İnsan, Yüce Allah’ın emrine boyun eğmekle, kulluk zevkini derinden tadar ve davranışlarını gösterişçi dindarlık izlerinden ihlâsla temizleyerek nefisle yapılan cihadı kazanır. Bundan dolayı Hz. Peygamber (a.s), oruç kişiyi kötülük işlemekten alıkoysun, insan kendisini tutsun diye oruçlu kimsenin bir olumsuzluk karşısından nasıl bir tepki göstereceğini bize şöyle öğretir: “Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. O’na birisi sataşır veya küfrederse, ‘ben oruçluyum’ desin...”
Ünlü İslam âlimi İmam-ı Gazali’nin dediği gibi, eğer insan, midesini, nefsanî isteklerini korumakla birlikte, gönlünü ve zihnini Allah’ı anmaktan alıkoyacak şeylerden koruyabilirse, işte o zaman irade ve öfkenin dizginlerini ele geçirir. Bu saatten sonra, yönetilen bir varlık değil, beden ülkesini yöneten bir varlık haline gelir. Merhum Aliya İzzet Begoviç’in “oruç, özgürlüktür” dediği, tam da budur, işte. Evet, biz oruç tutarız, oruç bizi tutsun diye tutarız.
Ramazan ayı, bütün ibadetleriyle bir arınma mevsimidir. Nitekim bu arınmaya dikkat çekilen bir rivayete Hz. Peygamber (a.s): “Her kim, faziletine inanarak ve mükâfatını (Allah’tan) umarak ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır”, bir başka rivayette de: “Her kim, faziletine inanarak ve mükâfatını(Allah’tan) umarak ramazan ayını ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’de farz orucun tutulduğu mevsime ramazan ayı denilir. (Bakara 2/185) Ramazan kelimesi, dini açıdan, günahları yakan manasına gelir. Mecazi anlamda bir diğer manası da, “yeryüzünü tozdan, kirden, pastan temizleyen” güz yağmuru demektir. Bu sebeple ‘ramazan ayı’nın bir adı da ‘yağmur’dur. Nasıl ki sonbaharda yağan yağmurlar, tozu toprağı ortadan kaldırarak yeri tertemiz hale getirirse, mecazi anlamda bir rahmet iklimi olan Ramazan Ayı da, bu mevsimi dolu dolu yaşayan müminlerin günahlarının silinip-süpürülerek temizlenmesine vesile olur.
Netice itibariyle, oruç insana; eline, diline ve beline sahip çıkma ahlakını kazandırır. Kendisini tuttuğumuzu sandığımız oruç, aslında bize kendimizi tutmayı öğretir. Yeme-içme, öfke ve şehvet güdümüzü denetim altına almamıza yardımcı olur. Bir kimsenin Ramazan ayı düzgün geçerse, senenin diğer kalan ayları da düzgün geçer. Çünkü biz ramazan ayında bir nevi süreli yoğun bir manevi eğitime tabi tutularak çekaptan geçeriz. Varsa, batıni hastalıklar, bunların tedavisine bakarız. Bu anlamda Ramazan mektebi iyi bir tedavi edici ve batıni hastalıklardan arındırıcıdır. Bu da insanın kendi eliyle gerçekleştirilecektir.