Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, bugünkü köşesinde Uğur Dündar'a ödül veren Saadet Partisi yönetimine sert sözlerle tepki gösterdi. "Erbakan’a iftira atanın o törende ne işi var?" diye soran Karahasanoğlu, "Yazıklar olsun. Allah, SP yönetimine, akıl fikir versin" dedi. İşte Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı:
"Ben Cumhurbaşkanı’mıza, “Temel, Abdullah, Bülent abiler ile istişare”yi önerirken..
Tayyip Erdoğan-Bülent Arınç görüşmesi önceki akşam zaten gerçekleşmişti.
Milli Görüş tabanını sevindiren Arınç açıklaması ile de, o istişare taçlandırılmıştı:
“Ben ne AK Parti’ye ne onun genel başkanına zarar verecek bir hareketin içinde olmam. Ben iyi bir AK Partiliyim. Milli Görüş çizgisinde siyaset yapmış bir insanım. Bizim edindiğimiz bütün terbiye bize davamıza sahip çıkmayı gerektirir.”
Milli Görüş tabanı, bu açıklama ile sevinirken, bu sözlerin üzerinden birkaç saat geçmiş-geçmemiş idi ki..
Ajanslardan Necmettin Erbakan Ödülleri töreninden fotoğraflar düştü.
Kimler var, fotoğraflarda?.
Temel Karamollaoğlu ile Abdullah Gül’ün salona birlikte giriş fotoğrafları eşliğinde..
Büyük üzüntü duyduğum iki kişinin fotoğrafı..
Birisi Uğur Dündar..
Diğeri Levent Gültekin..
Niçin üzüntü duydum?
Kendim için mi?
Hayır..
Adına ödül verilen, Necmettin Erbakan Hoca adına üzüldüm..
Üzülmek ne kelime?
Tam anlamı ile ters köşe oldum..
•
Fatih Erbakan’ın bile davet edilmediği Necmettin Erbakan adına düzenlenen ödül töreninde ağırlanan Uğur Dündar kimdir?
Yıllarca dindar insanlara kara çalan..
Tahkir eden..
İftira atan bir medya hokkabazı..
Bağcılar’da bir okulda, birkaç gencin namaz kılmasını, o yıllarda egemen olan laikçi generallere ihbar eden..
“Kim izin veriyor buna?” diye sorgulama yapan Uğur Dündar..
Konya’da tesettürlü bir bayan doktora..
“Erkek hastaya bakmadı.. Hasta ağırlaştı” diye iftira atan Uğur Dündar..
Namaz kılana da..
Tesettürlü olana da..
Sırf dini vecibelerini yerine getiriyorlar diye karşıt olan Uğur Dündar!
Dahası var..
Kendi yazılarında, bizzat Necmettin Erbakan’a yaptığı hakaretler..
Kısa kesitler vereyim..
Tarih 28 Mart 1999.
Yazının başlığı, “Arena yasaklandı” şeklinde..
İçindeki ifadeler mi?
Şöyle:
“Salı gecesi yayınlanan ARENA, milyonlarca seyirciyi ekrana mıhladı. Türkiye nüfusunun yarıya yakın bir bölümü, soluklarını tutarak ARENA’yı izledi.”
Ne imiş ki, televizyonculuk açısından da bir saçmalık olan, bir programın ikinci defa yayınlanması amaçlanıyor?
Şunun için..
Dündar’ın yazısından aktarıyorum:
“Programda, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel’in hazırladığı ‘Milli Görüş Hakkındaki İddianame’nin basına açıklanan bölümleri yorumsuz olarak veriliyordu. Ayrıca, polisin Milli Görüş Teşkilatı ve Milli Gençlik Vakfı şubelerine yaptığı baskınlarda bulunan propaganda kasetlerindeki bazı konuşmalar yer alıyordu.”
Bildiğiniz türden; 28 Şubat ve hemen sonrasındaki süreçte, binbir iftira ile hazırlanan bir iddianamenin, sözümona haberleştirilerek televizyondan sunulması..
Erbakan Hoca’ya ve partideki milletvekillerine yönelik olarak, “Oy avcılığı yaparken” yalanı mı dersiniz..
“Atatürk’ü yerden yere vurarak, inançlı insanlarımızı Cihad’a çağırdıkları” suçlaması mı dersiniz..
“Kin kustu” isnadı mı dersiniz..
Her türlü haksız itham var..
Ardından da..
Önceki akşam, hatırasına ödüller verilen Necmettin Erbakan’ın ismi de geçen şu cümleler de, Uğur Dündar’a ait:
“ARENA’nın ilk gösteriminden önce Sayın Erbakan’ı canlı yayında görüşlerini açıklamaya davet ettim. Ancak Sayın Erbakan önerimizi kabul etmedi. Programda da belirttiğim gibi, Fazilet Partisi’nde siyaset yapan bazı değerli ve saygın politikacılarla, partiye oy veren inançlı, saf ve temiz vatandaşlarımızı, yukarıdaki değerlendirmelerin dışında tutuyorum.”
Yani?
Yani diyor ki Uğur Dündar..
“Aman ha.. Erbakan ve ismini verdiğim milletvekillerine söylediğim sözleri, tüm FP’lilere söylenmiş saymayın. Erbakan başka, saf vatandaşlarımız başka!”
Bu ifadelerle de, ayrıca Erbakan’a hakaret ediyor..
Ve bu adam..
Necmettin Erbakan adına verilen ödül törenine davet ediliyor!
Nasıl bir saçmalık bu?
Nasıl bir basiretsizlik?
Bir hakaretini daha aktarayım..
Yorumunu siz yapın..
Yazının girişinde, Mekke’deki Osmanlı döneminden kalan Ecyad Kalesi’nin, Suudiler tarafın yıkılıp, yerine otel yapılması girişimi anlatılıp, ardından da Erbakan Hoca’ya kin şöyle kusuluyor:
“Terörist saldırıda çöken New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ni çağrıştıran ikiz kuleli otelin açılışına mutlaka sadık dostları Necmettin Erbakan’ı da çağırırlar.
Erbakan Hoca, ecdat kanıyla sulanmış toprakların üstündeki otelin şeref konuğu olur!
Açılış töreninde ‘Başka kalelerin de yıkılması dileğiyle’ kase kase şerbet içilir!”
Erbakan hoca, Suudilerin sadık dostu imiş.
Osmanlı döneminin Ecyad Kalesi’ni yıkıyorlarmış.
Yerine yapılan otel bittiğinde de, şehit kanı ile sulanan o topraklardaki otelin açılışının şeref konuğu Erbakan olurmuş, “kase kase şerbet içilir” imiş.
Ve bu Erbakan düşmanı adam..
Bugüne kadar hiçbir yazısında, hiçbir konuşmasında, “Ben o yazılardan dolayı, Erbakan’dan özür diliyorum” demediği halde..
Erbakan adına dağıtılan ödül töreninde, “şeref konuğu” oluyor..
Erbakan Hoca, Ecyad Kalesi yerine yapılan otelin açılışında “şeref konuğu” olmadı ama..
Uğur Dündar..
Bu iftirasına rağmen..
Erbakan adına düzenlenen törende şeref konuğu olabiliyor..
Ne diyelim, “Allah, SP yönetimine, akıl fikir versin..”
•
Törene katılan ikinci ismin üzerinde uzunca durmaya gerek yok.
2015 yılında, hem de Erbakan hocanın vefatından sonra verilmiş bir röportajdan, Levent Gültekin isimli kişinin şu kusmuğuna bakar mısınız:
“Erbakan, Bosna paralarını..”
Kusura bakmayın.
Daha fazlasını yazamıyorum..
Bu adamın yüzüne tüküresim geliyor..
Ama ne yazık ki..
Erbakan’ın mirası üzerinden siyaset yapanlar, o büyük insana bu alçakça iftirayı atan adamı, kapıda karşılıyorlar!
Yazıklar olsun.. Binlerce defa.."