ANKARA (AA) - DUYGU YENER - Almanya'da kansere yakalanan ve doktorların "iki yıl yaşar" dediği Ayten Yıldırım, Türkiye'de nadir olarak uygulanan bir operasyonun ardından kanseri yenerek sağlığına kavuştu.
22 yıldır Almanya'da yaşayan Ayten Yıldırım'a, 10 ay önce kolon (kalın bağırsak) kanseri teşhisi konuldu. Kemoterapi gören ve ameliyat şansının bulunmadığı belirtilen Yıldırım, bunun üzerine çareyi Türkiye'de aradı.
Lokman Hekim Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Servisine başvuran Yıldırım, karaciğerini de saran tümörden nadir olarak uygulanan bir yöntemle kurtularak hayata yeniden bağlandı.
Ameliyat sonrası sağlığına kavuşan Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karın ağrısı ile başlayan rahatsızlığı sonrasında yapılan tetkiklerde kolon kanseri tanısı konulduğunu söyledi.
Bağırsak ameliyatı sonrasında tümörün karaciğerine sıçradığını ve 12 seans kemoterapi aldığını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Kemoterapiyi daha fazla kaldıramayacağım için ara verildi. O sırada Türkiye'deki hocalarımızı araştırdık. Fatih Hocamıza ulaştık ve ameliyat şansımın olduğunu söyledi. Bunun üzerine Türkiye'ye geldik. Ameliyatın nasıl olacağını bize çizerek anlattı. Çok olumlu geldi. Tekrar Almanya'ya döndüm ve oradaki doktorumuzla görüştük. Bize yine ameliyat şansımın olmadığını söyledi. Ben ameliyat olmaya karar verdim ve Türkiye'ye geldik. Ameliyatım büyük bir başarıyla gerçekleşti.
Bütün tümörler temizlendi. Atamız, 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' demiş. Biz de aynı onu uyguladık. Benim gibi Almanya'da olup da şansı olmadığı söylenenlere, bütün Türk vatandaşlarına duyurmak isterim; orada onlara bağlı kalmasınlar."
- "Karaciğerin ortasından büyük bir kesimi çıkardık"
Operasyon hakkında bilgi veren Lokman Hekim Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Can, kalın bağırsak kanseri tanısı alan hastanın tümörünün karaciğerine sıçradığını ifade ederek, "Karaciğerdeki tümörleri oldukça büyük ve yaygın olduğu için kemoterapi almış ve ilaç tedavisi görmüş bir hasta. Değişik ameliyat seçenekleri üzerinde durulmuş ama ameliyat şansı verilmemiş. Hastamıza biraz farklı bir teknik uyguladık." dedi.
Karaciğerin kendini yenileyebilen bir organ olduğuna işaret eden Can, ameliyatlarda önemli olanın karaciğerin belli bir miktarı alındıktan sonra geri kalan bölümün hastaya yetip yetmemesi olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Can, ameliyatta hastanın karaciğerinin yüzde 70'e yakın kısmının alındığını belirterek şöyle konuştu:
"Tümörlerin çok yoğun olduğu karaciğerin orta kısmı çıkarıldı. Hastada kalacak tarafta birkaç tümör odağı vardı. Onları da yakarak tedavi ettik. Bu hastada uyguladığımız teknik, çok sık uygulanan bir karaciğer ameliyatı tekniği değil. Ameliyat yaklaşık 9 saat sürdü. Bu şekilde benim bugüne kadar uyguladığım 13'üncü hasta oldu."
Kanser nedeniyle yapılan büyük karaciğer ameliyatlarının genellikle karaciğerin sağ ya da sol tarafının çıkarılması şeklinde yapıldığını dile getiren Can, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Büyük bir karaciğer bu şekilde çıkarılacaksa, karaciğerin kalan tarafının bazı yöntemler kullanılarak büyütülmesi gerekir. Bu hastada karaciğerin orta kısmında oldukça büyük bir bölümü özel bir teknik kullanarak çıkarttık. Karaciğerin sağ ve sol tarafında az miktarda karaciğer dokusu kaldı. Kalan karaciğerlerin besleyici ve boşaltıcı damarlarını koruyabildiğimiz için bu karaciğer hastaya yetebildi. Özelliği, karaciğerin orta kısmından büyük bir kesimin çıkarılması şeklinde olması.
Karaciğeri yarım bir karpuza benzetebiliriz. Bu yarım kapuzu ortadan kesip sağ yarısı ya da sol yarısını çıkarabilirsiniz. Biz de bu karpuzun tam ortasından büyük bir dilim aldık."