Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Fatih Sultan Mehmet’ten Uğur İbrahim Altay’a
Güneş henüz ışıktan saçlarını, Konya üzerine taramadan, şehrin siluetinde ezelden beri bir Selçuklu Muhafızı gibi oturan Takkeli Dağ’a doğru yürüyoruz. Ve başımızı kaldırıp baktığımızda sarp yokuşun ulu kayalıklarından tarihi bir ses yankılanıyor sanki:
“Padişahın yenilmez askerinin yüzü Hakkın inayetiyle GevậleKal’ası tarafına döndü. O zaman bir kal’a gördüm ki dokuz felek onun dizdarı idi. Gök kubbe bu sahrada onun mislini görmemişti. Kal’anın başı şerefle göklerin yukarısına ilişmiş, etekleri de bir kemer ile takviye olunmuştur. Onun yüksek burçlarında geceleyin yıldızlar gökkandilleri gibi parlıyordu. Bir dağ ki, burçları demir direkler gibi yükselmekteydi. Ferkậdan yıldızları o dağın tepesinden baş göstermişti. O, kara taştan bir kal’a, Zuhậl yıldızı da kapısında bekçisi. Felek kal’ası gibi bir kal’a, Behram onun dizdarı. Zamanın insanları ona Dậr’ül-mülk adını vermişlerse, sebebi kal’anın gayet yüksek olmasından değil, ziyade muhkem olmasındandır”.
Evet, Gevale Kalesi’ni en son görenlerden biri Fatih Sultan Mehmed’in Karamanoğlu Beyliğini yerle yeksan ettiği sefere katılan şair Hamidi böyle anlatıyordu izlenimini… Dağın epeyce bir bölümünü arabalar için açılan yol ile kat ettikten sonra mecburi yürüyüşümüz başladı. Tırmandıkça aşağıdaki manzara uydu görüntüsü gibi küçülüyor yer yer tek ayaklık patikaya dönüşen alanlarda baş dönmesi artıyordu.
Fatih’i bu kadar öfkelendiren, ele geçirdiği halde gözüne bile güvenemeyip İstanbul surlarını döven topları getirerek taş üstünde taş bırakmamaya ahd ü peyman ettiren Gevale’nin sırrını anlamaya başladım. Anadolu’nun merkezinde, İpek Yolu’nun kilit noktasında adeta Horasan’ın Alamut’u gibi yükselen bu kale şu anda ortaya çıkan kalıntıları ile bile göz kamaştıran bir görkem ve öneme de.
Hamidi hiç abartmamış az bile yazmış diye düşündüm. Evet, dokuz felek dizdarı olmalıydı GevaleKalesi'nin...Gök kubbe altında bir eşi emsali olamazdı.Başı feleğin başına erişmiş, dağın etekleri bir kemer gibi kuşatmış etrafını...Burçları demir direkler gibi yıkılması asla düşünülemezdi.İçinde Sultanların barındığı küçük bir saray,hazine daireleri, cephanelik, ambarlar, muhafız daireleri, altında zindan ve sarnıçları ile fethi ancak içindekilerin tamamının ölmesi ile mümkün olacak muhkem ve muhteşemdi mutlaka...
Tüm bahsi geçenlerin kalıntılarını gördük, bir de sözü geçmeyen gizli dehlizler cabası...İnsanı geçmiş zamanlara zindanlara siyasi tutsaklara ve efsaneleşen Selçuklu hikayelerine kadar alıp götüren saklı geçitler…
Selçuklu Döneminde devrik vezirler , devlet adamları ve tahttan uzak tutulmak istenen şehzadelerin hapsedildiği kale sonrasında Karamanoğlu karargâhı haline geliyor. Bir türlü ele geçirilemeyen kale en sonunda Fatih Sultan Mehmed'in Hışmına uğrayıp " taş üstünde taş kalmasın, bura Anadolu'nun kilit Noktası , bir daha kimsenin eline geçmeye!" Fermanıyla yıkıyor. Günlerce top ve mancınık atışına maruz kalan bu hisar kazılarda çıkan avuç içine sığacak kadar küçük güllelerle dövülmüş olamaz diye akıl yürütüyoruz.
Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay N.E.Ü. Rektörü Prof.Dr.Muzaffer Şeker , Takkeli Dağ kazı sorumlusu Prof.Dr. Ahmet Çaycı ve Konya'nın önemli medya temsilcileri ile birlikte Kybele, Gevele nam-ı diğer Takkeli Dağın Zirvesindeyiz 00:05 den beri…
Gün doğumu tarifsiz bir seyir sunuyor gözlere… Işık, artan dalgalarla selamlıyor Takkeli Dağın ziyaretçilerini… İnsan , dört bir yandan görebildiği Konya çevresini mi yoksa dağların zirvesini mi izlese şaşırıp kalıyor, ziyaya batmış siluetler arasında.
“Kim demiş gün doğumu sadece Nemrut'tan izlenir diye ?” sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. Deneyimli fotoğrafçı ve gazeteci yazar arkadaşım Zeki Oğuz “ Buradan, bir de gün batımını izlemelisiniz .” diye hatırlatıyor.
Kale hakkında tarihi bilgiler her zaman elinizin altında bir tık ile ulaşabilirsiniz. Ve artık tarihi ve kültürel miraslarımızı koruma yeniden kazanma çalışmaları konusunda bilinçli ve hem fikiriz. Burada eklemek istediğim tek şey Gavele’nin Anadolu’nun bilinmeyen tarihine ait bir miras olduğu…
5000 yıllık tarihi ilekale , Kadeş anlaşmasını yapan Mısır Firavun’u 2. Ramses ve Hitit Kralı III. Hattuşili ‘nin ordularını gördü şüphesiz. Belki Ramses az ilerideki dağlardan civa madeni çıkarmaya geldiği için iki kral savaşa tutuşmuştu. Dahası Gevale , Doğu seferine çıkan Büyük İskender’i , onu Anadolu ortalarında karşılayan Pers Kralı III. Daryus’u da izledi yukarılardan.
Ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmuşoğlu Süleyman Şah, bu kaleyi RomanusMakri adlı bir Bizans kumandanından aldı. Konya'nın dış kaleden mahrum bulunduğu yıllarda, Gevale kalesi, Selçukluların her tehlike karşısında savunmaya çekildikleri bir hisar olmuş, bilhassa Haçlı Seferleri sırasında, Selçuklu sultanları I. Mes'ud ve II. Kılıçarslan, bu kaledetutunmuşlardı.Sultan I.Alâeddin Keykubad ziyaretine gelen büyük bilgin Şeyh ŞehabeddinSühreverdi'yi bu kalede kabul etmiş ve bazı elçiler de burada ağırlanmıştır. Konya dış kalesi yapıldıktan sonra da Gevale kalesi, önemini korumuş, bazı hallerde siyasi suçlar burada hapsedilmişlerdir.
Sultan III. Kılıçarslan’nınGevale kalesinehapsedildiği ünlü ve çok sevilen devlet adamı Emir Kemalüddin Kamyar’ın burada şehid edildiği bilinmektedir. Emir Muinüddin Süleyman Pervane, Karamanoğullarını burada mağlup etmişti. Selçuklular ve Karamanoğulları devrinde daha pek çok siyasi olayın sahnesiydi Gevale…
İstanbul Fatih’i olarak gönüllere taht kuran Osmanlı Padişahı II.Mehmet kaleyi yıktırma kararında haklı mıydı tartışmak gereksiz. Ama günümüzdeki varislerini temsilen Gevale Kalesine sahip çıkan Başkan 1. Uğur İbrahim Altay kesinlikle doğru, haklı ve önemli bir karar almış ve yürütüyor. Latife bir yana Selçuklu sınırları içindeki Takkeli dağ kazıları Selçuklu Belediyesi öncülüğünde Necmeddin Erbakan Üniversitesi uzmanlığında öz verili bir ekip tarafından, milattan önceki kalıntılara kadar gün yüzüne çıkartılıyor. Konya ve ülke turizmine çok büyük katkılar sağlayacağı tartışmasız olan çalışmanın sonuçları merakla bekleniyor.
Konya’nın sevilen milletvekili Mustafa Kabakçı’nın teşvik ve öncü fikirleriyle projenin başlamasına sebep olduğu ve gerekli yatırım için karar veren Selçuklu Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın isimleri Gevale kalesi anıldıkça, yaşayacak. Onların ellerinde ünlü Osmanlı minyatürcüsü Matrakçı Nasuh'un çizimi ile yer tespiti yaptıkları kare debaşlangıç günü olarak unutulmayacak. Her zaman eleştiri oklarımıza hedef olan siyasetçilerimizin yakın menfaate daha açığı oy almaya yönelik olmayan kalıcı ve kültürel yatırımlarını takdir etmekte geç kaldığımız, vatandaş olarak bizim kusurumuz. Bu yüzden, uzun zamandır Konya ve Selçuklu kültürü için önemli ve hayati çalışmalara, eserlere imza atmış, Sille’yi cazip bir turizm beldesi haline getirmiş olan Selçuklu Belediyesini ve tüm emeği geçenleri buradan tebrik etmek istiyorum.
“Anadolu’nun Alamut’uGevale ve gün doğumu Nemrut’tan daha güzel!” Tespitlerimi abartılı bulanlara ise bir tek cevabım var. O da hemşehrimiz Nasreddin Hoca’dan uyarlama : “İnanmıyorsanız , gelin Takkeli Dağ’a çıkın ve bakın !..”