Üstat Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları geçen yıl üç cilt halinde okuyucusu ile buluştu. Tarih okumayı sevenler için sürükleyici bırakmak istemeyecekleri ve mutlaka okunması gereken bir eser. Kitap kurdu dostların mutlaka oku dediği hatıraları okurken Celâl Hoca, Menderesler ve Bayar başlıklı kısma okuyunca içim burkuldu. Ülkemizde yaşanan son gelişmelerle o tarihi kıyasladım, o günden buyana değişen fazla bir şeyin olmadığını görünce bu ülkenin bir vatandaşı olarak neden böyle oluyor diyerek üzüldüm. Ne garip değil mi son yaşanan olaylarla geçmişi kıyaslarsak İnsan hakları, Hukukun üstünlüğü, Halkın iradesi, demokrasi konusunda değişen fazla bir şey yok. Katsayı konusu ve yargıdaki son tartışmalar bunun en güzel örneği değil mi. Sözü fazla uzatmadan üstadın anlattıkları ile sizi baş başa bırakıyorum..
Celâl Hoca, Menderesler ve Bayar..*
“Celâl Okten Hoca rahmetli de Adnan Menderes Bey'i severdi. Adnan Bey, Tevfik İleri'ye söylemiş: "Yazın tatil zamanı İstanbul'da bizim çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretecek, din dersi verecek bir hoca isterim..."
Araştırmışlar, Celâl Hoca münasiptir, demişler.
Celâl Hoca anlatırdı:
"Fatin Rüşdü'nün arabası gelir, beni evimden alır, Fatin Rüşdü'nün köşküne götürür, orada Adnan Bey'in çocuklarını okuturdum."
Celâl Hoca'ya Kayseri'de eski Demokrat mebusları ziyaret ettiğimi söylediğimde, Allah rahmet evlesin, bana, "Celâl Bayar'ı da ziyaret ettin mir" diye sormuştu.
"Hocam, içimden gelmedi." dedim.
"Ben de olsam, ben de gitmezdim." dedi.
Celâl Hoca şunları söylemişti:
"Türk'ün imanının düşmanları, Celâl Bayar'ı, Adnan Bey'e ayak bağı olarak koymuşlardı... Biliyorlardı ki, bu millet bütün felâketlere, musibetlere rağmen, daima imanına aşina olan kimselere rey verecek, onları kazandıracaktır.
"Bunun için, milletin sevdiği kimseler seçimle iktidara gelseler bile, bir iş yapamasınlar diye, hem onların arasına kendi adamlarını soktular hem de bir sürü engeller, kanunlar koydular.
"27 Mayıs hükümet darbesinden sonra yapılan anayasalar, çıkarılan kanunlar hep, başa gelecek vatan evlâdı dindar insanların ayağına, eline, diline vurulan kilitler, zincirlerdir.
"Milleti temsil eden birileri başa gelse bile, önlerinde kaç tane engel vardır: Anayasa Mahkemesi engeli, Danıştay engeli, Sayıştay engeli, daha bilmem neler... Tabii bunlar, kendileri gibi düşünen, millete ve dine aykırı hükümetlere karşı kullanılmaz...
"Yahu şu kadar milletvekilinin, şu kadar senatörün ittifakla aldıkları bir kararı, bilmem ne mahkemesi bozacaksa, o kadar adamı seçmeye, meclisleri toplamaya ne lüzum var? Yahu bu memleket onların çiftliği mi? Maalesef bu işler, işte çözülmesi beklenen kör düğümlerdir..."
Merhum Celâl Hoca böyle söylemişti, Allah rahmet eylesin.”.. diye biten kısma bizde merhum Üstat ali ulvi kurucuya Allah rahmet eylesin diyoruz..
( Ali Ulvi Kurucu Hatıralar -1 sahife 288–289)