LONDRA (AA) - ASLI ARAL - Avrupa Futbol Şampiyonası'nda bu yaz elde ettiği başarı ve taraftarlarının maçlardaki ilginç tezahüratlarıyla dikkatleri üzerine çeken İzlanda'da, haftasonu yapılan erken genel seçimde hiçbir siyasi partinin hükümeti oluşturacak çoğunluğa ulaşamaması ve seçim sonucunun ardından Başbakanın istifa etmesi sakin gündemiyle bilinen ülkeyi hareketlendirdi.
Batı Avrupa'nın en kuzeyinde yer alan, Kuzey Kutbu ile komşu olan ve yaklaşık 340 bin kişinin yaşadığı İzlanda'da geçen haftasonu erken genel seçim yapıldı. İzlanda Başbakanı ve İlerici Parti lideri Sigurdur Ingi Johannsson, seçimde partisinin oy kaybetmesi üzerine istifa etti.
Koalisyon hükümetinin büyük ortağı olan İlerici Parti seçimde 63 koltuklu İzlanda parlamentosunda sadece 8 koltuk elde ederken, hükümetin küçük ortağı Bağımsızlık Partisi 21 koltuk kazandı. Sol-Yeşiller Partisi ile internet korsanları ve siyasi aktivistler tarafından kurulan düzen karşıtı Korsan Partisi de 10'ar milletvekiliyle parlamentoya girme hakkını elde ettiler.
İlerici Parti'nin seçimde aldığı kötü sonuç, eski Başbakan Sigmundur David Gunnlaugsson'un vergi cenneti Panama'da şirket sahibi olmasının ortaya çıkmasıyla ilişkilendiriliyor. Gunnlaugsson off-shore şirketlerle ilgili bilgilerin açığa çıktığı Panama Belgeleri'nde adının geçmesi üzerine nisan ayında istifa etmiş, ardından ülkede erken genel seçim çağrısı yapılmıştı. 54 yaşındaki Johannsson ise Gunnlaugsson'un istifasıyla başbakanlık koltuğuna geçmişti.
- Korsan Partisi'nin yükselişi
Ataları Vikinglerin, kültürel ve geleneksel izlerinin hala görüldüğü İzlanda, uzun süredir koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor. İzlanda'da, 2009-2013 döneminde Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Partisi, 2013-2016 döneminde ise İlerici Parti ve Bağımsızlık Partisi koalisyon hükümetinde yer aldı.
İzlanda'da erken genel seçimin en çok dikkat çeken sonucu ise Korsan Partisi'nin başarısı oldu. Korsan Partisi, İzlanda'daki erken genel seçimde oyların yüzde 15'ini alarak, desteğini yüzde 10, milletvekili sayısını ise 7 kişi artırmış oldu.
Ülkede 2012 yılında "daha fazla demokrasi ve haberleşme özgürlüğü" sloganıyla kurulan düzen karşıtı Korsan Partisi, elde ettiği seçim başarısını koalisyon kurmanın yollarını arayarak değerlendireceğini duyurdu. Korsan Partisi'nin kurucusu Birgitta Jonsdottir, seçim sonucundan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, siyasi şeffaflık, ücretsiz sağlık hizmetleri ve vatandaş bilgilerinin daha dikkatli korunması için mücadele edeceklerini kaydetti.
Buna karşılık diğer siyasi partiler, Korsan Parti’nin siyasi deneyiminin yetersiz olduğuna dikkat çekerek, bu durumun yeni canlanan ekonomiyi sekteye uğratabileceğine ve yatırımcıları korkutabileceğine vurgu yaptı.
2008'deki mali kriz ve bu yıl başında Panama belgelerinin yayınlanmasının ardından İzlanda'da 2013 yılındaki genel seçimde oyların yüzde 5'ini alan Korsan Partisine desteğin arttığı görülüyor.
Ülkede 63 koltuklu İzlanda parlamentosunda hükümetin kurulabilmesi için 32 koltuğa ihtiyaç var. İzlanda basını, iki, üç, dört ya da beş siyasi partinin bir araya gelmesiyle 13 farklı şekilde koalisyon hükümetinin oluşturulabileceğine dikkati çekiyor. Ülkede 1987 yılından bu yana ilk kez, iki siyasi partinin bir araya gelmesi koalisyon hükümetini kurmaya yetmiyor.
- AB üyelik başvurusunu geri çekmişti
İzlanda, 2007’ye kadar ekonomik anlamda ciddi bir ilerleme kaydedip, göz olduran refah seviyesi ile gayri safi yurtiçi hasıla dünya sıralamasında uzun bir süre ilk 10’daki yerini korudu. Ancak artan enflasyon ve cari açık ile uğraşmak durumunda kalan İzlanda, 2008 küresel ekonomik kriz sonucu bankacılık sektörünün çökmesi ile ekonomide ciddi bir darbe aldı.
Zamanla krizin yarattığı etkileri başarılı bir şekilde tersine çevirmeyi başaran İzlanda, diğer Avrupa ülkelerinin aksine, 61 milyar dolarlık dış borcunun tamamını ödeyerek 2006 yılı seviyesine indirebildi. Ekonomik gelirinin önemli bir kısmını balıkçılık, turizm ve alüminyum ticaretinden elde eden İzlanda, son zamanlarda yenilenebilir enerji ve bilgi teknolojilerine odaklanarak bu ilerlemeye ivme kazandırmayı amaçlıyor.
İzlanda geçen yıl, ülke ekonomisinin temelini oluşturan balıkçılığı olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle AB üyelik başvurusunu geri çekmişti. Ülkede kurulacak yeni koalisyon hükümetiyle, mevcut ekonomik ivmenin sürdürülmesi hedefleniyor.
AA