İSTANBUL (AA) - BERRİN KALSIN - Silikon Vadisi merkezli teknoloji şirketleri her geçen gün yeni bir skandala imza atıyor. Facebook, Twitter ve Google gibi büyük platformlar şimdiye kadar kulaktan kulağa dolaşan ancak açığa çıkmamış birçok iddianın ortaya çıkmasıyla zor günler geçiriyor.
Hatırlanacağı üzere Facebook geçtiğimiz aylarda, içerik skandallarıyla gündeme oturmuştu. Nisan ayı başında Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin yaklaşık 87 milyon Facebook kullanıcısına ait verileri elde etmesine ilişkin skandal günlerce ABD ve İngiliz basınına konu olmuştu. Merkezi Londra'da bulunan şirket ile müşterilerin verilerini paylaşan Facebook'un, 1998 sayılı Veri Koruma Yasası'nı ihlal ettiği belirtilmiş, Facebook kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Mark Zuckerberg, ABD Senatosu'nda verdiği ifadede, "Kullanıcılarımızın verilerini tam olarak koruyamadık" diyerek özür dilemişti. Tüm bunların ardından sosyal medyada 'Facebook'u silin' (Delete Facebook) kampanyası başlamış ve kampanya kısa sürede popüler olmuştu. Hatta kampanyaya Facebook'un bünyesinde bulunan WhatsApp'ın kurucusundan da destek gelmişti.
Yapılan açıklamada, Facebook'un, aplikasyon üreticilerinin şirketin kişisel bilgilerine ulaşmasına izin verdiği ve verilerin korunması ilkesinin ihlal edildiği belirtilmişti. Konuyla ilgili soruşturma mart ayında başlatmış, İngiliz Channel 4 haber kanalının yayımladığı gizli kamera çekimlerinde, şirketin bazı yöneticileri, internette "siyasetçilerin itibarını sarsmak için aşk tuzakları hazırlanabileceğini ve rüşvet verilebileceğini" söylerken görülmüştü. Şirket CEO’su Alexander Nix'in "Şirketle dünya genelinde gizli şekilde seçim kampanyaları yürüttüklerini" söylediği ortaya çıkmıştı. Bu açıklamalar üzerine çok sayıda hesaba erişerek veri ihlalinde bulunduğu iddia edilen Cambridge Analytica'nın CEO'su Nix görevden alınmıştı. Facebook ise konuyla ilgili "verilerin usulüne uygun kullanılmadığıyla ilgili iddiaların gözden geçirileceğini, Cambridge Analytica'nın faaliyetlerinin incelenmesi için kendi uzman ekibini görevlendirdiğini" açıklamıştı.
- Zuckerberg'in Kongre'deki ifadesi
Mark Zuckerberg, Cambridge Analytica'nın, 87 milyon Facebook kullanıcısının hesaplarından izinsiz topladığı kişisel verileri, ABD ve İngiltere'de siyasi seçimleri etkilemek için usulsüzce kullandığına yönelik iddiaları, 44 ABD Senatörü önünde değerlendirmiş, "Facebook, Sosyal Medya Gizliliği ve Veri Kullanımı ve Suistimali" adlı oturumuna basın yoğun ilgi göstermişti. Zuckerberg, iddialar hakkında ABD Senatosu'nda ifade vermiş, o ifade verirken Facebook hisseleri yüzde 5 değer kazanmıştı. Dolayısıyla Zuckerberg kaybettiği milyarlarca doların 3 milyarını geri almıştı. Senatör Whip Durbin, Zuckerberg’e "Dün gece kaldığınız otelin adını bizimle paylaşır mısınız?" diye sormuş, Zuckerberg’in bu soruya olumsuz yanıt vermesi üzerine bu kez de geçen hafta kimlerle mesajlaştığını söylemesini istemişti. Zuckerberg’in “hayır söyleyemem” şeklinde yanıt vermesi üzerine Durbin, "Sanırım her şey bundan ibaret, gizlilik hakkınız" diye cevap vermişti. Bu diyalog birçok insanın ilgisini çekmiş, oturumda kaydedilen bu görüntüler günlerce izlenmişti.
Bu skandal nedeniyle uzunca bir süre gündemden düşmeyen Facebook’a verilen ceza ise yakın dönemde yapılan resmi duyuru açıklandı. İngiltere'nin verilerin korunmasından sorumlu denetim kurumu olan İngiltere Bilgi Komisyonu Ofisi, Facebook’a veri paylaşım ihlalleri kapsamında 646 bin dolar /yaklaşık 3.7 milyon TL ceza verildiğini açıkladı.
Facebook yöneticileri birçok kez verilerin güvenliği konusunda uyarılmıştı. Ancak buna rağmen konu hakkında gelen eleştirileri ısrarla görmezden geldikleri ve yeterince kalıcı önlem almadıkları görülüyor. Önlem alma yerine Facebook’un, bu gibi skandalları azaltmak veya ortaya çıkmasını engellemek amacıyla farklı yöntemler izlediği de iddia ediliyor. Kongre nezdinde ciddi bir lobi faaaliyeti yürüttüğü ve hatta eleştirilerin kaynaklandığı çevrelere yönelik karalama kampanyalarının yürütüldüğü söylentiler arasında.
Diğer taraftan tüm bu yaşananlar teknoloji devlerini karşı karşıya getiriyor. Nitekim Apple’ın CEO’su Tim Cook, kişisel verileri korumak için teknoloji şirketlerinde ve sosyal ağlarda yeni düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu HBO’da yayınlanan röportajında dile getirmiş ve ABD Kongresi’nin bu konuyu ele almasını beklediğini söylemişti. Yaşanan tüm bu gelişmelere bakıldığında kalıcı bir önlem alınmaması durumunda bir süre sonra çok daha büyük sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor.
Bununla birlikte geçtiğimiz yıllarda özellikle yalan haber dolaşımının sıkça görüldüğü Facebook, bu denetimsizliği sebebiyle eleştiriye uğramış ve bu durum kullanıcılar arasında güvensizlik meydana getirmişti. 41Facebook’un kriz anlarında müdahale stratejilerinin yetersiz olduğunu belirten bir raporunun yayımlanmasının ardından içerik yönetimi ve dezenformasyon ile ilgili şirketin ilkelerini ihlal eden içeriği tespit edebilmek amacıyla yapay zekâ sistemleri geliştirildi. Bu sayede Facebook, haber kaynağında rahatsız edici her tür içeriği tutabilecek bir sistem geliştirdi. 2019 yılının başlarında devreye gireceği belirtilen ve "Sınır çizgisi" adı verilen sistem ile kullanıcılar içeriklerini zararlı olabilecek herhangi bir tehlikeden koruyabilecek veya filtreleyerek seçim yapabilecek. Böylece insanların hesaplarını kontrol edebilmelerini sağlayarak, özgür ifade ve güvenlik ilkelerini daha iyi gerçekleştirebilecek. Ayrıca bu sistem nefret söylemlerinin paylaşılmasını engellemek için de önemli bir adım gibi görünüyor. Standartlara uygun olmayan paylaşımları tespit etmek için şirket ayrıca kullanıcı şikâyetlerini de dikkate alıyor.
ABD'de 6 Kasım'da yapılan Kongre ara seçimleri öncesinde, "yalan haberlerle mücadele etmek" için "Harekât Odası" kuran Facebook, platformun seçimleri etkilemek ve yalan haber yaymak amacıyla kullanılmasını engellemek için çalışmalar gerçekleştirdi. Şirketin Kaliforniya'daki Menlo Park kampüsünde kurulan Harekât Odası'nda, seçimlere müdahale noktasında farklı uzmanlar bir araya gelerek çalıştı. Bu proje özellikle Facebook'un 2016 yılında ABD başkanlık seçimlerinde Rusya'nın manipülasyonlarına alet olması ve birçok güvenlik açığının ortaya çıkması üzerine geliştirildi. Uzmanlar 6 Kasım'daki seçim gününe kadar sosyal medya üzerindeki trendleri gözlemlemiş ve başta Rusya ve Çin’den gelecek olası müdahalelerin yanısıra nefret söylemini, yalan haberleri ve trolleri yapay zekâ programları ile denetlemişti.
- “Hoşgörüsüz liberal kültür”
Bu gibi içerik skandallarıyla birçok kez gündeme gelen Facebook bugünlerde yine bir kez daha adından söz ettiriyor. Facebook’un dâhili mesaj panosunda sessizce yayınlanan “Siyasi çeşitlilikte bir sorunumuz var” başlıklı yazı sosyal ağlarda hızlıca yayıldı. The New York Times tarafından ele geçirilen yazıda, Facebook’ta çalışan ve üst düzey bir mühendis olan Brian Amerige’ın “Farklı görüşlere tahammülsüz, politik bir monokültürümüz var. Bütün bakış açılarını memnuniyetle karşılıyoruz ama genellikle sol eğilimli ideolojiye karşı muhalefet eden herkes sıkıntı yaşıyor” şeklinde başlayan yazılı açıklaması büyük ses getirdi. Yazının yayınlanmasından sonra 100'den fazla Facebook çalışanı, politik çeşitlilik için FB’ers adlı bir çevrimiçi grup oluşturarak Amerige'e destek verdi. Amerige’e göre girişimin amacı, şirket içersinde ideolojik çeşitlilik için alan açmak.
Facebook paylaşımlarının azınlıklara karşı saldırgan olduğunu söyleyen grubun bu açıklaması diğer Facebook çalışanlarını üzmüş olacak ki FB’ers hakkında şikâyette bulundular ve hiçbir şirket kuralının ihlal edilmediğini söylediler. Bir başka çalışan ise grubun yapıcı ve farklı politik görüşlere sahip olduğunu belirtti. Bu eylem, şirketin büyük ölçüde liberal işyeri kültürüne karşın Facebook içerisinde örgütlü bir muhalefetin varlığına işaret olarak dikkati çekti. Bu yeni grup, Facebook'un 25 bin'den fazla kişiden oluşan iş gücü içerisinde çok küçük bir kesim olsa da, şirketin çalışanlarının çoğu başkanları Mark Zuckerberg'e sadıktı.
Ağustos ayında 100'den fazla Facebook çalışanı, sol görüşü benimsemedikleri için sıklıkla çalışma arkadaşları tarafından saldırıya uğradıklarından dolayı şikâyette bulunmuştu. Ayrıca 2017'de Facebook'tan ayrılan, Oculus'un eş kurucusu Palmer Luckey'nin Başkan Trump'ı desteklediği için kovulmuş olabileceği söylentileri de dolaşmaktaydı. Tüm bunlara ek olarak Facebook, Başkan Trump ve Texas Eyaleti Senatörü Ted Cruz'un da aralarında bulunduğu birçok muhafazakâr söylemi bastırmakla suçlanıyor. Örneğin platform, bu ay konuşmaları nedeniyle ilgi çeken aşırı sağcı teorisyen Alex Jones'u engelledi. Bu hareketler birçok gazeteci tarafından şirketin anti-muhafazakâr bir önyargıya sahip olduğuna dair kanıtlar olarak değerlendirildi.
Facebook çalışanları platformun bazı hesapları yasaklarken bazılarına izin verme kararlarıyla ilgili tartışmalar yapıldığını söyledi. Personel toplantılarında bazı çalışanların şirketin hangi içeriklere neden izin vermediği konusunda defalarca daha fazla rehberlik istediğini dile getirdiler. Bazıları ise Facebook'un ön yargılı görünme korkusuyla sitede çok daha fazla sağ görüşlü grubun gelişmesine izin verdiğini belirtti.
Tüm bu iddialar şirket ile iki önemli incelemenin sonuçlanacağı sırada geldi. Çalışanların siyasi ideolojileriyle ilgili açıklamaları, Facebook operasyon direktörü Sheryl Sandberg'ün seçimlerde sosyal medya manipülasyonları hakkındaki Senato sorgusunda tanıklık yapacağı tarihten bir hafta önce ortaya çıktı. Sorguya hazırlanması için Sandberg'e yardım eden ekip, bazı Cumhuriyetçilerin Facebook ve ön yargılar hakkında sorular sorabileceğine dair Sandberg'ü uyardı. Mark Zuckerberg, şirketinin şeffaflığını arttırmaya niyetli olduğunu söylese de, bu inceleme sonuçlarının halka açıklanıp açıklanmayacağı hala belirsiz.
- Silikon Vadisi çalışanlarına özel anket uygulanıyor
Geçtiğimiz bir sene içerisinde teknoloji şirketlerindeki siyasi ön yargılara dair tartışmalar sıkça gündeme geldi. Bunun üzerine Lincoln Network şirketi, Silikon Vadisi'ndeki potansiyel muhafazakâr karşıtı ön yargıya dair veri toplamak üzere 2017 ‘Bakış Açısı Anketi’ni başlattı ve fakat teknoloji devleri bunun bir vakit kaybı olacağını belirtti. Ancak yapılan anket, Silikon Vadisi'nde bazı görüşlerin hoş karşılanmadığına dair şüpheleri doğruladı. Kendisini ‘muhafazakâr’ olarak tanımlayan anket katılımcılarının yüzde 90’ı, iş yerinde kişisel görüşlerini paylaşmaktan veya sadece kendileri gibi olmalarından rahatsızlık duyulduğunu iletti.
Zuckerberg ise bu iddiaları incelemek üzere Arizona'dan Cumhuriyetçi Senatör Jon Kyl ve Washington'daki bir hukuk firması ile anlaştı. Kyl'in ekibi Lincoln Network'den görüş ayrımcılığına dair anket verilerini istedi ve verileri faydalı bularak bulguları kendi incelemeleriyle birleştirdi. İnceleme sonuçlarının bu ay Facebook'a sunulması bekleniyor, ancak Facebook'un bu bilgiyi halka açıklama olasılığının düşük olduğu da konuşulanlar arasında.
Zuckerberg ayrıca Facebook'ta belirli emlak reklamlarını siyahilerin ve hispaniklerin görmesini engellemek için bir sistem kullanılıp kullanılmadığını araştırmak üzere ikinci bir inceleme daha başlattı. Facebook, bu incelemeyi gerçekleştirmesi ve bu olası ayrımcılığı açığa çıkarması için Washington merkezli bir başka hukuk firması olan Relman, Dane ve Colfax ile anlaştı. Bu incelemenin de bu ay bitmesi programlanmıştı, fakat Facebook'tan bulguların halka açıklanacağına dair bir işaret hala gelmedi. Yakın zamanda gerçekleşen genel katılımlı bir toplantıda hem Zuckerberg, hem de Sheryl Sandberg, Facebook'un "farklı bakış açılarına hoşgörü göstermekle kalmayıp, aynı zamanda bunun desteklendiği bir yer" olmasının önemli olduğunu ifade ettiler. Bu açıklamanın, Facebook liderleri tarafından somut eylemlerle destekleneceği umuluyor.
Her şeyin üstünü kaplayan bu gizlilik, Facebook'un şeffaflığa olan sözde bağlılığı düşünüldüğünde pek hayra alamet durmuyor. Muhafazakâr karşıtı ön yargı incelemesinin sonuçlarını gizlemek, yalnızca şüphelerin alevini körükleyecektir. Facebook'a her iki incelemenin sonuçlarını da açıklaması yönünde güçlü bir çağrıda bulunmak gerekiyor. Şeffaflığı korumaya olan bağlılığı ve iş yerinde farklı görüşlere karşı hoşgörüsüzlükle savaşıldığını göstermenin tek yolu bu.
- Google ve Twitter ne durumda?
Şu anda Twitter, Facebook ve Google gibi platformlara karşı yapılan önemli eleştirilerden biri, muhafazakâr bakış açılarına karşı önyargılı olduklarıdır. Konu ile ilgili Google CEO'su Sundar Pichai eylül ayında, Google arama sonuçlarının liberal görüşleri kayırdığını iddia eden eleştirilere karşı çalışanlarına tarafsız kalmalarını hatırlatan bir bildiriyi şirket çapında yayınladı.
Twitter CEO’su Jack Dorsey ise yaptığı açıklamalarla ses getirdi. Dorsey “Twitter’da muhafazakâr çalışanlar fikirlerini ifade etmek için kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bunun adil ve doğru olduğunu düşünmüyorum” diyerek herkesin bildiği şeyi yüksek sesle söyleyerek itiraf etti. “Twitter’ın, Silikon Vadisi'ndeki birçok teknoloji şirketi gibi, çok daha fazla sol eğilimli çalışanı olduğunu” belirten Dorsey, “Şirketimizde çok sayıda muhafazakâr eğilimli insan var ve dürüst olmak gerekirse, şirkette görüşlerini ifade etmek için kendilerini güvende hissetmiyorlar” dedi. Dorsey, “Herkesin şirket içinde kendisini ifade etmesini sağlamalıyız, nereden geldikleri veya arka planlarının ne olduğu önemli değil” dedi.
Yaşanan bu gelişmelerle ilgili Dorsey şu an kendi geri bildirim döngüsünü oluşturmaya çalışıyor. Dorsey’in bu yaz Washington’da muhafazakâr politikacılarla bir dizi gizli toplantı yaptığı ve şirkete uzun zamandır tutkulu olan muhafazakârlar arasında “güven” inşa etmek için çalıştığı söyleniyor.
https://www.nytimes.com/2018/08/28/technology/inside-facebook-employees-political-bias.html
https://www.recode.net/2018/9/14/17857622/twitter-liberal-employees-conservative-trump-politics
http://joinlincoln.org/viewpoint-survey
https://www.foxnews.com/opinion/garrett-johnson-facebook-did-an-audit-of-anti-conservative-bias-now-lets-see-the-results
[Doç. Dr. Berrin Kalsın İstanbul Medipol Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyesidir]