Emekli Kurmay Albay, 20. ve 21. dönem Milletvekili Hüseyin Arı ile TYB Konya Şubesi’nde görüştük…
Büyük bir heyecanla beni karşısına alıp “100. yılında Balkan Savaşları konu başlığını görünce koşa koşa geldim. Bu konu çok önemli” dedi.
Birazdan kıymetli hocamız Osman Özkan’ın da anlatacağı gibi; Balkan Savaşları sonucu Osmanlı Devleti Afrika ile ilgisini kesmiş, Balkanlarda ağır toprak kaybına uğramış, Bulgaristan’dan geri aldığı Edirne ile Doğu Trakya’da kalabilmişti.
Hüseyin Arı, daha konferans başlamadan beni karşısına alıp, askerin siyasete müdahalesinin acı sonuçlarından birinin bu savaşlardaki mağlubiyeti doğurduğunu söyledikten sonra…
Binbaşı Mustafa Kemal’in 1908’de, siyasete batmış İttihatçıların kongresinde söylediği sözleri aktardı: “Ufukta tehlike bulutları görüyorum. Ordunun siyasete karışması işi artık bitmelidir. Asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse her şey mahvolur.”
***
Bunlar Balkan Savaşları ve TYB’de gerçekleşen programın bir özeti olsun.
Esas çarpıcı olanı şu:
Hüseyin Arı, 28 Şubat sürecinin halen devam ettiğini söylüyor.
“Necmettin Erbakan Hoca’yla siyaset yapmanın faturasını halen ödüyorum” diyor.
Tabi, o yaptığı siyasi çalışmalardan dertli değil.
3 ay önce başından geçeni anlattı…
Ankara’da gittiği subayevinde başına gelenler ‘fişlemenin’ boyutlarını ortaya koyuyor.
İlk önce subay kartını göstererek girmiş orduevine…
Sonra yetkili bir asker, sicilinde ‘orduevlerinden faydalanamaz’ yazısı olduğu için yol vermiş…
Yani çıkarılmış…
İki dönem milletvekilliği yaptığını bir kenara bırakın…
30 yıl boyunca emek vermiş orduya…
Kurmay albaylıktan emekli olmuş…
Şimdi siz, emekli ettiğiniz bu subayı orduevine almıyorsunuz…
Gerekçe: Erbakan’ın siyaset arkadaşı olmak!
İşte 28 Şubat’ın dalgalarını görmemiz açısından canlı bir örnek…
***
Bunları duydukça, normalleşme sürecinin bir miktar daha süreceğini anlıyorum…
Hüseyin Bey, durumu cumhurbaşkanlığına ve ilgili makamlara dilekçe vererek bildirmiş…
Diyelim ki; Hüseyin Bey’in dilekçesi olumlu sonuçlandı…
Dilekçe vermeyen, ‘fark etmez’ diyerek yoluna devam eden onlarca subay olduğu muhakkak.
***
Balkan Savaşları’nda yaşadıklarımız ibret vesikası olarak duruyor.
Yine de hayret; kimsenin ibret aldığı yok.
Mehmet Akif (merhum) diyor ki:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?