Araştırma sonuçları açıklandı: İşte dolandırıcılığın gerçek yüzü

Türkiye'de gerçekleştirilen ön araştırma, dolandırıcılığın toplumsal ve bireysel yansımalarını ortaya koydu. İnternet dolandırıcılığı öne çıkarken, mağdurların yaşadığı duygusal zorluklar ve toplumsal etkiler dikkat çekiyor.

Beykent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz ve Sosyolog Kadir Gürtan tarafından yürütülen bir ön araştırma, dolandırıcılığın toplumsal ve bireysel etkilerini değerlendirmek amacıyla İstanbul'da ikamet eden 306 dolandırıcılık mağduruyla yapılan görüşmelerle gerçekleştirildi.

Araştırmanın temel bulgularına göre, katılımcıların yüzde 37'si internet dolandırıcılığına maruz kaldığını belirtirken, yüzde 15'i yüz yüze alışveriş sırasında gerçekdışı bilgilerle kandırıldığını, yüzde 10'u ise telefonla dolandırıldığını ifade etti. İnternet dolandırıcılığının diğer türleri şu şekilde sıralandı:

Satış (Yüz Yüze) İşleminde Dolandırıcılık %15, Telefonla - Sosyal Mühendislik / Senaryo Dolandırıcılığı %10, Kredi Kartı / Bankamatik / Bankacılık vb. Dolandırıcılık %7, İş Kurma / Yatırım %4 ve Diğer %11.

Araştırma, dolandırılan bireylerin davranışlarını da inceledi. Dolandırılmanın ardından mağdurların yüzde 64'ü suçluluk hissi yaşadığını belirtirken, yüzde 72'si diğer insanlara, yüzde 47'si genel olarak hayata güvenini kaybettiğini ifade etti. Ayrıca, dolandırıcılık mağdurlarının yüzde 54'ü kendine güven kaybı yaşadı.

Araştırmaya katılanların dolandırıldıklarını ilk paylaştıkları kişiler genellikle aileleri oldu. Ancak, "dolandıranı bulmaya çalışmak" konusunda dikkat çeken bir bulgu da kadınların yüzde 22'sinin erkeklere göre daha fazla çaba gösterdiği.

Dolandırıcılık mağdurlarının sadece üçte biri olayı kolluk kuvvetlerine bildiriyor. Bu durumun arkasında, sonuç alınamayacağı düşüncesi ve uğraşmanın faydasız olduğuna inanma geliyor. Araştırmacılar, mağdurların ikna edilmesinde en önemli etkenin web sitesi, e-posta hesabı ve telefon numarasının gerçek gibi görünmesi olduğunu belirtiyorlar.

Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz, araştırmanın önemli bir bağlantıya dikkat çektiğini söyleyerek, "Dolandırıcılar eylemlerine, bir şekilde temin ettikleri kişisel veriler ile inandırıcılık katmaktadır. Bu nedenle, dolandırıcılıkla mücadelede önemli boyutlardan birisi gerek kurumsal anlamda gerekse de bireysel olarak kişisel verilerin korunması yatmaktadır. Bu ön araştırma ayrıca maddi kayıpların ötesinde dolandırıcılığın toplumsal ve bireysel sorunlara yol açtığını gösteriyor. Dolandırıcılıkla mücadelede, yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumsal bilinç ve proaktif önlemlerin alınması önemli. Türkiye'de bu alandaki çabaların daha sistemik ve kurumsal bir hale dönüştürülmesi gerekiyor." dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Hatay’ın Yeniden İnşasına Öncülük Eden Başkan Altay’a Fahri Doktora Unvanı
MSB, teğmenlerin kılıçlı yemini için 'Mesele disiplinsizliktir' dedi
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 34 terörist etkisiz hale getirildi
Türkiye Diyanet Vakfı’ndan makam aracı açıklaması
Su borusu patladı, vatandaş arabasını yıkadı