ANKARA (AA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, sanayiye yönelik yeni fonlama modeli önerisinde bulunarak, "Bankalar beni fonlayacağına benden mal alan insanları fonlamalı. Tüketici kredilerine benzer bir modelin sanayi için de uygulanıyor olabilmesi gerekiyor." dedi.
Özdebir, gazetecilerle sohbet toplantısında, iç piyasaya yönelik değerlendirmelerde bulundu.
İç piyasanın canlı tutulmasının önemine işaret eden Özdebir, "İmalat sanayisi özelinde bunun yapılabilmesi için piyasaların kamu tarafından sıkılaştırılmaması lazım. Reel sektörün borçları ve faizler çok yükseldi. Bu şartlar altında sürekliliğin temini için iç piyasadaki canlılığın devam edebilmesi lazım ki işletmeler bu borçları çevirebilsinler." diye konuştu.
Özdebir, seçim sonrasında Türkiye'deki siyasi istikrarın yurt dışı tarafından algılanmasıyla ülkeye fon girişlerinin artacağını vurgulayarak, faiz ve kur seviyesinin gerilemesinin de muhtemel olduğunu bildirdi.
Piyasadaki en önemli sorunlardan birinin vadelerin uzaması olduğunu dile getiren Özdebir, sanayicinin girdilerindeki vadenin son derece kısa olmasına karşın nihai ürünün pazara sürüldüğü andaki vadelerin uzun olduğunu belirtti.
Özdebir, işletmelerin kredi limitlerine dayandığını ifade ederek, "Burada bankalarımıza görev düşüyor. Bankalar beni fonlayacağına benden mal alan insanları fonlamalı. Tüketici kredilerine benzer bir modelin sanayi için de uygulanıyor olabilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Süper teşvik yatırımları ithalatı azaltacak"
Süper teşviklerin ülke ekonomisine katkısına değinen Özdebir, bu teşviklere konu yatırımların birkaç yıla yayılacağını hatırlattı.
Özdebir, söz konusu yatırımların Türkiye'nin yurt dışından ithal ettiği ara mallarını kapsadığına dikkati çekerek, "Bu yatırımlar devreye girdiği zaman Türkiye'nin ithalatında önemli bir payı iç tedarik yoluyla azaltacak." dedi.
Türkiye'de üretilebilme imkanı olmasına rağmen ithal edilen binlerce mal bulunduğunu belirten Özdebir, özellikle Devlet Malzeme Ofisinin ülkede üretilen malların ithal muadillerini satmaması gerektiğini söyledi.
- "Akkuyu'da reaktör dışında her şeyi yapabiliriz"
Akkuyu Nükleer Santrali Projesi'nde yerli firmalara yer verilmesi konusunda çalışmalar olduğunu ifade eden Özdebir, 8-10 civarında firmanın Fransa'daki Nükleer Enerji Zirvesi'ne katıldığını ve iş görüşmeleri yaptığını bildirdi.
Özdebir, yerli firmaların nükleer santrallerde tedarikçi olabilmeleri adına eksikliklerinin tespitine yönelik çalışma yürütüldüğünü belirterek, "Örneğin pompa üreticisi yerli bir firma var. Nükleer santralde de pompa kullanılıyor. Bu pompa üreticisinin nükleer santrale pompa verebilmesi konusunda eksiklikleri neler, bu konuda bir çalışma yapacağız." ifadesini kullandı.
Firmaların söz konusu eksikliklerinin giderilmesinin hem ihracata katkı sağlaması hem de Akkuyu Nükleer Santrali'nin ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemine işaret eden Özdebir, Akkuyu'da yerli firmaların üretebileceği binlerce parça olduğunun altını çizdi.
Özdebir, Türkiye'nin şu anda nükleer reaktör yapamayacağını, buna karşın nükleer adanın dışındaki ürünleri üretebileceğini vurgulayarak, "Elektrik üretimi ve sonrasındaki her şeyi yapabiliriz. Santraldeki vana, pompa, kablo gibi birçok şeyi üretebilme kabiliyetimiz var." dedi.
Bölgedeki 20 milyar dolar civarındaki yatırımın 3'te 2'sini Türkiye'deki imkanlarla yapmanın mümkün olduğunu aktaran Özdebir, böyle bir kabiliyet olmasının başka ülkelere ihracat yapma potansiyeli de doğurduğunu söyledi.
Özdebir, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinde (CERN) 17 yerli firmanın tedarikçi konumunda bulunduğunu belirterek, bunun nükleer projelere de örnek olabileceğini dile getirdi.
Yerli firmalara Akkuyu Nükleer Santrali'ni yapacak Rosatom firmasının ihalelerine girme eğitimi vereceklerini ifade eden Özdebir, "Bu planlandı. Bu konuda 15 Ankara, 15 İstanbul'da olmak üzere 30 firmayı düşünüyoruz. Rus tarafı 4 sefer erteledi. İş planı gibi gerekçeler sundular ama çok somut şeyler de söylemediler." diye konuştu.
ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) Nükleer Eğitim Merkezi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Özdebir, bu merkezde santral inşaatında çalışacaklara eğitim verileceğini belirtti.
Özdebir, bu konuda Ankara Kalkınma Ajansına güdümlü proje müracaatı yaptıklarını dile getirerek, "Müracaatımız tamamlanırsa faaliyete başlayacağız." dedi.
- ASO 2. ve 3. OSB'deki sorunlu arazi
Özdebir, ASO 2. ve 3. OSB'de yer alan ve şu an üzerinde fabrikaların bulunduğu bir alanın tapuda mera alanı olarak tescil edilmesine değinirken de söz konusu arazinin 1990'lı yılların sonunda kamulaştırıldığını söyledi.
Arazide mera alanı olan yerlerin bu vasfının kaldırıldığını ve yatırımcılara tahsis edildiğini belirten Özdebir, şunları kaydetti:
"Kadastro parsellerinin dijital ortama aktarılması sırasında paftalarda kayma olmuş. Bize verilen yerlerin büyük bir kısmı tekrar mera olarak tapuya tescil edilmiş. Bu bize doğrudan bildirilmedi. Oradaki sanayicilerden ipotek vermek isteyenlere tapularının mera olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla ipotek olarak da kullanamıyorlar. Harekete geçtik. Mera vasfını kaldırmadılar. Mahkeme aleyhimize neticelendi. Bu arada arazinin yapısı değişti. 10 milyon metreküpe yakın kazı yapıldı. Bakanın yetkisi varmış ancak bakan bu yetkiyi kullanmaktan imtina etti."
AA