Alman ‘Ergenekonu’nun Türkiye tezgahları!

Alman Ergenekonu 1952’de kuruldu, kuranlar eski Naziler ve General Gehlen’di. Ve bunların tezgahları ilk kez 1990’da ortaya çıkartıldı.

Alman Ergenekonu 1952’de kuruldu, kuranlar eski Naziler ve General Gehlen’di. Ve bunların tezgahları ilk kez 1990’da ortaya çıkartıldı.

Alman Komünist Partisi (KPD) ve Alman Sosyalist Partisi’ne (SPD) karşı, aynen Türkiye’de 12 Eylül öncesini hatırlatan tezgahlar kurdular. Bunun için de 17 bin üyeli BDJ’yi (Alman Gençlik Federasyonu) kullandılar. BDJ aslında paravandı; arkasında Technischer Dienst (TD-Teknik Hizmetler Birim) vardı. Bu TD, paramiliterer bir örgüttü.

Ancak Muhafazakar CDU Partisi, Amerikalılar’la uzun uzun konuştuktan sonra, açılan soruşturmaları durdurdu, herşey örtbas edildi.

Sonra, 1972’de, ülkenin çeşitli yerlerinde toprağa gömülü silahlar bulunmaya başladı. Hükümet hemen, Sovyet işgali gerçekleşirse, geride kalanların bunları kullanacağını ama artık tümünün imha edildiğini açıkladı. Gelin görün ki, 6 Ekim 1981’de Uelzen Kasabası yakınlarında müthiş bir yeraltı silah deposu bulundu. Bunun üzerine faşist Heinz Lembke tutuklandı ve polisi 33 ayrı yer altı silah deposuna daha götürdü! Alman araştırmacı-gazeteci Leo Müller ‘Avrupa’da, şeffaflıktan en uzak, gladyoya en büyük destek veren, başka ülkelerdeki uzantılarıyla bağlantı içinde çalışan tek ülke Almanya’dır’ dedi.

Önümüzdeki hafta Emin Dolmacı’yla Yaşar Durukan’ın yazdığı Alman Derin Devleti adlı bir kitap çıkacak piyasaya. Bu kitaba göre 1970-1990 yılları arasında 9 bin 822 TC kimliğine sahip kişi, Doğu Alman İstihbarat Servisi STASİ’yle işbirliği yapmış. In Ofiziele Miterbaiter (Resmi olmayan personel) olarak adlandırılan ve hepsine birer kod adı verilen bu kişilerin arasında, üst düzey göreve gelmiş devlet adamları, etkin gazeteciler, iş adamları, aydın ve yurtsever olarak bilinen kişiler varmış. Bu listenin başında da eski solcu yeni ulusalcı önemli biri yer alıyor. ‘Muhtemel olarak bu kişi Türkiye’de sol kesimi ve işci sınıfını ayaklandırmak için görevlendirilmiş’ deniyor. Bu kişinin hemen ardında, eski asker, militan, yasadışı bir sol örgüt lideri geliyor. Duvar yıkıldıktan sonra Türkiye’ye dönmüş. Şifre adı Tilki! STASİ’den para yardımı almış. Tilki’yi, tanınmış bir iş adamı, liberal bir eski siyasetçi olan ‘Kumarbaz’ izliyor. Sonra sırasıyla ‘Baron’ adlı eski solcu yayıncı ‘Heinrich’ kod adlı solcu bir gazeteci ‘İhtiyar’ kod adlı solun ağabeylerinden biri geliyor. Listede, eski bir siyasi parti genel başkanı da var. ‘Agusti’ adıyla tanınıyor. Kitaba göre 1970-2005 arasında, Almanya için tam tamına 42 bin 664 kişi köstebeklik, ajanlık, muhbirlik yapmış. Almanya, Türkiye’de yıllardan bu yana, bir çok telefonu dinliyor. Bunların en ilginci, 17.05.1994’te gerçekleşmiş. Mahmut K. adlı bir Türk eroin kaçakçısı 6.5 kilo eroinle Almanya’ya gelmişti. Alman istihbaratı bu kaçakçının yanına iki kadın yollar. Kadınlardan biri eroini satıcısı diye, Türkçe bilen bir ajanı getirir. Pazarlık yapılır ve kilosu 60 bin Mark’tan hesap kesilir. Ajan parayı almaya gidince sözüm ona, eroinci, nereyi arar biliyor musunuz? TBMM’yi... Karşısındaki kişi yakın akrabası ve bir DYP milletvekilidir. ‘En geç iki gün içinde parayı hesabına aktaracağım!’ der eroinci. ‘Parayı Ziraat’e yolla. Buradan, Meclis’teki şubeden çekerim!’der yanıt. Sonra yeğen yakalanır Almanya’da... Türk ortağın adı bildirilir Ankara’ya ve rezalet çıkar.

Burada önemli olan eroin kaçakcılığı kadar, Alman istihbaratının Türkiye’deki telefonları dinlemesidir de. Hatta TBMM’deki telefonları bile! Daha yüzlerce örnek vardır BND yani Alman İstihbarat Servisi’nin Türkiye’de karıştırdığı haltlarla ilgili. Bunların arasında Bundesbank’tan kaynaklandığı öne sürülen 1994 ve 2001 ekonomik bunalımlarını da saymak mümkündür hatta! Ama asıl suç yine bizde! Bir İstihbarat Karşı Kurma ve İstihbarat Koordinasyon Kurulu oluşturulup ciddi bir biçimde bu tür kaltabanlara karşı direnmedikçe ve karşılık vermedikçe, Almanı da cirit atar, başkaları da... Hele bugün! Türkiye bölgenin en büyük gücü olduğunu dosta düşmana kanıtlamaya başladığı günümüzde, çok ama çok dikkatli olmak gerek!

Helikopter pilotu kalp hastası

Pilot Kaya İstektepe

Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat ettiği helikopter ‘kazasındaki’ pilot!

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre pilot, hem kalp hastası hem de yüksek tansiyonu var! Pilot İstektepe, zorunlu sağlık denetimi için doldurduğu formda sağlığıyla ilgili bilgiler vermiş; hem kendisinde, hem ailesinde yüksek tansiyon, yüksek kolesterol olduğu yazılı raporda. Kolesterol ve trigliserid düşürücü Lipidor (10 mg) ve yüksek tansiyonla kalp için Tenoretic (50 mg) kullandığı belirtilmiş. Yahu kardeşim, akıl var mantık var! Önemli sağlık sorunu olan bir kişiye, hangi komisyon ve hastane uçabilir raporu vermiş! Bunun mutlaka açıklanması gerekmez mi kamuoyuna?

Acaba Obama’yı Amerikalılar da dinledi mi?

Obama’nın Kahire konuşmasını müslümanlar dikkatle dinledi de acaba Amerikalılar dinledi mi? ABD Başkanı’nın söylediklerinden en çok ders alması gerekenler arasında Amerikan yurttaşları da var. Genelde müslümanlara, bilinçsizce ve cahilce olumsuz yaklaşan, asıl suçlunun Bush döneminde yürütülen kötü politikalar olduğuna inanmayan Amerikalılar can kulağıyla dinlemeliydi Obama’yı!

‘Karşılıklı saygı’ diyor Obama. Bush gibi ‘bi koyarım iki seksen uzanırsın!’

Aziz ÜSTEL / Star
austel@stargazete.com