İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nunmecliste yaptığı konuşma tarihe geçti. Dağdaki terörist sayısının 320'nin altına indiğini söyleyen Soylu, "Teröre çalışanlara göz yummuyoruz" dedi. Bakan Soylu konuşmasında "Beni kızdırmayın. PKK terör örgütü köye gitti, erkekleri evden çıkartıp kadınlara tecavüz etti... Alçaklar! Bak beni konuşturmayın" ifadelerini kullandı.
Dağdaki terörist sayısının 320'nin altına indiğini söyleyen Soylu, "Teröre çalışanlara göz yummuyoruz" dedi. Süleyman Soylu'nun meclis konuşmasında "Beni kızdırmayın. PKK terör örgütü köye gitti, erkekleri evden çıkartıp kadınlara tecavüz etti... Alçaklar! Bak beni konuşturmayın" ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTE YARDIMA GÖZ YUMMUYORUZ
Bakan Soylu açıklamasında "Örgüte istihbarat sağlayan, belediye kepçesiyle çukur, barikat kazan, belediye aracıyla terörist cenazesi kaldıran, bombalı eylem yaptıran, teröristin adını cadde ve sokaklara veren, belediye binasında roketatar ve silah depolayan, arka odadaki Kandil'in müfettişinden talimat alan adamlara, elinde silah yok ve mağarada yaşamıyor diye göz yummuyoruz." şeklinde ifadelere yer verdi.
Mustafa Varank'tan iddialara sert yanıt
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "18 yıldır yaptıklarımızı anlatmaya kalksak buna terabytlar, veri merkezleri yetmez" dedi.
Meclis'te Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesi görüşülürken, Bakan Mustafa Varank ile muhalefet milletvekilleri arasında tansiyon yüksekti. Yerli otomobil ve yerli aşıya yönelik eleştirileri yanıtlayan Bakan Varank, "Sizi milletimize şikayet ediyorum. Yalanlarla, iftiralarla itibar suikastı yapıyorsunuz." dedi.
"18 yıldır yaptıklarımızı anlatmaya kalksak buna terabytlar, veri merkezleri yetmez"
CHP'Lİ Ahmet Kaya "icraatlarımız" dedi, kağıt rulosunu açtı. Cevap Bakan Varank'tan geldi. Varank, "Rulo kağıtları fırlatmayacağım. 18 yıldır yaptıklarımızı anlatmaya kalksak buna terabytlar, veri merkezleri yetmez. Sizin görmezden geldiğiniz fabrikalar sayesinde bu ülkede ihracat rekorları kırılıyor. Bu yatırım düşmanı zihniyeti Meclis kürsüsünden milletimize şikayet ediyorum. Yalanlarla iftiralarla saldırmak itibar suikastından başka bir şey değildir" dedi.
Yerli otomobilin Türkiye'nin gururu olduğunu vurgulayan Bakan Varank, CHP'lilerin eleştirilerine de yanıt verdi;
"Türkiye'nin otomobili projesine kulp takmak için kendilerini komik duruma düşürenler var"
Otomobillerin artık sadece ulaşım aracı olmaktan çıkıp elektrikli, otonom, ağa bağlı ve akıllı cihazlara dönüştüğü bu dönemde TOGG, Türkiye'nin gururu oldu. Türkiye'nin otomobili tersine beyin göçünü de ciddi manada teşvik ediyor. Küresel tecrübesi olan genç mühendislerimiz, yazılımcılarımız, yöneticilerimiz yurt dışındaki işlerini bırakıp Türkiye'nin otomobili için vatanlarına döndü.
Ne yazık ki, bu gayret ve özveriyi hiçe sayıp, Türkiye'nin otomobili projesine kulp takmak için kendilerini komik duruma düşürenler var. 'TOGG'un şu parçası buradan alınıyormuş, bu parçası şuradan alınıyormuş.' diyerek adeta cehaletlerini sergiliyorlar. 'Fikri mülkiyet hakkı nedir?' diye sorsanız, bunlar daha onu bile bilmez. Aslında biz bu tavra yabancı değiliz. Biliyorsunuz, teröristlere kök söktüren SİHA'larımız için de 'motoru yerli değil.' diye yaygara koparıyorlardı. Çok açık konuşacağım, bu tavır çok sığ.
Bakan Varank, elindeki elektronik kontrol ünitesini milletvekillerine göstererek, Kocaeli'de bir firmanın bu kontrol ünitelerini tasarlayıp ürettiğini ve Mercedes'e sattığını söyledi.
"Bunlar üretim cahili"
Varank, sözlerini şöyle sürdürdü: Mercedes kamyonlarında bu Türk malı ürün var. Peki siz başka ülkelerde buna benzer bir tartışmaya şahit oldunuz mu? Mesela Alman parlamentosunda vekillerin 'Mercedes kamyonlarında Türk ürünleri kullanılıyor, yerli ve milli değil, Alman markası değil.' dediğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tavra şahit olamazsınız ama Türkiye'deki muhalefetten her gün bunları dinlersiniz. Çünkü bunlar üretim cahili, üretim. 'Motor, motor.' diyerek, milletin Meclisinde ülkemizi küçümsemeye kalkanlar, yine bunlar.
Eleştirilere, en güzel cevabı mühendislerimiz verdi. TEİ'de son 7 yılda 10 farklı milli motor geliştirildi, geçen hafta TEİ'nin ürettiği ilk milli helikopter motorunun TUSAŞ'a teslim edildi. TÜBİTAK uzay enstitüsünde uyduların manevra yapmasını sağlayan hall etkili itki motorunu geliştirildi. TÜRKSAT 6A milli haberleşme uydusunda bu itki sistemini kullanılacak.
"Faşist bir Genel Başkan varsa bu tavır normal"
'8 yılda 2 bin 745 yatırıma yer tahsisi yaptık. Son 2 senede bakanlık kredisi kullanan OSB'lerdeki 1265 yatırım tamamen veya kısmen bedelsiz arsa tahsisinden faydalandı. Başvuran hiçbir yatırımcıya ayrımcılık yapmadık. Şartları sağlayan herkese bu destekleri verdik.
Yatırımcı bulmak için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Bürokrasiden araziye varıncaya dek tüm engelleri ortadan kaldıracağız ama birileri çıkacak, kirli siyasetleri için bu yatırımcılara saldıracak, biz de susup bekleyeceğiz öyle mi? Kimse kusura bakmasın. Biz yatırımcımızı kimseye yedirmeyiz. Türkiye için alın teri döken her kim olursa olsun, sırtımızda taşırız.
Sadece Türkiye'deki muhalefette, ırkına, diline, dinine, kimliğine göre sürekli sermaye faşistliği yapan bir siyasi anlayış var. "(Bize oy veriyorsanız öğretmensiniz, ama Cumhur ittifakına oy veriyorsanız değilsiniz.) diyen faşist bir Genel Başkan varsa bu tavır normal. Hiç merak etmeyin, biz size karşı idmanlıyız. Her şeye rağmen, özellikle muhalefete rağmen, Türkiye'yi yatırımların cazibe merkezi yapmak için tüm gayretimizle çalışıyoruz.
KOSGEB yılbaşından bu yana 63 bin KOBİ'ye 1,3 milyar liralık destek sağladı. Ar-Ge ekosistemine yön veren TÜBİTAK bu yıl üniversite, araştırma kurumları ve teknoparklarda geliştirilen patentli teknolojilerin ticarileşmesi için patent tabanlı teknoloji transferi programını başlattı.
"4 aşı adayımız var"
Kovid-19 ile mücadelede Ar-Ge ve yenilik ekosisteminde bugüne kadar görülmemiş bir seferberlik ruhunu harekete geçirdik. TÜBİTAK, Kovid-19 Türkiye Platformu çatısı altında aşı ve ilaç alanında 17 proje başarıyla yürütülüyor. Hayvan deneylerini tamamlayan 4 aşı adayımız var. Bu aşıların üretileceği iki tesis, insan deneylerine geçmek için gerekli olan güvenli üretim onayını Sağlık Bakanlığımızdan aldı. Tekirdağ ve Adıyaman'da bulunan bu tesislerde üretilecek inaktif ve adenovirüs tabanlı aşılarla Faz-1 insan klinik çalışmaları başlatılacak. Bu seferberlik ruhu sayesinde Türkiye artık dünya standartlarında modern aşı geliştirme ve üretme kapasitesine sahip bir ülke konumuna geldi.
"500'den fazla bilim insanı gecesini gündüzüne katıyor"
Bir milletvekili çıkıp dedi ki 'Sayın Bakan aşı geliştiriyordu ama nal topluyor.' Bu ifadeyi gerçekten kınıyorum. Aşıyı ben geliştirmiyorum, bilim insanları geliştiriyor. 500'den fazla bilim insanı gecesini gündüzüne katıp geliştiriyor. Hadi bana saygınız yok, bilim insanlarına saygı duyun.
Fahrettin Koca'nın sesi titredi
TBMM Genel Kurulu'nda bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerinde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in Kovid-19 kitleri ve e-nabız sisteminin bakan yardımcısıyla bağlantılı bir şirket tarafından yapıldığı yönündeki iftiralarına yanıt verdi.
Koca, 130 bine yakın sağlık çalışanının koronavirüse yakalandığını belirterek, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının tek tek ismini okudu. Zaman zaman sesi titreyen ve gözleri dolan Bakan Koca, "Her bir hanemize bir yakınımızın acısı düştü. Bu vesileyle, hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Hocam Profesör Doktor Cemil Taşcıoğlu, Hocam Profesör Doktor Murat Dilmener, Hocam Profesör Doktor Feriha Öz, Hocam Profesör Doktor Asım Cenani artık aramızda değil. Dönem arkadaşım Doktor Yavuz Kalaycı aramızda değil, Profesör Doktor Refik Çaylan aramızda değil, Doktor Esat Ülkü aramızda değil, Doktor Mehmet Ulusoy, Doktor Engin Ünaldı, Diş Hekimi İrfan Yaylalı aramızda değil. 225 şehidimiz var; hepsine Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
KİTİ YERLİLEŞTİRDİK
Bakan Koca özetle şunları söyledi: Dünya Sağlık Örgütü Türkiye için 20 tane DSÖ sitesinde kabul edilebilirliği olan kit söz konusu, bunlardan birisi de Türkiye'de üretilen kit oldu. Bütün ülkeler hiçbir sertifika istemeden bu kite ulaşabilir duruma geldi. Kit konusunu ben bütçede komisyonda söylemiştim, biz bir kite 8.75 dolar vererek yurtdışından almaya başlamıştık. Erken dönemde DSÖ'nün onay verdiği kitten söz ediyorum erken dönemde bunu yerlileştirdik. Yerlileştirdiğimizde 32 liradan almaya başladık. Yurtdışından 8.75 dolardan alıyorduk. Devamında bir iki ay geçtiğinde yeni ruhsat alan uygunluk alan firmalar oldu, bunun üzerine biz bu firmalara kiti bize kaça vereceklerini sorduk. 8 dolardan aşağı veren olmadı. 12 tane yerli üretilen kit noktasına geldik. İhaleye çıktık, 6 firma ihaleye girdi, 6 firma ihaleye girince fiyatı 9.8 liraya düştü.
Murat Kurum HDP'lilere soğuk duş aldırdı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum TBMM Genel Kurulu'nda, Bakanlığının 2021 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, HDP'li vekillere soğuk duş aldırdı. Bakan Kurum yaptığı konuşmada Sur ilçesini hatırlatarak kazdıkları hendekleri, ilçeye verdikleri zararları ve gerek sivil gerekse güvenlik güçlerine yaşattıkları alçakça saldırıları örnek gösterdi. Bakan Kurum'un fotoğraflar göstererek yaptığı konuşmada Meclis'te alkış tufanı koptu ve dakikalarca sürdü.
FİRMAYI ÇAĞIRDIK FİYATI DÜŞÜRDÜK
Bu kitten sonra daha önce bizim aldığımız 1.7 milyon kitten bahsediyorum. Firmayı çağırarak kitlerin fiyatını 9.8 liraya çekeceksiniz dedim. Peki devamında 9.8 liraya çekmek kamunun mantığına uygun mu ben bunu yaptım. Demin bu kürsüden 83 milyona hitaben dendi ki biz bu kiti gündeme getirdik, biz getirdikten sonra siz geriye dönük işlem yaptınız. Faturanın tarihi 16 temmuz, peki bu ihaleden kaç gün sonra 7-8 gün sonra, siz bunu 19 ağustosta, yani faturadan bir ay sonra söylemişsiniz, 83 milyon vatandaşımıza nasıl açıklayacaksınız. Neden araştırmıyorsunuz.
"CAMİLERİMİZİ HARAP HALLERDE GÖRDÜK"
HDP'li milletvekillerinin konuşmasını ibretle izlediğini aktaran Bakan Kurum, "HDP vekili kendince bize çevrecilik, şehircilik dersi veriyor. Biz sizin çevreciliğinizi Diyarbakır sokaklarında, dünya mirası Sur'un sokaklarında gördük, Şırnak'ta, Mardin'de yakıp yıktığınız tarihi eserlerde, bu milletin bağımsızlığının simgesi camilerimizin harap hallerinde gördük" diye konuştu.
Eski Sur ile yeni Sur'un fotoğraflarını gösteren Kurum, "Ardınızda, gözü yaşlı on binlerce insan, binlerce aile bıraktınız. Ardınızda, harabeler içerisinde şehirler bıraktınız. Bize çevreciliği de şehirciliği de öğretemezsiniz." diye konuştu.
Kırklar Dağı'na ilişkin fotoğrafları da gösteren Kurum, şunları kaydetti:
"Biz sizin çevreciliğinizi işte en son Kırklar Dağı'nda gördük. Kırklar Dağı'ndaki binalara bak. Türkülere konu olmuş o yemyeşil Kırklar Dağı'nda nasıl bir çevre talanı, nasıl bir doğa katliamı yaptığınızı gördük. Biz bugün Doğu, Güneydoğu'da bıraktığınız enkazı, gerçekleştirdiğiniz talanı gidermeye çalışırken, Doğu'yu, Güneydoğu'yu karış karış ihya ve inşa ederken, bize talandan, katliamdan bahsedemezsiniz. Sizler, bu ülkede sadece çevre ve şehirciliği değil, eli kalem tutacak gençlerimizin istikballerini, annelerimizin hayallerini, Kürt kardeşlerimizin hayatlarını çaldınız, talan ettiniz, katlettiniz"
DEPREM DÖNÜŞÜMÜ TERÖRLE MÜCADELE KADAR ÖNEMLİ
Medeniyetin mirası şehirleri afetlere hazırlarken çalışmaların merkezine çevre hassasiyeti ve yatay şehirleşmeyi koyduklarını ifade eden Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü: "2020 yılında Elazığ, Malatya ve en son İzmir'de yıkıcı depremler yaşadık. Bu depremlerde 158 canımızı kaybettik. Kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza, Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Devletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bakanlıklarımızla, TOKİ, İller Bankamızla, Jandarmamız, AFAD'ımız, UMKE'miz, Kızılayımız, tüm sivil toplum örgütlerimizle, gönüllülerimizle depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için seferber oldu. Her üç ilimizde de arama kurtarma, hasar tespit ve dönüşüm çalışmalarımızı hızlı bir şekilde başlattık. Elazığ ve Malatya'da 26 bin, İzmir'de de 5 bin olmak üzere toplam 31 bin yeni yuvamızın inşa süreçlerini hızlı bir şekilde başlattık.
8 ay gibi kısa bir süre içerisinde Elazığ ve Malatya'da 3 bin konutumuzun teslimin vatandaşlarımıza yaptık. İzmir'de de projelerimizi hızlı bir şekilde hazırladık ve dün itibarıyla ilk ihalemizi de gerçekleştirdik. Önümüzdeki yıl hem İzmir'de hem Malatya'da hem de Elazığ'daki afetzede vatandaşlarımıza konutlarını inşallah teslim ediyor olacağız. Her zaman ifade ettiğimiz gibi deprem dönüşümü terörle mücadele kadar önemlidir. Maalesef bugün nüfusumuzun yüzde 71'i riskli bölgelerde yaşıyor ve son 100 yılda, 80 bin vatandaşımız depremlerde hayatını kaybetti.
Dün Düzce'de, Kocaeli'de, Van'da ve Bingöl'de; bugün de Elazığ'da, Malatya'da, İzmir'de depremlerden sonra nasıl bir, beraber olduysak depreme hazırlık noktasında da yine bir ve beraber olmak zorundayız. Deprem ve kentsel dönüşüm hepimizin ortak meselesidir, siyaset üstü bir konudur."
RANT YALANINA CEVAP
"Rant alanlarında kentsel dönüşüm yapıyorsunuz" diyenlerin demek ki bu alanları hiç gidip görmediğini belirten Kurum, "Biz şu anda İstanbul'da 370 bin bağımsız birimden oluşan 72 bin binayı riskli yapı statüsünde yeniliyoruz. Bunlardan 310 bin 791 sağlıksız konutun yıkımını tamamladık ve bu alanlarda yeni güvenli ve sağlıklı konutlarımız, yuvalarımız hızlı bir şekilde yükseliyor. Sadece TOKİ Başkanlığımızla İstanbul'da 22 ilçede 41 kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. Bu kapsamda 85 bin konutu projelendirdik. Son 8 ayda İstanbul'da 10 bin konutun temellerini attık. Özellikle İstanbul'un dönüşümü için çok önemli olduğunu düşündüğümüz, belki dünyada ilk ve tek olacak 60 bin konutluk kentsel dönüşüm projemizi Esenler'de başlattık. İstanbul'un Avrupa yakasında başlattığımız bu büyük dönüşüm projesinin bir benzerini de Anadolu yakasında gerçekleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.