Geride kalan aylarda Amsterdam Türkevi’nde yapılan kahvaltılar dillere destan olmuştu. Yaz tatilini müteakip ilk kahvaltımızı geçtiğimiz Cuma günü yaptık. Gayet mütevazı bir şekilde hazırlanan sabah kahvaltısında nelerin olduğuna birazdan değineceğim. Ancak Amsterdam kahvaltılarının geçmişi hakkında kısaca bilgi vermemde fayda var.
Amsterdam sabah kahvaltıları daha çok kısa adı UETD olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Hollanda şubesinin basın mensupları başta olmak üzere Hollanda Türk toplumu kanaat önderleriyle literatüre geçmektedir. Biz bu kahvaltılara aslında birer basın toplantısı da diyebiliriz. Zira UETD her sabah kahvaltısını takiben mutlaka bir konuda basına açıklama yapmakta veya her hangi bir kurumun resmikabulü olmakta.
Tatil öncesi yapılan kahvaltıların çoğunda yağmurlu bazen fırtınalı havalar yaşandı. Bir defasında DÜNYA Gazetesi Hollanda temsilcisi İlhan Karacay ‘ne zaman kahvaltı organize etseniz mutlaka yağmur yağıyor, bunun anlamı nedir” diye sormuştu.
Eylül ayının başlamasıyla Türkevi’nde bir taraftan kahvaltılar hızlanırken diğer taraftan da kültürel hareketlilik başladı. Geçen hafta Hollanda etkinlikler yapan Mistik Vakfı Kasım ayında Rotterdam’da yapacağı bir etkinliği Türkevi’nde düzenlediği bir basın toplantı ile tanıttı. Mistik Vakfı geçtiğimiz aylarda organize ettiği Sezen Aksu ve Ahmet Özhan konserleriyle hafızalarımızda yer etti. Birbirinden güzel bu iki organizasyona yenisini eklemek isteyen genç arkadaşlar Emir ve Bekir önümüzdeki günlerde özellikle Amerika’da isim yapmış çok yönlü bir sanatçı Ömer Faruk Tekbilek’i Hollanda’ya getirecekler. Ömer Faruk Tekbilek ismini bazılarımız hiç duymamaış olabilir. Türkevi’nde tanışma fırsatı bulduğum Tekbilek gayet mütevazı, dopdolu, saygılı, sevecen ve bir o kadar da kibar bir sanatçımız. Yıllarca fabrikada çalışmış, ancak fabrikada çalışırken dönen çarkları sanki bir raks ve ahenk içinde değerlendirmiş, yaptığı işten haz duymuş birisi. Tekbilek şöyle sesleniyor insanlığa “Hiçbirimiz birbirimizden farklı değiliz. Bütün kültürler birbiriyle benzerdir. Müzik bizim ortak lisanımız, ortak muhabbetimizdir. Müzik ve dans sayesinde de hepimiz kardeşçe bir araya gelebiliriz. Bu hiç zor değil”
Ömer Faruk Tekbilek imam hatip çıkışlı birisi. Babam beni bisiklete bindirdi. Ticaret lisesine yazılmak üzere yola koyulduk. Ticaret lisesine gitmek için İmam Hatip Okulunun önünden geçmemiz lazım. Tam İmam Hatip Okulunun önüne geldik, babam dedidi Ömer seni bu okula yazdırayım. İmam olursun. Ben de hiç itiraz etmeden. Olur baba yazdıralım dedim. Ve böylece bu okula yazıldım ve bitirdim’ diyor.
İşte hayat hikayesinden bir kesit sunduğum sanatçı, sufizm ağırlıklı çalışmalarını sergilemek üzere Kasım ayında Hollanda’da olacak.
Amsterdam sabah kahvaltılarına geri dönersek. Geçen hafta yaptığımız kahvaltıda bal Kayseri Erciyes’ten gelmiş. Ünlü Meram restoranların sahibi Erdoğan Yüce bey getirmiş balı. Tere yağı ise Ankara Haymana’dan. Tere yağını da UETD koordinatörü Mikail Güneş bey getirmiş. Diğerlerini saymama gerek yok. Misafirlerini gezdiren Basri Doğan sadece kahvaltı masasının fotoğrafını çekmekle yetindi. Zira fotoğrafa bakmak bile insanı doyurmaya yetiyordu. Diğer taraftan bir televizyon programının hazırlıklarını görüşmek için aramızda olan gazeteci yazar Yavuz Nufel, başkan bu kahvaltı bambaşka, diğerlerine on çeker diyordu. Hakikaten zengin ama bir o kadarda renkli bir sabah kalvaltı oldu bu defa.
Önümüzdeki günlerde yapılacak sabah kahvaltısına Hollanda’da etkin olan kütür ve sanat kuruluşlarının (ODA Vakfı, Türkevi Derneği, İFKSAN Kültür ve Sanat Vakfı, Hollanda Türk Yazarlar Klübu, Kleurrijk Dans Vakfı, Mistik Kültür ve Sanak Vakfı, Tevazu Vakfı) temsilcileri katılacaklar. Kahvaltı sonrası 2007 yılı ortak Mevlana ve Hoşgörü etkinliklerini açıklayacak olan kültür kuruluşları 2007 yılının UNESCO tarafından “Mevlânâ Yılı” ilan edilmesiyle bir araya gelmiş, 2007 yılında Hollanda’da Mevlana Celaleddin Rumi’yi en etkin bir şekilde tanıtabilmek amacıyla yürütme kurulu oluşturulmuşlar. UETD’nin de katkılarıyla önümüzdeki yıl ülkemizin, kültürümüzün ve elbette asırlarca insanlık gündemini etkileyen Mevlana’nın küresel düşüncelerinin tanıtılması için çok farklı etkinlikler yapacaklar. Etkinliklerde özellikle kendi insanımız ve gençlerimiz olmak üzere içinde yaşadığımız ülke insanlarına Mevlana’yı, Konya’yı, Türkiye’yi, kültürümüzü ve tarihimizi anlatacaklar.
Öyle gözüküyor ki, Amsterdam kahvaltıları daha çok kültür etkinliklerine vesile olacak…