Yüz yıl öncesinden bu günlere
Gönül penceremden
Şeyhül muharririn
Yıl 1936. Ağır sıklette güreşen ve ortalığı kasıp kavuran bir Pehlivanımız var. Karpuz Ahmet.
O yıllarda sporun ünlü bir ismi, Karpuz Ahmet ile o tarihlerde gençlik yıllarımda röportajlarım var. Arşiv kayıtlarımdan sunuyorum.
Kısmen tarihe mal olmuş bu belgeler Atatürk ile de ilgili . Bu ünlü Pehlivanın Atatürk’ü ziyaretleri ile ilgili.
Eski yıllardan beri Konya’nın gerek futbol ve gerekse Güreş’te hareketli bir şehir olduğu bilinmektedir. Sporda İdman Yurdu çatısı altında, güreş de ise zamanın ünlü pehlivanlara olan -100- kiloda Karpuz Ahmet. Boyu kısa karpuz gibi de bir göbeği oldu4ğundan olsa gerek bu isim kullanılmış olabilir. Dinarlı Mehmet, Tekirdağlı Hüseyin, önemli güreşçilerini Konya’da veriyorlar. Stadyum müsait. O tarihlerde dünya güreşte birinciyi belirlemiş durumda. Yüz kilo ağır sıklette Karpuz Ahmet Türkiye Birincisi ilan edilir.
Rusya ise ağır sıklette 100 kiloda ünlü pehlivanlarından Pedro’yu birinci ilan eder. Dünya birinciliği için karşılaşacak olan pehlivanlar belli olmuştur. Karpuz Ahmet Türkiye’yi, Pedro Rusya’yı temsil edecek.
Bu aşamada Türkiye’de devlet büyükleri teyakküzda…
Pehlivan Karpuz Ahmet’in başarı dosyası Atatürk’e sunulur. Karpuz Ahmet Ankara’ya davet edilmiştir. Atatürk huzurundadır.
Şimdi konuşma sırası Karpuz Ahmet’te. Ben soruyorum o konuşuyor. Aldığım notları noktası noktasına kaydediyorum. Yıl 1936
Atatürk huzuruna bir sabah çıkartıldım.
Kahvaltıyı beraber yaptık. Heyecan bende son haddinde. Güreşlerde aldığım puanlar ile elde ettiğim başarıları Atatürk elindeki dosyadan bir bir okuyor.
Söze başladı.
Bak Ahmet ulusal gücümüzü kullanarak dünyaya verdiğimiz savaşlardan sonra Türklüğün günü ve tanıtımın Mehmetçik yapmıştır.
Şimdi sıra Türk gençliğinde sizlere güveniyorum.
Türk gücü karşısında Rusya çok yenilgilerle maluldür. Sıra Türkiye’den intikam almakta kararlı.
Rusya’ya şeref ile gidiyorsun
Fakat yenilip gelmeyeceksin.
Galibiyet istiyorum senden. Sırtın yere gelirse Türkiye’ye gelme orada kal…
Muhtaç olduğun kudret kanında mevcuttur” dedi. ve bir ayet okudu. Unutmamak için birkaç defa tekrarladım. Sonra manasını öğrendim. ‘Allah Bizimle Berabe’ O anda enerjim iki katı arttığını hissettim.
Söz vermiştim, ‘Sırtım yere gelmeyecek Paşam’ dedim.
Şefkatle kucakladı ve uğurladı.
Rakibim çok kuvvetli idi. Kendimi dev gibi hissettim.
İki defa el ense attım. Çöktüm üstüne
Bir büyük zaferin hikayesidir.