Mahalle isimlerinin bilinmezlerinden kurtulmaya bu yazıda da devam edelim. Konyalıların sıkça kullandığı “Arapoğlu makası” aslında adını nereden alır? Biz oraya neden bu ismi verdik? Bu yeri genç nesil bilir mi? Bunların cevabını yazıyı okudukça bulacaksınız.
Arapoğlu makasının hikâyesi ise aslında bilindik. Yani tahmin etmesi pek de zor değil. Bugün “Dershaneler Sokağı” diye bildiğimiz bu yer adını ‘Arap Kosti’ diye bir kişinin konağının isminden alır. Konak iki yolun birbirinden ayrıldığı yerde olduğu içinde buraya makas denilmiş ve zamanla “Arapoğlu makası” ismini almış. Konak bugün cafe olarak kullanılıyor olsa da ismini o mevkiye verdiği için halen unutulmamıştır.
Neden Araplar diyoruz?
Araplar aslında bir semttir. Niye Araplar denmiş bununla alakalı çeşitli söylentiler bulunuyor. Bunlardan biri Kavalalı Mehmet Ali paşanın oğlunun buraya kadar geldiği ve Arap Türk savaşının burada olduğu. Arap-Türk savaşı burada olunca bu semte de bu yüzden Araplar denildiği. İkinci bir söylenti ise Selçuklu zamanında Şamdan gelen Hıristiyan Araplar’ın, bir bölümünün işçi olması ve bu işçilerin burada kalmış olduğu ve bu yüzden de buraya Araplar denilmiş. Konya gibi şehirlerde daha önce de söylediğimiz gibi tarihin izlerini taşıyor semt isimleri. Geçmişte yaşanan olaylardan, olayların kahramanlarından gelebiliyor isimler.
Hoca Ahmed Fakih, Sadreddin Konevî gibi büyük insanların isimleri Konya’ya verildiğinden o yeri anlamak beraberinde Konevi’yi, Ahmed Fakih’i anlamayı gerektiriyor. Cihan insanlarıyla kâinatın birlikteliği diyebiliriz belki buna. Şehir dediğimiz yer insanı yaşatıyor yani Konya’da. Kişilerle anılan mahalle sayısı çok fazla. Sosyal tarih ve şehir tarihi açısından da önemli olan bu durum belki de geçmişi anlamlandırmamızda en önemli etkenlerden biri…
Bu vurguyu yani “İnsanı inşa ve imar edenleri yaşatmak” yeniden yapmak lazım. Mahalle isimlerinin neden yeni neslin tabiriyle “Havalı” olmadığı anlaşıldı mı bilemem. Aslına bakıldığında bu isimlerin, çok daha havalı olduğu tarihi ve önemli isimleri üzerinden yedi yüz yıl gibi bir zaman geçtiğinde bile onları anlamada ve anlatmada önem arz ettiği ortada. Bizim bunu anladığımızdan pek umutlu olmasam da yine de ümitvar olmakta fayda var. Son yazımızda neyi kaybettik şehrimizde bunu yazacağız. İlgilenen, merak eden, takip edenlere de ayrıca teşekkürler.