CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet resepsiyonuna gidip gitmeyeceğiyle meşgul edildi günlerce gündem…
Şükür, tarih geldi çattı da işin rengi ortaya çıktı…
Mitinglerde ‘başörtüsü sorununu çözmeyi’ vadeden Kılıçdaroğlu gerçek rengini ortaya koydu… Ya da partisinin gerçek rengini…
Tam da bu noktada CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın CHP’yle ilgili çıkışlarını hatırlamakta fayda var…
Diyordu ki Sayın Kart:
CHP’nin geçmişten bugüne sirayet eden genel merkez yapılanmasındaki, yönetim yapısındaki ve yönetim anlayışındaki komitacılığın ve yanlış anlayışların sona erdirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Cumhuriyet resepsiyonunda bu anlayışın sona ermediğine hep beraber bir kez daha tanık olduk…
Başörtüsü fitilini ateşleyen bir parti, aynı gerekçelerle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün verdiği resepsiyona katılmıyor.
Yani ‘komita’ bir kez daha galip çıkıyor.
Diyordu ki Sayın Kart:
Maalesef, bu anlayışın ve uygulamanın, Sayın Genel Başkanımıza rağmen devam ettiğini görüyoruz. Bu sebeple bizlerin bu anlamda, genel merkez yönetim kadrolarını kastederek söylüyorum, Genel Başkanımıza sahip çıkmak, destek vermek, onun önünü açmak, bu süreçte artık kişisel ve siyasi hesapların üstüne çıkmak sorumluluğuyla karşı karşıya olduğumuzu, bunun dışındaki davranışlara Türkiye’nin tahammülü olmadığını önemle ifade ediyorum.
Evet, Sayın Kart da Türkiye’nin neye tahammülü olmadığını gayet iyi ifade ediyor ve ekliyor: CHP’yi temsil edebilecek örgüt yapılanmasından söz ediyorum. Bu ihtiyaç giderildiği takdirde CHP kadrolarının ve Genel Başkanımızın halkla buluşması daha kolay olacaktır.
Kart’ın ortaya koyduğu düşüncelerden cesaretle söyleyelim: Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmayan bir CHP’nin halkla buluşması bir kez daha imkânsızdır.
Kart, yakın zamanda yaptığı bir başka açıklamada “CHP'nin verimini etkileyen bir takım süreçler yaşanıyor. Yani CHP'nin çalışmalarını zafiyete uğratan gelişmeler yaşanıyor” diyor ki, bunu görmemek mümkün değil.
Keşke diyorum, bu düşüncelerdeki Sayın Kart, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün verdiği Cumhuriyet resepsiyonuna katılsaydı…
Komitacıların daha da dışladığı ve fakat halkın daha da bağrına bastığı bir siyasi olurdu…
Bu fırsatı kaçırdı.
DEREDEN TEPEDEN
Bir okurumuz diyor ki:
Daha önce Gaznet’i Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na şikâyet etmiştim. Gaznet verdiği cevapta, “Selçuklu Belediyesi sizin caddenize yakın yerlerde yeterli kadastral çalışmalar yapmadığı ve dere taşmalarına karşı tedbir almadığı için gazı getiremiyoruz” demişti. Bunun üzerine Selçuklu Belediyesi’nde çalışan bir tanıdığımıza doğru olup olmadığını sordurmuş ve bana “Evet, doğru belediyemiz henüz o bölgede o sorunu halletmek için ihaleye bile çıkmadı, ihale takvimi bile henüz belli değil” cevabını almıştım. Şimdi gaz geldi yalnız ben bizim bölgede hızlıca ihaleye çıkılıp dere taşmalarına dair tedbir alındığına dair ne bir şey duydum ne de gördüm. Bu durumda “danışıklı bir durum” var gibi görünüyor.
Soralım bakalım:
Yoksa belediye kadastro çalışmalarını yaptı, dere taşmalarına dair tedbirleri aldı da vatandaşları yeterince bilgilendiremedi mi?
Bu konuda bir bilgiye ulaşırsak elbette okurlarımızla paylaşırız.