İl Genel Meclisi Başkanı Ali Selvi ile konuşurken ‘anlattıklarının’ söz baloncukları olmamasını çok istedim…
Havaya savurursunuz da içi boştur, patlar gider…
Güvensizlik alameti değil, Konya için gerçekten var gücüyle çalışan birilerinin varlığı beni çok heyecanlandırıyor.
Ali Beyi de ikidir dinliyorum, heyecanlanıyorum…
O da bazıları gibi ‘birlikte’ hareket etmekten bahsediyor…
Pek çok sorunun geride kaldığından dem vuruyor, ‘Konya’nın kaybedecek bir tek dakikası yok’ diyor…
Geçtiğimiz hafta Dedeman Otel’de Valencia Bilim Merkezi Program Yöneticisi Domingo Escutia, Bilim Merkezi’nin Konya’ya neler kazandıracağına dair bir toplantı düzenledi…
Toplantıya Bilim Merkezi’nin tüm taraflarının katılmadığını gördük maalesef.
Yani diyorum ki, Ali Selvi’nin birliktelik hareketi her yerden henüz karşılık bulmuş değil…
Misal olarak Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan’ı ele alalım…
Hoca çok şükür, sıkıntısının bir bölümünü atarak üniversitesinin başına döndü…
Döndükten sonra da tabir yerindeyse ‘fırtına’ gibi esmeye başladı…
Mezun öğrencilerin mezuniyet törenlerinde boy gösterdi ve önüne geçeni alnından öptü…
İşte fakat tarafı olduğu Bilim Merkezi ile ilgili bir toplantıda yoktu…
Rektör yardımcıları da yoktu…
Üniversite içindeki hayat tamam, fakat rektörümüzü, hocalarımızı şehrin geri kalan hayatı içinde görme arzumuz umarım yanlış değerlendirilmez.
Bu açıdan bakıldığında ben Selçuk Üniversitesi’nin 2’ye bölünmesini derinden arzuluyorum.
Süleyman Bey’in sosyal hayatta bıraktığı boşlukları dolduracak 2. bir rektörün şehre ayrı bir hava katacağını kim inkâr edebilir.
Hani diyorum tatlı bir yarış da böylece mümkün olur…
Tarafı olmadıkları halde Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Meram Belediye Başkanı Serdar Kalaycı bu toplantıda varlardı…
Onların bu hassasiyetlerinin üzerine de işaret düşmek lazım.
Son tahlilde Ali Bey’in en çok yorulacağı konunun başında ‘birliktelik’ meselesinin geleceğini düşünüyorum.
Zaten bu problem olmaktan çıkarsa diğer meseleler birer birer çözüme erer…
***
Ali Bey’den öğrendik ki belediyelerimiz tatlı bir rekabetin içindeymiş…
Biraz daha geriye gidecek olursak İl Genel Meclisi ve İl Özel İdaresi, Konya’da tarım konusunda ciddi adımlar atılması için projeler gerçekleştiriyor…
KOP için strateji planı bile neredeyse belirlenmiş.
“Konya’da fındık bile yetişiyor” diyor Ali Selvi…
Hatta tarlasını bırakıp şehre göçen pek çok kişi, İl Özel İdaresi’nin projeleriyle yeniden köyüne dönmüş…
Nuzumla’da üretilen çileklerden örnek veriyor Ali Bey, bu çalışmanın peşini hiçbir zaman bırakmayacaklarını anlatıyor…
İşte belediyelerimizin birbiriyle yarıştığı konu da burada devreye giriyor…
Yerel meclisimizin ve idarecilerimizin gayretiyle Konya hormonsuz ürünlerin yetiştiği bir bölge konumuna geliyor…
Bunun için de Ali Selvi ve arkadaşları Konya’ya organik ürünler pazarı kurulması için kolları sıvamışlar, belediyelerimize teklif verilmiş.
Üç merkez ilçe de kendi bölgesinde bu pazarın kurulması için istekli olmuş…
Ali bey, haftanın 7 günü bu pazarın açık kalacağını söylüyor…
Doğrusu bu pazar, Konya’nın büyükşehirliğine de yakışacak.
Gayretlerinin bereketli olmasını temenni ediyorum.
Bir de Ali Bey’i zorlukları aşacak kudrette bulduğumu söyleyeyim; elbette boş konuşmuyor…
‘Yapılacak’ dediklerinin ‘yapıldı’ denildiği zamanlara inşallah hep birlikte ulaşırız.