyarbakır yangın yeri”

Hani bir tespit yaparsınız..

İtiraz etmem..

Ama, bu başlığın hemen altında.. “Sur’daki sokak yasağını protesto yürüyüşüne izin verilmeyince tansiyon yükseldi. Polis yürüyenlere sert müdahale etti: 2 ölü, 4 yaralı” derseniz..

Kusura bakmayın..

Taramalı makina gibi..

En ağır hakaretleri, ben size saydırırım..

Sanki sokak yasağı, durup dururken ilan edilmiş.

Sanki Vali Bey, “Ben bugün şehri gezeceğim. Sokaklarda insanlar olmasın. Ben rahatsız oluyorum. Bugün sokağa çıkış yasağı ilan ediyorum” demiş..

Keyfi bir yasak varmış da..

Bu yasak “protesto ediliyor”muş.

Burda da bitmiyor, Cumhuriyet’in polis karşıtlığı..

İfadeye bakın: “Polis yürüyenlere sert müdahale etti: 2 ölü”

Polis yumuşak müdahale etse, ölen falan olmayacak yani..

Bu kadar olayları çarpıtan.

Bu kadar devlete düşmanca tavır alan bir haber..

Ama bu gazete, Sabancı tarafından ödüllendiriliyor.

“Yap sen haberini.. Biz senin arkandayız” deniliyor.

“At yalanı gel, sponsorun ben olayım” deniyor..

Başka bir izahı var mı?

Başka bir anlamı var mı, bu rezaletin?

Subjektif yorumlardan hep kaçınırım.

Tekil olaylardan, genellemelere gidilmesine karşı çıkarım.

Yine aynı tavrımızı tekrarlayalım.

Bakalım dünkü Cumhuriyet’te başka ne haberler varmış?

Yine birinci sayfadan bir söyleşi haber. “Çözüm süreci mimarı Fisas’tan Türkiye’ye çağrı” deniyor. Çağrıda ise şunlar yer alıyor: “PKK sivilleri çatışmadan uzak tutmalı..”

Anlayabiliyor musunuz?

PKK, askere kurşun sıkabilir. Polisi öldürebilir. Hatta devlet görevlisi herkese saldırabilir..

Ama sivilleri bu işe karıştırmasın..

Çözüm süreci mimarının teklifi bu imiş!

Devamında da, çözüm süreci mimarının sözleri, şöyle başlığa çıkmış: “Terörizm deyip, işin içinden çıkamazsınız”

Yaa işte böyle!

Genel merkezinde.. Aileden birisini terörde kaybetmiş olan Sabancı ailesi..

O başlığı en iyi, onlar yorumlayacaklardır..

Barış Kültürü Okulu kurucusu Vicenç Fisas, böyle buyurmuş..

Çocuğu yanında yarbayı.. Eşinin yanında polisi.. Sivil araçtaki yaşlı kadını öldürenlerin eylemine, “Terörizm” diyerek, işin içinden çıkamazmışız..

Ne dersiniz, Sabancı ailesi..

Birisi size..

O menfur cinayetten sonra.

Böyle bir yorumda bulunsaydı, ne derdiniz?

“Biz Fehriye Erdal’a ne yapmışız? Biz İsmail Akkol’a ne etmişiz? Biz Mustafa Duyar’a hangi haksızlığı reva görmüşüz ki, bize bu saldırıyı yaptılar” demeye hakkınız yokmuş.

Reklam vererek desteklediğiniz gazetede, işte bu kirli söylem dile getiriliyor..

Daha bir sürü teröre destek veren söylem, Cumhuriyet’in dünkü nüshasında yer almış ama.

Yerimiz bu kadar..

Gerisini de, Sabancı ailesi okuyup, karar versin..

Reklam mı veriyorlar? Yoksa devlete düşmanlığa sponsor mu oluyorlar?..

Medya Haberleri

Ölünce Beni Kim Yıkayacak? Afişlerinin Gizemi Çözüldü
Ebru Şallı’nın eşi Uğur Akkuş’a uzaklaştırma kararı
Diyarbakır'da Çekilen 'Cintihar' Filmi Vizyona Giriyor
Konya'da Şubesi Olan Selin Ciğerci'ye Yurtdışı Yasağı
Mahsun Kırmızıgül’ün annesi son yolculuğuna uğurlandı