ANTALYA (AA) - Antalya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 5'i tutuklu 6 polisin yargılanmasına başlandı.
Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu polis memurları Neşet Biçici, Onur Topal, Ahmet Oğuz Özbaş, Ahmet Tuncer, İhsan Çetinkaya, tutuksuz yargılanan Metin Alçın, avukatları ve yakınları katıldı.
Sanıklar hakkında, TCK'nın 314/2 maddesi gereği "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Ahmet Tuncer, "ByLock" diye bir program kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını, 2007-2008'den beri aynı cep telefonuna sahip olduğunu söyledi. Polisin evini araması sırasında bazı kitaplar bulduğunu belirten Tuncer, "Ben muhafazakar bir ailede yetiştim, kendimi geliştirmek için dini kitaplar aldım ve okudum. Said Nursi'nin kitaplarını Bitlis'te görev yaparken almıştım. Zaten bu kitapları bulundurmak, okumak suç değil. Işık Yayınevinin kitaplarını bulundurduğum iddia ediliyor. Ben bugüne kadar yayınevine değil konusuna bakarak kitap aldım." dedi.
Tuncer, örgütün evlerinde 2006-2007 yılında eğitim-öğretim yılı içinde bir yıl kaldığını anlatarak, o tarihlerde FETÖ'ye ait ev ve yurtlarda kalmanın suç olmadığını savundu.
Mahkeme heyeti, sanığa telefonundaki bazı mesajları sorması üzerine ise Tuncer, "Kadriye bir yakınımdır. Kadriye'nin okuluna kayyum atanmıştı, muhtemelen işten çıkarılacaktı. 'Moralini bozma, daha iyi günler gelir, o iş biter, başka bir iş bulunur' anlamında sözler söyledim. Yoksa darbeyi bildiğim anlamında sözler söylemedim, böyle bir şey söz konusu değildir." diye konuştu.
- "Kavgalı olduğum polisler iftirada bulundu"
Sanık polis memuru Ahmet Oğuz Özbaş, darbe girişimi gecesi Manavgat Emniyet Müdürlüğünde devriye ekibinde görev yaptığını, o gece istirahatte olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını savundu.
Darbe girişimi gecesi, İlçe Emniyet Müdürlüğüne acil olarak çağrıldıklarını anlatan Özbaş, saat 22.30'da ilçe emniyetine gittiklerinde bahçede 100-150 polisin beklemede olduğunu belirtti.
Özbaş, olay gecesi istirahatte olanlar dahil bütün polis memurlarının göreve çağrıldığını vurgulayarak, "Emniyete vardığımda emniyet müdürü kapının önündeydi. Akrep denen araçtan silahımı aldım ve emniyetin içerisine girdim. Herkes televizyonun başında, olanları takip ediyordu. Söylendiği gibi darbeyi destekler hiçbir söz söylemedim. Bazı polislerle aram iyi değildi. Kavgalı olduğum polisler iftirada bulundu. Örgüt üyesi suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum." diye konuştu.
Tutuklu yargılanan sanıklardan Onur Topal, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock programını cezaevine girdikten sonra öğrendiğini iddia etti.
Emniyet Müdürlüğünde bir dönem İstihbarat Şube Müdürlüğünde çalıştığını anlatan Topal, "O dönemde istihbarat şubeden ayrılmadım. Tam aksine 17-25 Aralık tarihinden 3 ay önce istihbarattan alınmam FETÖ'nün bir kumpasıdır." dedi.
İhsan Çetinkaya ise 10 yıldır aynı telefonu kullandığını, ama ByLock kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını öne sürdü. Kızının 2008-2009 yıllarında FETÖ'ye ait bir dersaneye gönderdiğini kabul eden Çetinkaya, o tarihlerde paralel yapının bilinmediğini savundu. Çetinkaya, evinde bulunan kitapların ise kızının dersanedeki öğretmenleri tarafından verildiğini iddia etti.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Neşet Biçici ve Ahmet Oğuz Özbaş'ın, ByLock kullanmadıklarına ilişkin Antalya Emniyet Müdürülüğünden gelen yazı ve mevcut delilleri göz önünde bulundurarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarına, Metin Alçın'ın tutuksuzluk halinin devamına karar verdi.
Diğer sanıklar Onur Topal, Ahmet Tuncer ve İhsan Çetinkaya'nın ise tutukluluk hallerinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verildi.
AA