Ankara kerhanesi!

Memleketi Kurtaran Adam

İyi hatırlıyorum, Refahlı belediye başkanı irtica getiriyor diye ortalığı yıkıyorlardı. Kızlarla oğlanlar aynı otobüsle gitmesinler kampüse, rahat etsinler diye başlatılan uygulama nedeniyle soruşturma üstüne soruşturma açılmıştı. Oysa aynı uygulamayı, Ürün’den evvelki başkan ANAP’lı Ahmet Öksüz de başlatmak istemiş kimsenin umurunda bile olmamıştı.

Yine 1991 yılında Konya genelevi yol genişletmesi nedeniyle yıkılmış, burada çalışan afedersiniz ‘orospular’ ortada kalmıştı. Hiç unutmam, Halil Ürün o zaman bunlara, size ev ve iş verelim falan diye güzel teklifler yapmış, ama kabul görmemişti. Kısaca orospuluktan başka bir iş yapamayız manasına gelecek laflar edilmişti.

Konya’da dilden dile dolanan bir laf ise epey ağrıma gitmişti. Neymiş efendim, genelev olmazsa millet sokakta, evde yapacakmış bu işleri. Ohaaaa yani. Millet dediğiniz kim yavvv? Sapık mı sayıyorsunuz tümden halkı…

Millet dedikleri kendileri gibi dört sünepe. Gözü haramda olan adam zaten kerhanelere falan gitmez, her yerde yapar pisliğini. Lakin bu pislik yuvası mekanlara sanayinin yeni yetme çırakları gitmesin, 18’ini doldurup milli olacağı günü bekleyen sabilerin bari günahına girilmesindi maksat.

Zekeriye Beyaz gibi İlahiyat profesörlerini bile kerhane filmlerinde oynatarak bu mekanları meşrulaştırmaya yeltenen gerzekler var aramızda hala. Savunma olarak her seferinde gavur mantığıyla verilen cevap şu: Efendim bu bir ihtiyaçtır, nerede giderilecek?

Cevap veriyorum: Ülen eşşolular, madem bu kadar düşüncelisiniz, evlendirin garibanları. Kimse parasızlıktan evlenemiyorum diyemesin…

Bugün gazetede Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de kerhaneyi yıkacağına dair haber var. Yakında ne kadar kerhaneci var hepsi çıkar ortaya, bin türlü bahane dinleriz, ne irtica kalır, ne din ne iman…

Buralarda çalıştırılan, çalışmak zorunda bırakılan, bedenlerinden önce kafaları orospulaştırılmış zavallı kadınlara bakın bir, bir de evdeki karınıza, ananıza, bacınıza. Sonra bu işin para için yapıldığı ve paradan başka geçer hiçbir şeyin olmadığını düşünün ve bu kadıncağızların maddi durumları iyi olsa acaba böyle pis bir bataklıkta yüzerler mi diye bir sorun kendinize. Siz parasız kalsanız bedeninizi satar mısınız?

Alışmış kudurmuştan beterdir derler. Bu özdeyişi zavallı orospular için değil, bunlar üzerinden trilyonlar kazanan pezevenkler için söylüyorum. Allah kurtarsın kardeşler. Amin…

 

2006 yılı ilk ne getiriyor?

Bu sabah 2006’nın ilk günü. Biz yazıyı dün yazdığımız için henüz şahit olmadık, ama yollarda eskisi gibi pislikler, kusmuklar var mı bilmiyorum. Gece yarılarına, hatta sabaha kadar göbek atıp eğlenen salak takımına sorsak, “Yav ne diye sabaha kadar yırtındınız durdunuz, nedir sizi bu kadar mutlu eden?” diye. Alacağımız cevaplar ne olur sizce?..

Yeni yıla girmiş olmamızın hayatımızda yeni zamlı vergi ve bir sürü yeni bürokratik sıkıntıdan başka ne getirisi var? Maaşlara zam aldığınızı mı söyleyeceksiniz? Temmuz ayında da zam alıyorsunuz…

Bence yeni miladi yıl ilk olarak bolca baş ağrısı getirir. İlk günün öğleden sonrasında ise bitirilmesi gereken kocaman bir ödev gibi görülen 365 gün stres yapar. Nasıl geçecek şimdi bu kadar gün. Gel iki bin yedi gel…

2006 yılınız kutlu olsun bari…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.