Dünyanın artık değiştiğini birbirimize anlatmaya artık hiç gerek yok. Bu çağda yaşayan herkes, dünyanın ve teknolojinin ne kadar ileri gittiğini anlamak zorunda kalmaz; aksine her şeyi yaşayarak bilir. Artık dünya teknoloji devi ülkeler düşüncelerini geliştirme yolunda değil yeni bir çağ yaratma peşindeler. Bu yüzden de her zaman teknolojinin sonsuz olduğunu düşünürler. Bununla ilgili kısa bir örnek vereyim; Dünyaca ünlü Britanyalı fizikçi Stephen Hawking, son çalışmalarında uzaydaki Kara Deliğin zaman ötesinde bir ışık olduğunu bulmaya yaklaştığını söyledi. Yani adamlar ‘Biz Kimiz?’ sorusunun cevabını bulmuşlar ki; şimdi de ‘Biz Neredeyiz?’ sorusuna cevap arıyorlar. Bunların hepsi birbirleriyle amansızca çekişme sonucu olmuyor. Aksine birbirleriyle; bilimde, teknolojide ve fikirde rekabetle ortaya çıkıyor.
Tam olarak söylemek istediğim; ‘Bu adamlar bunları yaparken biz neredeyiz. Hangi gezegendeyiz?’
Ne zaman Türkiye’de bir teknolojik altyapı veya ilerleme konuşulsa hemen anormal bir çekişme başlıyor. Laiklerle, muhafazakarlar; sağcılarla solcular; vs vs… Bunun son örneği de Adıyaman’da bir tarikat liderinin torunun oturduğu koltuk oldu. Günlerdir bu olay konuşuluyor, yazılıyor, körükleniyor. Gerçekten artık bu muhabbetler bize yapılmış bir tuzak. Kafamızı nelerle meşgul ettiklerine bir bakalım artık. Bu olaylar yüzünden ileriye yönelik hiçbir şeyler ortaya koyamaz olduk.
Her şey bir kenara; ‘Biz teknolojik olarak neler yapıyoruz’ ‘sorusunu bir ele alalım. Bu soruyu Konya açısından değerlendirmek istiyorum. Öyle teknolojik tarihimize giderek yapalım demiyorum.
Sanayi ve tarımın yükseliş gösterdiği Konya’da kaç Ar-Ge merkezi kurduk ve bu merkezlerde neler yapıyoruz? Soru çok basit ama cevaplar da bir o kadar şaşırtıcı olması Konyalı olarak hepimizi üzecek cinsten. Konya’da üç yıl önce 2 olan AR-GE merkezi, bu yıl 7’ye çıktı. Hedefimiz ise bu rakamları 2018 yılında 20’ye ulaştırmak. ‘7’ sayısı gurur mu yoksa utanç mı? İnsan düşünmeden de edemiyor tabi. Bu Ar-Ge merkezlerini kuran şirketlerden ve destek verenlerden Allah razı olsun tabi ki. Başlangıç olması tabi ki de gurur verici ama; yıl 2017 olmuş biz hâlâ 7 Ar-Ge merkezi sayısında kalmışsak yazıklar olsun bize…
Türkiye’de yaklaşık 300 Ar-Ge merkezi bulunuyor. Türkiye’de en çok Ar-Ge merkezine sahip il ise 68 ile İstanbul bulunuyor. İstanbul’un ardından 40 Ar-Ge merkeziyle Bursa, 30 Ar-Ge merkeziyle Ankara takip ediyor. daha sonra 3’er 5’er diğer illerin dağılımı başlıyor. Konya’da da 7 tane işte…
Geleceğimizin ne kadar teknolojik olduğunu ve dünya devi ülkelerin yatırımlarının nereye yaptığına bir bakın derim. Yukarıda bahsettiğim sayılarla normal bir dünya ülkesini karşılaştırın. Öyle büyük ülkelerle değil, Yunanistan, Brezilya, Arjantin, gibi ülkelerle karşılaştırın! İnanın ne kadar geride olduğumuzu anlayacaksınız. İşte sözüm ona biz nelerle uğraşırken dünya nerelere gidiyor.
Son olarak söylemek istediğim ise; TBMM Bilim, Teknoloji ve Sanayi Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız’ın Konya Ar-Ge sayısına bir el atmasıdır. Zaten TBMM’nin Amerika’daki Silikon Vadisi’ne gönderdiği heyetin başında da Milletvekilimiz Altunyaldız bulunuyor. Umarım, oralarda güzel örnekler görmüştür ve ne yapacağını kafasında tasarlamıştır. Teknoloji konusuna meraklı olduğumu için inanın Ziya Altunyaldız Milletvekilimizin Konya’ya gelip bu konu hakkında neler söyleyeceğini çok merak ediyorum. Benim söyleyeceklerim ise ‘Hedefimizi yüksek tutalım da örnek olarak Silikon Vadisi’nden başlayalım’