Bugün yaşadığımız hayatta bazı şeyler yanlış gidiyor.
Belki de bu yanlışın kimse farkında değil.
Herkes, çıkarlarının peşinden gitmeyi marifet sayar bir hale gelmiş.
Mesela, her şeyin fiyatını çok iyi biliriz, ancak onların değeri hakkında hiç bilgimiz yoktur.
Beş liralık malı ona satmayı düşünürken, aynı malı ikiye almanın peşinde koşarız.
Bunu da yiğitlik ve esnaflık olarak değerlendir, kol bükme ve hak yeme olarak hiç görmeyiz,
Sadece aldığımız, sattığımız mal için değil, hukuki bir karar içinde, çıkan bir yasa içinde, hep aynı şeyleri düşünürüz.
Bugünlerde torba yasayla borcumuzla ilgili yapılandırmayı dört gözle bekler, bunun bir hak yeme olduğuna hiç bakmayız.
Bu yaptıklarımızın iyi bir toplum oluşturmaya ne katkısı olacak hiç düşünmez, elde ettiğimiz menfaate ve cebimize giren para ya bakarız.
Herhalde bu aşamadan sonra biz nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Sorusunu sık sık sormamız gerekir.
…
Son günlerde Yeni Cumhurbaşkanı’nın Çankaya’da oturmaması, yeni Başbakan’ın da Çankaya”da oturacak olması, farklı farklı yorumlanıyor, olaylara daha objektif bakmak isteyenlerde işin içinden maalesef çıkamıyorlar.
Sonra AKP’nin yeni lidere Ahmet Davutoğlu’nun seçimini değerlendirirken, ya da CHP kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden başkan seçilmesi ve Muharrem İnce hareketini yorumlarken de aynı hatayı yapıveriyoruz.
Neden bunları yapıyoruz? Çünkü okumuyor, yazmıyor, çizmiyor, tarihi hiç araştırmıyor, sadece bize, bizden olanların sunumlarına göre yorum yapmayı da marifet sayıp, her şeyi hallettik zannediyoruz.
Durum böyle olunca da bizler ister istemez soruyoruz;
Hani, eskiden atalarımız çok okurmuş özellikle tarih okumadığı gün olmazmış ya.
Hani, Atatürk’ü Anlatırken hep okuduğundan ve tarihi çok iyi bilmesinden bahsederiz ya.
Neden bunları yapmayız da, hep onun bunun ağzından konuşur, televizyon kanallarını kaynak gösteririz.
Bunları da anlamakta çok güçlük çekiyorum.
Allah insanlara akıl vermiş yol göstermiş, kullansınlar diye, ancak bizler bu aklı bile kullanmakta güçlük çekiyoruz, aklımızı kullanmayı bir tarafa bırakıp sadece taraf oluyor, sevmediğimiz birinin ağzından çıkan siyah sözüne beyaz demeyi marifet sayıyoruz.
Daha dün Televizyon kullanmayı reddederken, bugün evlerimizin her odasına televizyon koymayı nasıl yorumlamamız gerekir?
Yâda daha dün tesettür ve kadınların okuması ve çalışması konusunda, ya da yönetici seçilmesi konusunda ki fikirlerimizin değişmesini,
Gelişme olarak mı? Yoksa birilerinin peşinden koşmanın getirdiği bir sonuç olarak mı değerlendirmemiz gerekir diye de sayın okurlarıma sormak istiyorum.
Bu güncel olayların içinde yaşamaya çalışırken, bencillikten uzaklaşıp, okuyarak, araştırarak ve özellikle tarih okuyarak olup bitenlere bakmamız, İslami duyarlılıktan uzaklaşmadan olaylar hakkında öyle karar vermemizde büyük fayda görüyorum.
Allah insanlara kullansınlar diye akıl vermiş.