Hasan Karaağaç Kliniği Diyetisyeni Halime Can yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi.
“Anne sütü; Yeni doğanda büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içeren, biyoyararlılığı yüksek, sindirimi kolay doğal bir besindir. Anne sütünün ve emzirmenin; hem bebek, hem de anne için başta beslenme olmak üzere, sağlık, bağışıklık, gelişimsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden pek çok sayıda yararları vardır.
Anne sütündeki proteinlerin % 60-80’i biyolojik değeri ve kullanımı yüksek olan whey proteinidir. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı yüzde yüzdür.dür. Bu özelliğe sahip başka bir besinin olmaması, anne sütünü eşsiz yapmaktadır. Süt çocuğunun protein gereksinimini ilk 6 ay tek başına karşılar.
Anne sütünün probiyotik özelliklere sahip olması, enfeksiyonlardan korur. Anne sütünün yağ miktarının emzirmenin sonuna doğru artması doygunluk yaratmakta, bebeğin daha fazla besin tüketmesine engel olarak obezite gelişimi önlenmektedir. Bu nedenle anne sütü ile beslenenlerde obezite oranı daha azdır” Anne sütü alan bebeklerde gastrointestinal enfeksiyonlar, pnömoni, menenjit, bakteriyemi sıklığının daha az görüldüğünü ifade eden Diyetisyen Halime Can,sözlerini şöyle sürdürdü.
“Anne sütü ile beslenen bebeklerde allerji ve kronik hastalık daha az görülür. İnsüline bağımlı diyabet görülme riski, apandisit, invajinasyon, hipertrofik pilor stenozu görülme riski azalır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde Nekrotizan enterokolit görülme riskinin 10 kat daha az olduğu saptanmıştır. Solunum sistemi enfeksiyonlarının sıklığı ve astım görülme durumu azalır. İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.” Dr.Hasan Karaağaç Kliniği Diyetisyeni Halime Can, süt emziren annelerin de göğüs ve meme enfeksiyonlarına karşı direnç kazandıklarını belirtti.