ANTALYA (AA) - Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Ben size söyleyeyim Antalya tabiatı böyle ucuz turizme feda edilecek bir yer değil. Akdeniz'in en güzel manzaraları burada. Jeolojik yapı bakımından da en enteresan yer. Hiçbir yerde 30 derece sıcaktan, bir saat yol giderek kayak yapacağın bir yere ulaşamazsın. Bunlar çok azdır. Hiçbir yerde bu derece tabiat ve tarih zenginliği bir arada bulunmaz." dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Antalya'nın fethinin 811'inci yıl kutlamaları kapsamında, tarihçi-yazar Prof. Dr. Ortaylı, Antalya Kültür Merkezi'nde (AKM) "Fetih Konferansı" verdi.
Konuşmasında, Antalya'nın tarihinin fevkalade önemli olduğunu belirten Ortaylı, Türk arkeolojisinin ilk uzmanlarının çalıştığı bölgenin Antalya olduğunu söyledi.
Antalya'nın jeolojik olarak ciddi incelenmesi gerektiğini vurgulayan Ortaylı, çünkü buranın jeolojik yapısı itibarıyla dünyanın en ilginç bölgelerinden biri olduğunu vurguladı.
Helenistik devrinden sonra ortaya çıkan şehrin Milattan Önce 3'üncü asrın sonundan itibaren kurulup geliştiğini anlatan Ortaylı, Antalya'nın isminin de Kral Attalos'tan geldiğini hatırlattı.
Antalya'nın coğrafya olarak zor bir yer olduğunu, Türk göçebelerin Toroslar'a yerleşmesiyle fethedilebildiğini belirten Ortaylı, steplerden gelen Türklerin de denizciliği Antalya'nın fethiyle öğrenmeye başladığına dikkati çekti.
- "Müzeler ve tarihi kazılarla hareketlendirilmeli"
Antalya'da ilk hakimiyetini kuran Türk hükümdarın 1. Gıyaseddin Keyhüsrev olduğunu aktaran Ortaylı, fakat kentin 1207 yılında elden çıktığını, Kıbrıs'a yerleştirilen haçlıların tekrar ele geçirdiğini, Alaeddin Keykubad sayesinde şehrin tekrar ele geçirildiğini anlattı.
Ortaylı, Antalya'nın fethinin de aslında Alanya'nın fethi olduğunu, çünkü Alanya'da tersane kurulduğunu, gerçek anlamda Selçuklu fethinin Alanya olduğunu ifade etti.
Antalya'nın sadece 1960'lardan, 1970'lerden sonra değil, tarihi boyunca hep göç alan bir bölge olduğuna işaret eden Ortaylı, o nedenle bölgede halkın kullanımı açısından bir dengesizlik bulunduğunu söyledi. Ortaylı, Kortuteli, Elmalı gibi yerlerde göçebeliğin hakim olduğunu, Side, Perge, Antalya merkezde bir tarafta kırsal kesimin, bir tarafta da ticari kesimin bulunduğunu vurguladı.
Kentin üniversite ile kalkınamayacağını, çünkü üniversitelerin şehirlere vermekten çok alan yerler olduğunu savunan Ortaylı, müzeler ile tarihi kazılar ile hareketlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ortaylı, "Tiyatro, sinema festivali de Antalya'ya gerekeni veremedi. Birtakım eserlerin öğretilmesi yoluna gidilir. Bunun için de sivil toplum kuruluşları fevkalade önemli. Burada belediye veya devlet değil, doğrudan doğruya halkın inisiyatifini görmek isteriz. Çünkü burası önemli bir şehir. 2,5 milyonluk bir memleket kültürel atalet içinde kalamaz." diye konuştu.
- Sürdürülebilir turizm
Sürdürülebilir turizmin önemine de değinen Ortaylı, şu ifadeleri kullandı:
"Devamlı birtakım arazilere, birtakım çevre zenginliğini meydana getiren bölgelere, ekolojik alanlara oteller açmakla, bunun getireceği turizmle geçinmek fazla kar getirmez. Devasa otellerle devamlı turizm geliri sağlanamaz. Bizden önce İspanya'da denendi. İspanya hayalet yapılarla dolu, terk edilmiş bir sürü otel var. Ben size söyleyeyim Antalya tabiatı böyle ucuz turizme feda edilecek bir yer değil. Akdeniz'in en güzel manzaraları burada. Jeolojik yapı bakımından da en enteresan yer. Hiçbir yerde 30 derece sıcaktan, bir saat yol giderek kayak yapacağın bir yere ulaşamazsın. Bunlar çok azdır. Hiçbir yerde bu derece tabiat ve tarih zenginliği bir arada bulunmaz."
Anadolu'nun Roma devrinde zenginlik gördüğünü belirten İlber Ortaylı, Bizans döneminde bunun çöktüğünü, ondan sonraki sulh döneminin Selçuklular olduğunu sözlerine ekledi.
Bu arada Ortaylı'yı dinlemek için gelenler izdihama neden oldu. Bin 500 kişilik salon tamamen dolunca, dışarıda kurulan platformlar üzerinden barkovizyon cihazlarıyla yayın yapıldı.
AA