Seçim Artık Bitti. Asıl İş Şimdi Başlıyor
Hollanda Türk kamuoyu son haftalarda 7 Mart yerel seçimlerine kilitlenmişti. Uzun soluklu bir mücadeleden daha ziyade son günlerde bir hareketliliğin görüldüğü yerel seçimlere Türklerin katılma oranı önümüzdeki günlerde belli olacak. Umarım geçen dönem olduğu gibi yüzde yirmibeşlerde kalmaz bu defa seçimlere katılmamız. Bu satırlar yazıldığı sırada halkımız oylarını kullanıyordu. Tercihli oyların sayılması zaman alacağından belediye encümen üyeliklerine kaç tane Türk kökenlinin seçildiğini şimdilik bilemiyoruz.
Son haftalarda bıkmadan, usanmadan ve durmadan Hollanda Türk toplumunun seçimlerde sandığa girmesini istedik. Oylarını kullanmalarını arzu ettik. Vatandaşlık haklarını hazzına vararak kullanmalarını salık verdik. Sadece oy kullanmakla kalmayıp çevredekilerinde mutlaka oy kullanmalarının teşvik edilmesini istedik. Bu çağrımız ne kadar yer buldu, önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Zira siyasi katılımın Hollanda Türk cemaati açısından önemli olduğuna inandık. Siyasette ben de varım demek, sorumluluk almaya hazır olmak demektir dedik. Siyasi katılım entegrasyonun mihenk taşıdır dedik.
Biz bütün bunları dillendirirken çeşitli siyasi partilerden aday olan Türk kökenli vatandaşların, ne kadar bu işi yapabileceklerini sorgulamadık. Siyaset ve idarecilik elbette bir kabiliyettir ve meziyettir. Bu özelliklere sahip olan arkadaşlarımızın aday olmaları yani bizi belediyelerde iyi temsil etmeleri elbette arzu ettiğimiz bir gerçektir. Ancak yukarıda da ifade ettiğim üzere, bir çok alanda olduğu gibi siyastette de uzun soluklu, sürdürülebilir bir çalışmaya girmediğimiz için siyasi partilerin adayları belirleme ve adayların ortaya çıkma sürecine mudahil olamadık. O süreci kaçırdık. Bu konuyu toplum olarak tartışmadık. Ve seçimlere ramak kala karşıma çeşitli partilerden onlarca hatta yüzlerce Türk kökenli belediye meclis üyesi adayı çıkıverdi. Oysa Hollanda’da siyasi bilincimizin gelişmesiyle, adayların kalitesi, becerikliliği, siyasete yaktın olup olmadıkları kısacası bu işin ehli olup olmadıklarını tartma şansını yakalayabiliriz. Bu bilinci yakalamak için günlerdir siyasete soyunan arkadaşlarımıza destek vermek için elimizden ne geliyorsa yapmaya gayret ettik. Umarım, seçilen arkadaşlarımız zaman içinde Hollanda siyasetinde başarılı olurlar. Hollanda Türk cemaatinin siyasi bilincinin artmasına sebep olurlar, yardımcı olurlar.
Siyasi bilincin gelişmesi ve işin ehillerinin seçimlerde aday olmaları her ne kadar sivil toplum kuruluşlarımızın görevleri arasına girsede, esasen bu bir uzmanlık alanıdır. Siyasi katılım ve siyasi bilinçlenme alanında etkin olan, projeler üreten ve bu işi iş olarak gören kurumlarımız henüz bulunmamaktadır. Mutfaktaki malzemeyle yemek pişirmeye bir müddet daha devam edeceğiz herhalde…
Seçimlere dört gün kala Amsterdam’daki Türk kökenli adaylarımızla Türkevi Araştırmalar Merkezi’nde bir araya gelip sohbet ettik. Avrupalı Türk Demokratların girişimiyle gerçekleşen sohbete Groen Links, PvdA, VVD, CDA ve Duurzaaam Nederland partilerinden Derya Kaplan, Gökhan Aksoy, Ekrem Özçelik, Yüksel Kaya, Abdulkadir Çeken, Nermin Şahin, Tahsin Günaltay, Birgül Dönmez, Avni Turgut, Sabit Özler, Köksal Gör katıldı.
Kendilerini tanıma fırsatı bulduk. Sohbetimiz esanasında bana sıra gelince, siyasete soyunan Türk kökenli adaylara aynen şunları söyledim: Arkadaşlar 7 Mart tarihinde Hollanda’da yapılacak yerel seçimlerde aday olan Türk kökenli siyasetcilerin omuzlarında bir değil, üç ayrı yük vardır. Bunun mutlaka bilincinde olunuz. Bu üç ayrı misyon; her şeyden önce mensup olduğunuz toplumun meselelerinde hassas olmalısınız, duyarsız kalmamalısınız. Devamla yaşadığınız belediyenin sorunlarını, işleyişini iyi takip edip yaşanılabilir bir mahalle ve belediyenin oluşmasına etkin katkıda bulunmalısınız. Türk kökenli adayları bekleyen üçüncü misyon ise, tarihin istesekte istemesekte üzerinize yüklediği misyon yani “Türkiye-AB entegrasyon”sürecinde oynayacağımız rolün farkında olmamızdır. Zira Türkiye’deki mahalli idarelerde yavaş yavaş başlayan değişim sürecine Hollanda’daki, Avrupa’daki belediyecilerimiz olumlu yönde katkıda bulunabilirler. Beraber çalışaçağınız Hollandalı meslektaşlarınızla Hollanda’da varolan, elde edinilen bilgi, tecrübe ve uzmanlıkları Türkiye’deki belediyelere bir nepze olsun aktarabilirsiniz. İlan edilecek kardeş belediyeler, karşılıklı heyetlerin gelip gitmesi, belediyelker arası sosyal ve kültürel projeler Türkiye-AB entegrasyon sürecine katkıda bulunacaktır.
Evet artık seçim bitti. Ama esas iş şimdi başladı. Seçilmek bir başarı. Takdir ve tebrik edelecek bir gelişme. Ancak siyasette başarılı olmak bir başka mesele. Seçilen arkadaşlarımız omuzlarındaki yükü asla unutmadan, bir kenara itmeden, geldiği toplumla ilişkiyi kesmeden ve bu kitleyi yerel hükümetlerdeki gelişmelerden sürekli haberdar ederek çalışmalarına devam etmelidir. Diğer taraftan temsilcisini belediye meclisine gönderen cemaatin de, çok fazla beklentilere girmeden, temsilcilerini yalnız bırakmadan, bir çok konuda seçilen arkadaşımıza destek vermelidirler. Seçilen arkadaşımızla toplumumuz sürekli bir diyalog içerisinde olmalıdırlar. Mesele yerel seçimlerle bitmiyor. Gelecek yıl parlamento seçimleri var. Daha sonra eyalet meclisi seçimleri ve devamında Avrupa Parlamentosu seçimleri. Bunların hepsi birbirine bağlıdır. Siyasi bilincin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Öyleyse, siyasi katılıma önem veren kurumlarımız ve her düzeyde siyasete yapan arkadaşlarımız sürdürülebilir bir siyasi çalışmanın içine girmelidirler. Bu çalışma Hollanda Türkleri için kaçınılmazdır. Yerel yönetimlere seçilen arkadaşlarımıza başarılar dilerim...