Konya’ya toplu ulaşım araçları ile gidip gelenler çok iyi bilirler. Eski otogarda otobüse binersiniz ve tam kalkacak bir anons ..
“Seydişehir istikametine gidecek yolcular aracınız beş dakika sonra hareket edecektir lütfen yerlerinizi alınız…”
Otobüse biner binmez yerleşme telaşı içindeyken otobüsün önünden elinde bir kart (içerik olarak kimsesiz olduğu kardeşlerine baktığını) duygusal ifadelerle doldurulmuş kartı önden başlar dağıtmaya başlar hemen arkadan iner önden tekrar toplamaya başlar.
Millet olarak duygusalız. Yolculuk yapacak insan da, ne olur ne olmaz belki başıma bir şey gelir endişesi ile isteyeni asla boş çevirmeyi uygun görmez. Hülasa hedef kitle belli ve hazırdır.
Sermayesi masrafı yok. Yüzlerce aracın kalktığı ve binlerce yolcunun taşındığı otogarlarda o gariban kız çocuğu veya erkek çocuklarının kazancını bir tasavvur edin. Tabii bu işin geliri onların olsa amenna diyebiliriz. Bu büyük bir pasta onlara yedirmeleri mümkün mü? Arkasında hangi şebeke hangi baba hangi şebeke vardır Allah bilir.
Ben uzun yıllardır otobüsle yolculuk yapmıyorum bilmem devam eder mi etmez mi .? Pekâlâ, bu olayı neden anlattım? Son yıllarda bu tür işler bir meslek haline geldi de onun için anlattım. Toplu olarak araçlarla şehir şehir dolaşıp bu işi yapanlar hem bu işi yapıyorlar hem de daha ileri götürüp sen üç beş kuruş vermesen onlar senden zorla alıyorlar veya almaya çalışıyorlar. Bela gelip seni evinde buluyor.
Seyitharun bulvarındaki sekiz katlılarda oturan bir dostumun anlattıklarına hep birlikte kulak verelim.
“Sabah saat on civarı evde yalnızım zil çaldı, kapıyı açında karşımda yirmi beş yaşlarında bir genç hiç konuşmadan bir kâğıt uzattı…
Bu ne?
Öğrenciyiz bu bilmem ne duası oradan üç beş kuruş ver ağabey.
Almayacağım dedikten sonra bozuldu belli ki yukarı katlardan geliyordu.
Aşağı katlara doğru inmeye başladı, giderken arkasından bağırdım sen nerelisin arkadaş telaşlandı ve başka zile basmadan aşağı hızla inerek kapıdan çıktı ve benim takip edip etmediğimi öğrenmek için sık sık arkasına baktığını fark ettim.
Tabii ki o panikledi bende şüphelenmiştim. Ne yapacak diye arkasından takip etmeye başladım.
Aşağıda başka birine telefon açtı ıslık çaldı karşı tarafta bekleyen birini çağırdı az sonra yanına on yaşlarında biri geldi ve benim takip edip etmediğime bakarak uzaklaştılar.”
Özet olarak olay bu.
E şimdi sen bu işin masum bir dilenme şekli olduğunu düşünde göreyim insanın aklına gelmez mi. Adamın apartmanda kimin olup olmadığı hususunu tespit etmek için dolaştığını, zilini çaldığı evde adam varsa dilenci yöntemini kullanmak, yoksa soyguncu yöntemi kullanmak…
Gerçekten ihtiyaçlı ise niye tek başına değil de şebeke gibi, biri içeride iş yaparken biri onu dışarıdan takip ediyor.
Kimisinin altını, kimisinin parasını, çaldıklarını kapıyı açar açmaz bayıltıcı spreyle etkisiz hale getirip evleri soyduklarını. Hatta daha ileri gidip gasp derecesine vardırdıklarına şahit olmaktayız.
Kimisi bilmem ne adına araştırma yapıyor, kimisi elektrikçi, kimisi pazarlamacı kimisi dilenci.
Aman dikkat dostlar…