Aşkım isyandır benim(*)
İşte karşındayım kömür gözlüm. Yırtık gömleğim ve kanlı bedenimle meydan okuyorum bütün büyük aşıklara. Benim aşkım ne hikaye, ne masal ne de esatirdir. Ben ıstırabım kadar yüce ve gerçek aşkımla karşındayım. O yüzden haykırıyorum yıllardır aşık postunda oturan, Mecnun’a, Ferhat’a,Tahir’e, Kereme… ‘Artık kalkın aşıklık tahtından o tahtın hakiki sahibi geldi. Siz masallarla örülü dünyanıza gidin. Sizin yeriniz orasıdır.’ Aşka talip olanlar benden alacaklar ızdırap adlı çalgının dersini…
Bu gözler kan döktü uğrunda yıllarca. Var git avam şaşırsın buna. Sen şaşırma. Sen şaşırma zira, bu kan döken gözlerin ustası senin yan bakışındır. İlk kan dökülenden beri kan dökmek şaşılacak iş olmaktan da çıktı zaten. Bu gözbebeği Kabil’in tohumudur. Kan dökmezse şaşmak iktiza eder. Bana düşen bu aşkın ıstırabını nağme yapıp haykırmaksa zaman sana düşen de benim sana olan bu aşkımla övünmektir. Bırak Leyla Kaysıyla, Şirin de Ferhatı ile avunsun sen şükür secdesine koy başını, kapan o nurdan yüzünle seccadene zira benim gibi hakiki aşık ancak senin gibi hakiki bir sevgiliye lutfedilmiş. Ancak şunu da bil ki sükutum ölçülü ve bilge bir insan oluşumdandır. Bülbül gibi bu haykırışı ağyara duyurmadan o daldan o dala konmadan terennüm etmemin sebebi de bundandır. Şairler hep bülbüle benzetmişler kendilerini hafiflik aşkı ve yüreği hafif olanların, bülbüllükte şairlerin değil müteşairlerin işidir. Şikayet de imanı olmayanın işidir. Dertli aşıklara tavsiyem gelip kederli yüzüme baksınlar. Baksınlar da bir daha dert lafzını ağızlarına almayıp hallerine şükretsinler. Şikayetten vazgeçip imanlarını tazelesinler.
Kara gözlüm!
Vuslat için vakit var demiştin. Vakit var olduktan sonra lütuf bekler. Bil ki benim aşkımı reddetmen küfran-ı nimettir. Ben nasıl muhtaçsam senin gülüşlerine, sen ondan daha fazla muhtaçsın aşkıma. O yüzden prensesim mahrum bırakma kendini bu sevdadan. Bir gün bu aşk intizar etmese de kuş gibi küçücük yüreğin intizar eder.
(*)Bu deneme Fuzuli’nin bir gazelinden mülhemdir.(Prof. Dr.Haluk İpekten, Fuzuli, Akçağ yayınları, 5,baskı)