Allah Câbu

Haşim Akın

 

Afrika yüzlerce kabilenin beraber yaşadığı bir kıtadır. Sadece Burkina Faso’da 62 ayrı kabile ve dil var. Renkleri bize göre hep siyahî olsa da kendi içlerinde onlarda farklılık arz ediyor. Dış görüntüde böyle olduğu gibi, inanç ve yaşamda da böyle...

Ülkenin en büyük kabilesi Mossi kabilesidir. . Ama din açısından onlarda kendi içlerinde param paçadır. Fullani kabilesi, bizim Anadolu’da ki Yörüklere benzer. Göçebe bir yaşamları vardır ve hayvan yetiştirirler. Bu sektör, onlardan sorulur. Tamamı Müslümandır. Şimdi yerleşik hayata onlarda alışmış.

Tamamına yakının putlara secde ettiği bir köyde beş- on Fullani aile vardır. Onlar komşularının aksine Müslümandır. Lakin sadece kendilerine Müslüman... Bu nedenle asla çevreyi İslamlaştırma gibi bir gayretin içine girmemmişler. Nasıl bir korku oluştu bilinmez.

Allah’ın dışında, mahlûkatın unutacağı bir yer

İçlerinden bir grubun putlara dur diyeceği, Allah’a iman şerefiyle tanışacağı bir köye kısa süreli misafir olduk. Tam bir Afrika yolculuğu sonunda küçük köye ulaştık. Aracın belki de ilk kez uğradığı bir köy gibiydi. Çünkü bize yol diye gösterilen yerden sadece bir motor geçebilirdi. Biz de bir şekilde ulaştık. Halkın gözünde umut, heyecan, tedirginlik ve sükûnet bulduk. Sanki gözleri şöyle diyordu: “Tamam şimdi yeni bir dine gireceğim. Ama sonra ne olacak?”

Cuma namazı kılmak için bunlardan bir süre önce aynı duyguları yaşamış ve köylerine bir mescit hediye edilmiş başka bir köye misafir olduk. Cuma namazı her köyde kılınamadığı için çevreden ciddi bir akın vardı. Kalabalık bir cemaatle, kadınlarında kendilerine ayrılan yerinde saf tuttuğu mekânda namazımızı kıldık. Bu köyde ilk kez Cuma namazının kılınacak olması, orası ayrı bir heyecan nedenidir.

Kulağını kapat, gözünün içine bak! Anlaşırsın…

Namazdan sonra cemaat, yerel dilleriyle gözlerinizin ta içine bakarak musafaha yarışına girecekler. Bu bölüme hazırız. Arapça bilenlerle ayrı, morece konuşanlarla, “vinnariqı” diyerek birbirimize dualarımızı ileteceğiz.  Ama ilk kez gülmenin bu kadar kendisine yakıştığını düşündüğüm yaşlı bir dedeyle karşılaştık. Bize anlamadığımız bir şey söyledi. Ama gözlerindeki enerjiye bakarsanız, kesinlikle güzel bir şey söyledi. Bize tercümanlık yapacak arkadaşlardan birisine gözümüz ilişti.

Meğer Arapça aslı bozulmuş bir dua immiş “Allah ecabe” Allah kabul etsin duası biraz da değişerek “Allah câbu” olmuş. Bizim için özel olan yanı, ifadenin ilk kez duyulması değil, gözlerde beliren o sıcak samimiyet ve gülümsemeydi. Fullani kabilesinin eski dilleri Arapçaymış. Ama zaman içinde böyle bir değişiklik görmüş.

Beyaz adam bu topraklara hep kendi üstünlüğünü kanıtlamak için gelmiş. Ezmiş, vurmuş, almış… Şimdi ilk kez kardeş olduğunu gösteren ve onların elini sıkıp sonrada elini yıkama ihtiyacı duymayan birileri gelmiş. Bazen musafaha sırası bir türlü bitmez. Çünkü sıraya tekrar girenler de olacaktır. Farklı renkte bir kardeşe dokunma hazzı…

Sadece öndeki iki dişiyle gülmeyi kendisine bu kadar çok yakıştıran tatlı amcanın da hoşuna gitti ve ayrılıncaya kadar, tekrar etti; “Allah Câbu, Allah Câbu…”

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.