Alzaymırın gizemi İzmir'deki "Beyin Bankası"nda çözülecek

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde alzaymırın teşhis ve tedavisinde kesin bilgi edinebilmek için vefat eden hastaların bağışlanacak beyinlerinin inceleneceği "Beyin Bankası" kuruldu- Alzaymır tedavisi gören ve vefat eden hastalardan biri

İZMİR (AA) - RAMAZAN ERCAN - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı bünyesinde oluşturulan "Beyin Bankası"nda alzaymır hastalığının teşhis ve tedavisine yönelik önemli çalışmalar yürütülmesi bekleniyor. 

Bir hastanın bankaya bağışlanan beynini inceleyen doktorlar, Türkiye'de ilk kez bir vakaya "yüzde 100" alzaymır tanısı koydu.

DEÜ Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı ve Yaşlanan Beyin ve Demans Ünitesi Direktörü Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bellek bozukluğuyla belirti veren ve halk arasında "unutkanlık" olarak bilinen alzaymırın en sık görülen demans türlerinden olduğunu belirtti.

Bu hastalığın yüzde 5-10'unun 65 yaş öncesi, büyük oranda da 65 yaş sonrası ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Işık, 65 yaş sonrası her 5 yılda hastalığın iki kat arttığını ifade etti.

Hastalığın ilk tanımlandığı 1906 yılından bu yana Türkiye'de alzaymır ile ilgili patolojik değerlendirme yapılamadığını dile getiren Prof. Dr. Işık, bu amaçla Yaşlanan Beyin ve Demans Ünitesi bünyesinde Patoloji Anabilim Dalı ile ilk kez Beyin Bankası kurduklarını, alzaymır tedavisi gören ve hayatını kaybeden hastalardan beyin bağışı aldıklarını kaydetti.

Geriatri Bölümünde tedavi gören 30'a yakın hasta ve yakınından da vefat halinde bağış aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Işık, bu bankanın dünyada sadece birkaç yerde, Türkiye'de ise ilk olduğunu vurguladı.

Bağışlanan beynin belli işlemlerden geçtiğini daha sonra makroskopik ve mikroskopik biyopsi alınıp incelendiğini anlatan Işık, bulgunun saptanıp tanının doğruluğunun böylelikle kesinleştiğini söyledi.

Prof. Dr. Işık, şu bilgileri aktardı:

"Alzaymır buzdağı gibi. Bu hastalığı sadece gördüğümüz kısmıyla değerlendirebiliyorduk. Görmediğimiz kısmı bilemiyorduk çünkü beyinden parça alamıyorduk. Dünyadaki en iyi merkezlerde bile alzaymır diye takip edilen hastaların yüzde 100'ü alzaymır çıkmıyor. Başka bir tür demans takip edilirken, patolojide alzaymır çıkma ihtimali de var. Bunun tek yöntemi beynin incelenmesidir. 

Alzaymır teşhisi konulan bir hastanın beyni ilk kez bağışlandı. Patolojik olarak yapılan incelemede Türkiye'de ilk kez bir hastaya yüzde 100 alzaymır tanısı koymuş olduk. Klinik olarak en iyi ihtimalle koyduğumuz tanı yüzde 90'lardaydı. Yüzde 100 tanıyı ancak patoloji koyar. Bu nedenle kurmuş olduğumuz beyin bankacılığı çok önemli."

-"Gerçek ile gerçek olmayan ayırt edilecek"

Bu hastalığın tedavisinde yaşanan karışıklığın alzaymır hastalarının beyninde yapılacak incelemelerle giderilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Işık, "Beyin Bankası, tedavide nihai kararı verebilmek için çok önemli. Hedefimiz gerçek alzaymır ile gerçek olmayanı ayırt edebilmek. Belki de tedavideki mevcut karışıklığın nedeni de gerçek tanıyı koyamadığımız içindi" dedi.

-"Alzheimer hastasının beyni ilk kez incelendi"

DEÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayça Erşen Danyeli ise "beyin yıkımı" diye tabir edilen hastalıklardan ölenlerin beyin dokusunun vefat ettikten sonra incelenemediğini, Geriatri Bilim Dalı ile oluşturdukları ekip sayesinde bu süreci başlattıklarını belirtti.

"Alzaymır teşhisi konulan bir hastanın beynini Türkiye'de ilk kez incelerken yaşadığımız heyecanı tarif etmek imkansız" diyen Danyeli, alzaymır ön tanısıyla takip edilen hastanın patalojik incelemesinde hastalıkla ilgili bütün bulgulara rastladıklarını ifade etti.

Alzaymır olan bir hastanın beyninin yüzde 60 küçüldüğünü, beyin omurilik sıvısının yer aldığı boşlukların genişlemeye başladığını dile getiren Danyeli, "Beyinde bir takım yarıklar var. En dışta görülen gri cevherlerin incelmesi ve küçülmesiyle alzaymır oluşuyor. Buradaki hacim azaldıkça beyin küçülmeye başlıyor" dedi.

-Halen etkili bir tedavi yöntemi yok

İlk kez 1906 yılında Alman bilim adamı Alois Alzheimer tarafından tanımlanan ve 65 yaş üstü kişilerde beyin dokularında ağır hasara neden olan hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik kesin bir yöntem bulunmuyor.

Hastalığın önlenmesi ve tedavisi için yapılan araştırmaların büyük bir kısmı sonuçsuz kalıyor. Belirtiler, hastalık başlangıcından sonraki 10 yılda ortaya çıktığı için teşhis konulsa bile tedavi için çok geç kalınmış oluyor.

Dünyada yaklaşık 50 milyon alzaymır hastası olduğu, 2050'ye kadar bu sayının 135 milyona yükseleceği tahmin ediliyor.

AA

Sağlık Haberleri

Beslenme Uzmanından Dubai Çikolatası Uyarısı
Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri