Başkentin simgelerinden Ankara keçisi, hayvancılık mesleğinin tercih edilmemesi nedeniyle yok olmakla karşı karşıya. Ankara keçisi ise dünya tekstilinin göz bebekleri arasında gösteriliyor. Onları değerli kılan ise uzun, parlak, ince ve beyaz tüyleri. Bilinçsiz bakım, türlerin karışması, çoban bulunamaması ve gençlerin hayvancılık mesleğini yapmaya yönelik düşük arzuları nedeniyle Ankara keçisi için alarm zilleri de çalmaya başladı.
Ankara'nın Ayaş ilçesinde hayvancılık yapıyor
Başkentin Ayaş ilçesine bağlı Ilıca köyünde Ankara keçisi üreticiliği yapan 60 yaşındaki Cihan Balaban, yaşlanması ve mesleğini devredecek kimsesi olmadığından dolayı 2 bin adeti bulan Ankara Keçisi sürüsünün büyük bir çoğunluğunu satmak zorunda kaldı.
Gençler hayvancılık yapmak istemiyor
Balaban, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi gibi Başkentin Ayaş, Güdül, Nallıhan ve Kızılcahamam gibi ilçelerinde Ankara keçisi üreticisi yapan vatandaşların çoğunun yaşlılık ve kendisinden sonra gelen kuşağın hayvancılık yapmak istememesinden dolayı Ankara Keçisinin sonunun gelmeye başladığını söyledi.
"Geride yapacak kimse yok"
Cihan Balaban, "Doğdum doğalı bunun içindeyim. Tam ebeden ve dededen kalma gördüğümüz. 60 yaşına girdim 60 senedir bunun içindeyim. Bin 500'ü de 2 bini de gördüm ama kalan şimdi bu. 180 tane kaldı. Mecbur satmak zorunda kaldım. Adam bulunmuyor, hayat pahalı, geride yapacak kimse yok" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de çobanlık yok"
Balaban, hayvancılığın sevilerek yapılması gereken bir meslek olduğunu belirterek, "Geride yapacak kimse kalmayınca biraz da maddi durumlar geri tepti, yapılmayacak duruma geldi. Ben devlet adamlarıyla da çok görüştüm. Çok dedik "Çaresiz, çobansızız'. Bugün asgari ücretle adam şurada çalışıyor, burada 25 bin liraya çalışmıyor. 35 bin lira biz Afgan'a veriyoruz. Türkiye'de çobanlık yok. Hepsi Afgan. Onlar da olmazsa hayvancılık biter" diye konuştu.