Geçmişten geleceğe büyük bir Nurun ve muhteşem bir Kültürün merkezi , ve bağrında onlarda Peygamberi, binlerce Evliyayı, yüzbinlerce Şehidini barındıran KONYA dan sizlerle bir sohbet gezintisi yapıyorum.
Konya ve Konyalı aşığı cıhan şumul bir Devletin yüce Sultanı , Yavuz Sultan Selim Han hazretlerinin Tarih kayıtlarında görülmeyen fakat Tevatür edebiyatında günümüze kadar gelmiş olabilen bazı bilinmeyenleri paylaşacağım sizlerle.
Osmanlı Devletinin hakimiyetini ,gücünü ,ve bekasını cıhan devletlerine kabul ettiren titreten,Yavuz Sultan Selim Han komutasındakı Ordu ( 1516 ) yılı baharında Mısır fethini tamamlamak üzere KONYA’da konaklamış bulunuyor.
Gerek moral ve gerekse iaşe ve techizat bakımından Ordunun ihtiyacını Konyadan tamamladığı sıralarda Türbe tekke gibi manevi ziyaret yerlerini de ziyaret etmeyi ihmal etmez koca Sultan.
Sık sık Hazreti Mevlana’nın ayak ucunda sabahlamakla geçer zamanı. Bundan kısa bir zaman önceki bir yazımda teferruatı ile bahsettiğim DUDLU SUYU ‘nun bulunuş şekli ile elde ettiği manevi moralin verdiği o büyük güçle Konya halkından gördüğü maddi yardımlarla rın yanı sıra Konya ve mülhakatından gelen gönüllü onbinlerce askerin iştiraki ile daha da kuvvetlendirilmiş olan Ordu, Ülemanın duaları ile ( 1516 )yılında Karaman üzeri yola çıkar.
Ordu yoluna devam ede dursun DUTLU suyun bulunduğu o gün Sultanın gayri ihtiyari ağzından dökülen sözlerinden ‘ DERGAHIN DERVİŞİ BÖYLE OLURSA DAHA NELER NELER OLMAZ’ şeklindeki sözlerini hatırlayan Yavuz hazretleri sefere çıkmadan önce Konyalılara bir hatıra bırakmak ister. Kafasında çok büyük Projeler dolaşmaktadır.İlk iş olarak kafasındaki BAĞIŞ meselesini hayata geçirir. Konya için evvela Evkaf’ı Celaliye için büyük vakıf başlar. Dağda bayırda arazi tarla han hamam ne varsa verilir.Ayrıca diğer hayır kurumlarına da ayni hassasiyet gösterilir. Hatta öylesine comert davranılır ki akıl almaz, elinin salladığı gözünün görebilğiği yere kadar ne varsa kayda geçer ve tapusu verilir. İdari bakımdan şehrin çeşitli işleri devleti Osmaniye tarafından karşılanır.
Yirmi dört şubat ( 1516 ) tarihinde Osmanlı Orduları Merci Dabık çölünde Mısır Ordusu ile karşılaşır. Her iki tarafın da Orduları arasında çok çetin bir savaş başlamıştır. Üç gün süren bu savaşın GALİBİ belli olur. DEVLETİ OSMANİYE…
Burada yazımıza bir nokta koyup bazı önemli konulara temas edip aydınlattıktan sonra kaldığımız yere tekrar döneceğiz.
Devam edecek.