HAÇ HAZIRLIĞI
GÖNÜL PENCEREMDEN
ŞEYHÜL MUHARRİRİN
A.CENAP KENDİ
Aşık Şemi, bir gün dergahın sorumlusu Hemdem Çelebi’nin ziyaretine gider. Hemdem Çelebi, arif bir zattır. Huzurunda Saz eşliğinde okuduğu Divan da manevi aşk alemindeki alçak gönüllülüğünü , düşüncelerini ve Hazreti Muhammed’in ziyaret arzusunu beyan eder.
“Bu gece Aşk payesin pervaneden aldım haber” mısraı ile Hemdem Çelebi’nin huzurunda kendisinden müsaade verilmesini ister. Saz eşliğindeki okunan divanı dinleyen Hemdem Çelebi o akşam Şemi yi konağına davet eder. İkrarda bulunur. Hatırını sorar, Hacca gitme arzusuna sevindiğini söyler ve Hac harçlığını nakit para olarak vereceğine dair söz verir.
Bundan başka arzusunu sorar Şemi bunun üzerine Çelebi efendiden bir arzusu daha vardır onu da söyler. Başına Mevlevi SERPOŞ ( Külah ) giymek. Bunun içinde Çelebi efendiden müsaade ister.
Fakat Mevlevilik usul ve geleneğine göre sülaleden gelmeyen yahut dergahta çileli hizmetlerde bulunmayanlara ( Külah ) giymeyenlere müsaade edilmez şartına rağmen Şemi’ye Hemdem Çelebi’den “külah” giymesine de müsaade çıkar.
Bunun üzerine Şemi, şu Divanı Hemdem Çelebi’ye teşekkür niyetiyle ithafen ifade eyler.
DİVAN
Aşk nedir bilmez iken kendime bühtan eyledim.
İftirayı irtikap etmekle tuğyan eyledim.
***
Aşk mihengine urumca kem ayarı tutmadı
Kendimi ben öyle zan eyledim ki insan eyledim.
***
Dost cemali ile müşerref olmaya verdim ahid
Didei giryanıma dünyayı zindan eyledim.
***
Gül beceride kuru feryada mecbur edilip,
O da bir gül yoluna ben de cana feda eyledim.
***
Bu gece aşk payesin pervaneden aldım haber
Ol kumaştan giydirip kendime kaftan eyledim.
***
Anladım can vermeyen cana vasıl olmamış
Roz iken dil Şemii yakdım pişman eyledim.
Yıl (1826 ) Şemi Haç mevsiminde Hicaza gitmeye kesinlikle niyetlidir. Üzerindeki resmi görevi olan Pazar Ağalığı ile Öşür toplama memurluğu devam etmektedir. Baba mesleği Helvacılık devam etmektedir. Bağındaki ve bahçesindeki bereketli mahsulleri satıp kazandığı paralardan dolayı Hakk’a şükürler ederek bütün hazırlıklarını tamamlamıştır. Bir şiirinde yazdıklarını çok manidar buluyoruz.“Kişi ne kadar zengin olsa da Hicaz yolculuğu ve o yolda para sarfını ateşten Sarık zanneder. Başına koymaz. Biz bu paraları belimize kemerledik. Artık gidiyoruz” diyerek yaratana olan teslimiyetini ifade eylemiştir.
Devam edecek