ALIŞTIRMALAR-8

Şakir Tuncay Uyaroğlu

Saygı değer okuyucularım; bugün size 50 tane alıştırma maddesi daha sunuyorum. İmla ve noktalama bilginizi bir yoklayın bakalım. Bu cümlelerin doğrularını bir yere yazın ve sonra da benim sunduğum doğrularla bir karşılaştırın. “Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım.” adlı kitabım için 1001 alıştırma maddesi olarak hazırladığım bu bölümle ilgili paylaşımlara arada bir devam edeceğim. İnşallah, faydası olur diye ümit ediyorum.

YANLIŞLAR

351. Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevren de kiler gülüyorlardı. Öyle bir hayat sürki, öldüğün de çevren de kiler ağlarken, sen gülümseyerek ahirete gidesin.

352. Dünya da hayat için herşey de mutluluk var; yanlız, işi zamanın da yapmalı insanlar.

353. Düşmanı affetmek büyüklük, unutmak ise abdallıktır.

354. Düşmanın, karınca isede hor görme.

355. Düşüncelerle karşılaşınca; zayıflar korkar, abdallar karşı gelir, akıllılar karar verir, ustalar yönetir.

356. Düzenli çalıştınmı başarırsın.

357. Eğer yanın da olsaydım; sana sım sıkı sarılır, her yeni yaşın da gözlerin de ki ışıltının devam etmesini diler, yanağına kocaman bir öpücük kondururdum.

358. Ekmekte bir, börek te bir yiyene.

359. Elyazması üç eserinde, ben de bulunduğunu biliyormusun?

360. Elbet birgün buluşacağız bu böyle yarım kalmıyacak; ikimizinde saçları ak, öyle durup bakışacağız…

361. Elbetteki, tarihin verdiği tercübeler daha önemli olacaktır.

362. Elden gelen öğün olmaz, oda vaktin de bulunmaz.

363. Ele-güne karşı yapayanlız yaşamaya devamediyoruz.

364. Elem beni terketmiyor, hiçte fasıla vermiyor; nihayetsiz bu takibe, doğrusu takat yetmiyor…

365. Elimde ki şiir kitabı 19 mayıs 2015’de yayınlandı.

366. Elimizden birşey gelmez ki!

367. Elin ağızı, torba değilki büzesin.

368. Elin de avucun da ne varsa hepsini yedi.

369. Ellerim böyle boş, boşmu kalacaktı, gözüm de hep böyle yaş, yaşmı olacaktı, aramız da sıradağlar, dağlarmı olacaktı?

370. Ellerime alıpta ne öpmek, ne okşamak; öyle zor öyle zorki, seni içimden atmak…

371. Ellerin neden sovuk, saçların neden dağınık; / Gerçek’misin, düşmüsün? / Karmı yağdı sokaklara, rüzgarmı esti? / Üşümüşmüsün?

372. En hazin şey, gözleri kuru olarak ağlamakdır.

373. En son aldığı kitabıda, diğerleri gibi bir solukda okumuştu.

374. En-ti-vi haber bültenlerini hiç kaçırmıyorum.

375. En vefalı dostumuz gölgemizdir, oda yoldaşlık etmek için, güneşli hava bekler.

376. Engin de yavaş yavaş günün minesi soldu; derdim bana arkadaş, bugünde akşam oldu…

377. Epeydir sizlen görüşemiyoruz.

378. Erim er olsunda, yerim çalıdibi olsun.

379. Erkek vefakar, kadında cefakar olmalıdır.

380. Erkekler, kadınların mutlu olduğu sözler söylerlerse; kadınlar da, erkeklerin hoşlarına gidecek davranışlar yaparlar.

381. Estegel Taşımacılık’ta çalışıyorum.

382. Ev çok güzel; ancak bizim kesemize uygunmu?

383. Ev de ki hesap çarşıya uymaz.

384. Eve bile girmediler; oysa ki biraz kalacaklarını söylüyorlardı.

385. Eve vardıkmı bir ayran içeriz değilmi?

386. Evet, kırk seneden beri, Türkçe merhale-merhale Türk’leşiyor.

387. Evin küçük bahçesinde ki saksıların için de fesleğenler vardı.

388. Evinde ki onbeş yıllık eşyaları elden çıkardı.

389. Evine iyi bir kitap al. Kitaplar, zengin nimet yağmurları yağdırırlar ve öyle güzel mutluluklar getirirlerki, çocuklarına ve torunlarına kadar gider.

390. Evlerin de bahar olsam, yar göğsün de açıp solsam; kokladıkca kalbe dolsam, ben bu aşk da safa bulsam…

391. Evli evin de, köylü köyün de gerek.

392. Evlilik yıldönümümüz için düzenlediğimiz programa siz dâhi gelmelisiniz.

393. Evlilikte başarı; sadece aradığı kişiyi bulmak değil, aynı zaman da aranan kişi olmakdır.

394. Fakiri koruda, fakir bilmezse fakirlik bilir.

395. Fakirin umudu düşün de, ahçının değeri aşın da.

396. Farında açık olsun, yolun’da.

397. Faytonlarda, adaya ayrı bir güzellik katıyor.

398. Fazla para, insanı hiç te mutlu etmeye bilir.

399. Felâketin açmadığı göz, kör kalmaya mahkumdur.

400. Fırtına gecelerin de nakış işlenmez.

DOĞRULAR

351. Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevrendekiler gülüyorlardı. Öyle bir hayat sür ki, öldüğünde çevrendekiler ağlarken, sen gülümseyerek ahirete gidesin.

352. Dünyada hayat için her şeyde mutluluk var; yalnız, işi zamanında yapmalı insanlar.

353. Düşmanı affetmek büyüklük, unutmak ise aptallıktır.

354. Düşmanın, karınca ise de hor görme.

355. Düşüncelerle karşılaşınca; zayıflar korkar, aptallar karşı gelir, akıllılar karar verir, ustalar yönetir.

356. Düzenli çalıştın mı başarırsın.

357. Eğer yanında olsaydım; sana sımsıkı sarılır, her yeni yaşında gözlerindeki ışıltının devam etmesini diler, yanağına kocaman bir öpücük kondururdum.

358. Ekmek de bir, börek de bir yiyene.

359. El yazması üç eserin de, bende bulunduğunu biliyor musun?

360. Elbet bir gün buluşacağız bu böyle yarım kalmayacak; ikimizin de saçları ak, öyle durup bakışacağız…

361. Elbette ki, tarihin verdiği tecrübeler daha önemli olacaktır.

362. Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.

363. Ele güne karşı yapayalnız yaşamaya devam ediyoruz.

364. Elem beni terk etmiyor, hiç de fasıla vermiyor; nihayetsiz bu takibe, doğrusu takat yetmiyor…

365. Elimdeki şiir kitabı 19 Mayıs 2015’te yayımlandı.

366. Elimizden bir şey gelmez ki!

367. Elin ağzı, torba değil ki büzesin.

368. Elinde avucunda ne varsa hepsini yedi.

369. Ellerim böyle boş, boş mu kalacaktı, gözümde hep böyle yaş, yaş mı olacaktı, aramızda sıra dağlar, dağlar mı olacaktı?

370. Ellerime alıp da ne öpmek, ne okşamak; öyle zor öyle zor ki, seni içimden atmak…

371. Ellerin neden soğuk, saçların neden dağınık; / Gerçek misin, düş müsün? / Kar mı yağdı sokaklara, rüzgâr mı esti? / Üşümüş müsün?

372. En hazin şey, gözleri kuru olarak ağlamaktır.

373. En son aldığı kitabı da, diğerleri gibi bir solukta okumuştu.

374. Ne-te-ve haber bültenlerini hiç kaçırmıyorum.

375. En vefalı dostumuz gölgemizdir, o da yoldaşlık etmek için, güneşli hava bekler.

376. Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu; derdim bana arkadaş, bugün de akşam oldu…

377. Epeydir sizinle görüşemiyoruz.

378. Erim er olsun da, yerim çalı dibi olsun.

379. Erkek vefakâr, kadın da cefakâr olmalıdır.

380. Erkekler, kadınların mutlu olduğu sözler söylerlerse; kadınlar da, erkeklerin hoşlarına gidecek davranışlar yaparlar.

381. Es de Gel Taşımacılık’ta çalışıyorum.

382. Ev çok güzel; ancak bizim kesemize uygun mu?

383. Evdeki hesap çarşıya uymaz.

384. Eve bile girmediler; oysaki biraz kalacaklarını söylüyorlardı.

385. Eve vardık mı bir ayran içeriz değil mi?.

386. Evet, kırk seneden beri, Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.

387. Evin küçük bahçesindeki saksıların içinde fesleğenler vardı.

388. Evindeki on beş yıllık eşyaları elden çıkardı.

389. Evine iyi bir kitap al. Kitaplar, zengin nimet yağmurları yağdırırlar ve öyle güzel mutluluklar getirirler ki, çocuklarına ve torunlarına kadar gider.

390. Evlerinde bahar olsam, yâr göğsünde açıp solsam; kokladıkça kalbe dolsam, ben bu aşkta safa bulsam…

391. Evli evinde, köylü köyünde gerek.

392. Evlilik yıl dönümümüz için düzenlediğimiz programa siz dahi gelmelisiniz.

393. Evlilikte başarı; sadece aradığı kişiyi bulmak değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır.

394. Fakiri koru da, fakir bilmezse fakirlik bilir.

395. Fakirin umudu düşünde, aşçının değeri aşında.

396. Farın da açık olsun, yolun da.

397. Faytonlar da, adaya ayrı bir güzellik katıyor.

398. Fazla para, insanı hiç de mutlu etmeyebilir.

399. Felaketin açmadığı göz, kör kalmaya mahkûmdur.

400. Fırtına gecelerinde nakış işlenmez.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.