BERLİN (AA) – ERBİL BAŞAY - Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Andrea Nahles’in görevinden istifa edeceğini açıklaması, Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile SPD'den oluşan koalisyon hükümetini zor duruma düşürdü.
Nahles'in dün hem partisinin genel başkanlığından hem de Federal Meclis Grubu Başkanlığı görevinden ayrılacağına ilişkin açıklaması Alman siyasetinde deprem etkisi yaptı.
SPD’nin 26 Mayıs’ta yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde, bir önceki seçimlere göre yüzde 11,4 oranında oy kaybederek yüzde 15,8 ile ülke genelinde üçüncü parti konumuna gerilemesi, aynı gün yapılan Bremen Eyalet Meclisi seçimlerinde de 73 yıl sonra ilk kez Hristiyan Demokratların ardından yüzde 24,94 oy oranıyla ikinci sıraya düşerek hezimete uğraması parti içinde hoşnutsuzluğa sebep oldu.
Özellikle parti içi muhalefet parti yönetimini ağır şekilde eleştirdi. SPD'nin muhalefette kalarak toparlanması gerektiği görüşünü savunan parti içi muhalefetin bir bölümü SPD'nin 15 ay önce Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU)/Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile koalisyon kurmasından dolayı parti yönetimine zaten tepkiliydi.
SPD Genel Başkanı Nahles, eleştirileri göğüslemek amacıyla geçen hafta, eylül ayında planlanan SPD Federal Meclis Grup Başkanlığı seçimini öne çekerek 4 Haziran’da yapılmasını istemişti ve kendisini eleştiren milletvekillerini de bu görev için aday olmaya davet etmişti.
Tekrar partisinin Federal Meclis Grubu Başkanı seçilerek konumunu güçlendirmeyi hedefleyen Nahles, ilerleyen günlerde parti içinde görüşmeleri sürdürdü ancak görüşmelerde başarılı olamadı.
AP ve Bremen Eyalet Meclisi seçimlerinde hezimete uğrayan SPD'nin oy oranı cumartesi akşamı yayınlanan bir ankette yüzde 12 olarak gösterildi.
Bu gelişmeler üzerine Nahles, dün üyelere yönelik yaptığı yazılı açıklamada, parti içinde yeterli desteği bulamadığı gerekçesiyle hem Genel Başkanlık hem de Federal Meclis Grubu Başkanlığı görevlerinden ayrılacağını bildirdi.
Sadece 13 ay Genel Başkanlık koltuğuna oturan Nahles’in bu sürpriz istifa açıklaması hem SPD’yi krize soktu hem de koalisyon hükümetini riske atarak Merkel liderliğindeki hükümetin sallantıda olduğu yorumlara sebep oldu.
- CDU hükümetin sürdürülmesini istiyor
Almanya Başbakanı Merkel ve CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer ile CSU Genel Başkanı Markus Söder ise ayrı ayrı açıklama yaparak koalisyon hükümetinin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Merkel hükümetin çalışmalarını ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle yürütmeyi sürdüreceğini belirtti.
Kramp Karrenbauer “Biz büyük koalisyondan yana durmaya devam ediyoruz. Biz iyi bir hükümet politikasıyla ülkemize hizmet etmek istiyoruz." dedi.
Söder de “SPD’nin Almanya’da istikrarlı bir hükümetin devam etmesine katkı sunmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalara rağmen Nahles'in görevlerinden ayrılmasının CDU/CSU ile SPD arasındaki koalisyon hükümetini nasıl etkileyeceği henüz belli değil.
- Nahles'in ayrılması doğru ve gerekli
SPD Schlesweig Holstein Eyalet Teşkilatı Başkanı Serpil Midyatlı, Nahles’in görevlerinden istifa etmesini "doğru ve gerekli bir adım" şeklinde nitelendirerek, partisinin bugünkü zor durumda bulunmasının sebebinin SPD’nin CDU/CSU ile kurduğu "büyük koalisyon" olduğunu savundu.
SPD’nin bu durumu yeni bir başlangıç için kullanması ve partide dürüst tartışmaların yapılması gerektiğini belirten Midyatlı, "Şimdi net cevaplar verilmesi lazım." ifadesini kullandı.
CDU/CSU'daki muhafazakar "Berliner Kreis" grubunun sözcüsü Sylvia Pantel de "büyük koalisyonun sonuna gelindiğini" belirtti.
-AfD ve Sol Parti erken seçim istiyor
Ana muhalefetteki aşırı sağcı popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi ve Sol Parti'nin temsilcileri SPD yaşanan gelişmelerin ardından Almanya’da erken seçime gidilmesini istedi.
AfD Genel Başkanı Alexander Gauland, “Erken seçim istiyoruz.” dedi.
Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkanı Dietmar Barsch da “büyük koalisyonun kaosun içinde bulduğunu kaydederek, “Şimdi tek adil çözüm seçmenlere sormak." ifadesini kullandı.
- Alman basınının beklentisi de erken seçim
Süddeutsche Zeitung gazetesindeki bir makalede, Nahles bunu istememiş olsa da görevlerinden istifa etmesiyle büyük koalisyonun sonunu başlattığı belirtildi.
SPD'nin gelecek aylarda yeni bir Genel Başkan seçeceği ancak partinin başına büyük koalisyonu kararlılıkla sürdürmek isteyen bir ismin gelmeyeceği ifade edilen makalede, ayrıca düzenlenecek olağanüstü SPD Kurultayı’nda da CDU/CSU ile koalisyonun bitirilmesinin isteneceği tahmininde bulunuldu.
Tagesspiegel gazetesi de Nahles’in istifasından sonra büyük koalisyonun sona erme riskinin bulunduğunu yazarken, Bild gazetesi de "CDU büyük koalisyonun sona ermesine hazırlanıyor". başlığını kullandı.
- Üçüncü ciddi sınama
Eylül 2017'de yapılan genel seçimlerden 6 ay sonra Mart 2018’de kurulan CDU/CSU ve SPD hükümeti görevde bulunduğu 15 ay içinde üçüncü ciddi sınamadan geçiyor.
Geçen yıl haziran ayında Merkel ile İçişleri Bakanı Horst Seehofer arasındaki mülteci politikasına ilişkin görüş ayrılığı yaşanmış ve eylül ayında dönemin Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen ile ilgili tartışma sırasında koalisyon hükümeti ciddi krizlerden geçmiş ancak bunları atlatmıştı.
Şimdi ise SPD içindeki bu kriz hükümet için önemli bir sınama olarak görülüyor.
Diğer taraftan Başbakan Angela Merkel'in, Aralık 2018'de CDU Genel Başkanlığını Kramp-Karrenbauer’e devretmesinin ve 2021’de sona erecek yasama döneminden sonra siyasi bir görev için aday olmayacağını açıklamasının yansımaları da devam ediyor.
Özellikle Başbakanlık için de Merkel’in olası halefi olarak gösterilen Kramp-Karrenbauer’in bu koltuğu doldurup dolduramayacağına yönelik tartışmalar ve Merkel'den Başbakanlığı 2021'den önce alacağına ilişkin söylentiler kamuoyunda önemli konular olarak ele alınıyor.
Öte yandan Nahles'in yerine Genel Başkanlık koltuğuna Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Başbakanı Manuela Schwesig, Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ve Maliye Bakanı Olaf Scholz'un geçebileceği belirtiliyor. Rheinland-Pfalz Eyaleti Başbakanı ve SPD Genel Başkan Yardımcısı Malu Dreyer’in ise olağanüstü kurultaya kadar geçici başkanlık görevini üstlenebileceği kaydedildi.