Dersim'de yaşanan katliamla ilgili İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarını köşesine taşıyan Radikal Gazetesi yazarı Cengiz Çandar, Seyit Rıza'nın idam edildikten sonra çekilen fotoğraflarının Atatürk'e gösterildiğini kaydetti. O fotoğraflara Atatürk'ün çok sinirlendiği ve 'Seyit Rıza Peygamber soyundandır. Kürtleri ayaklandırmayalım' dediğini yazdı.
İşte Radikal gazetesinden Cengiz Çandar'ın yazısının o kısmı:
ÇAĞLAYANGİL ANLATIYOR
11 yıldır üç ayda bir Ankara'da yayımlanan 'Munzur' dergisinin –Dersim Etnografya Dergisi- ta 2008 yılında 30. sayısında yayımlanmış olan ve tümü Munzur arşivinde bulunan İhsan Sabri Çağlayangil ile söyleşiden bölümler sunarak, Radikal'in kampanyasına katkıda bulunayım.
"Cumhuriyet devrindeki ayaklanmalar başka iş, Dersim harekâtı başka iş. Benim bildiğim ve iştirak ettiğim kadarıyla Dersim, Türkiye'deki Kürtler meselesinin önemli bir parçasıydı... Bunları nasıl asimile edelim ve Cumhuriyet Kürtlere nasıl bir siyaset takip etmelidir davası güdüldü. Ben Malatya Emniyet Müdürü iken Kürt meselesine merak sardım.
Dersim'i merak ettiğimden Dersim'i gezdim 1936, 1937'de. Valiyle otomobile bindik, Elazığ'a gittik. (...) Harekât başlayalı 1-2 ay olmuştu. Abdullah Paşa dedi ki, bu cefereyi kıstırdım. Ekinlerini yaktım, dedi. Uçakla. Mağaralara iltica ettiler, fakat dağlık arazi, dedi...
Biz ertesi gün, iki otomobil ve bir de koruyucu manga, bir de taze ekmek çuvallara doldurulmuş, kafile halinde hareket ettik. Bir yerde yanlışlıkla ateş yedik, o badireyi atlattık... Abdullah Paşa, inmeyin arabadan, bizden evvel insinler dedi. (...) Kürtlerle yapılan anlaşma gereği, iki taraf da aşağıya silahsız inmesi lazımdır. Abdullah Paşa haber yolladı, biz üç kişi ineceğiz, yabancı değil. Biri Malatya Emniyet Müdürüdür, biri Malatya Valisidir, çekinmesinler. Karşılıkla savaş cereyan ediyor... Sonradan 15-20 kişi geldi. Kürt bunlar (...) Abdullah Paşa, meseleyi tekrar düşünmelerini söyledi. Bunlar kabul etmediler. Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden bunları fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir hareket oldu. (...)"
Çağlayangil, söyleşinin bundan sonraki bölümünde hazır bulunduğu Seyit Rıza'nın idamını anlattıktan sonra şöyle devam ediyor:
ATATÜRK'Ü ÇOK SİNİRLENDİREN FOTOĞRAFLAR
"Yanımda Macar Mustafa diye bir polis varmış, asıldıktan sonra sehpada bunun resimlerini çekmiş. Atatürk ertesi gün gelmedi, bir gün sonra geldi (...) Hadi Bey isminde bir jandarma komutanı yaveri vardı Şükrü Kaya'nın. Macar Mustafa, Şükrü Kaya'nın yaverine, 'Astık herifleri' diye resimlerini vermiş. O da kahvaltıda Atatürk'e göstermiş. Atatürk, fena halde sinirlenmiş, beni çağırdı. Nedir bu rezalet? dedi. Bütün Kürtleri ayaklandırır bu resim. Herif seyyit. Peygamber sülalesinden, dedi. Öyle sümükleri akmış beyaz sakalıyla, dedi. Git, derhal imha et, dedi. Jandarmadan negatiflerini bul, dedi. Gittik, bulduk jandarmadan negatifleri imha ettik. (...)"
Çağlayangil bunları kime anlatmış biliyor musunuz?
Kemal Kılıçdaroğlu'na!
Kılıçdaroğlu, bütün bunları kimseler bilmezken biliyordu. Başbakan'ın ona dün "Hadi, onurunu kurtar" diye seslenmesi boş yere değil...