Türkiye tarihinin en ilginç olaylarından birini yaşadı.
15 Temmuz 2016 gecesi, tevellütlü çok da eskiye dayanmayan bizler için çok çok ilginç.
Darbeyi literal anlamda bildiğimiz doğrudur ancak fiziki olarak bilmiyorduk.
Az daha öğreteceklerdi…
Allah korudu.
Milleti hesap edemediler.
Hangi düşünceden olursa olsun, hangi partiye mensup olursa olsun insanlar “Darbeye Hayır” dediler.
Demeye devam ediyorlar.
Devam edecekler!
Belki de bu durum, her şerde bir hayır olduğu konusunda düşündürebilir.
Toplum hafızasına kazınan binlerce görüntü, fotoğraf aslında hepimizde psikolojik bir harp yaşattı.
Yüzlerce insan can verdi. Her gün bir şehidin cenaze namazı kılındı.
Geride gözü yaşlı insanlar, adli tıp önünde evladından tek bir parça çıkması için dua ederek bekleyen babalar, annesi şehit olan minicik yavrular kaldı.
Evet, millet iradesi üzerinde başka bir güç tanımayıp sokağa dökülmeyi tercih etti.
Ama bilmedikleri şey karşılarındakilerin, çıkarları uğruna ne kadar canileşebilecekleriydi.
Tanklar insanların üzerinden geçti, helikopter ve uçaklar bombalar yağdırdı, asker üniformasını taşıma şerefini kaldıramamış acizler kendi vatandaşının alnına silah dayadı.
Peki neden?
Neden böyle bir şeye kalkışıldı?
Neden önceden haberi olan Genel Kurmay, MİT hakkıyla bu işin önüne geçemedi?
Yoksa MİT’in içinde de mi varlardı?
Şimdiden 150 MİT personelinin açığa alındığı düşünülürse…
Belki çok fazla soru var ama tek bir cevap var.
Vatan hainleri her yerdeydi.
Vatanı satmak için gözünü bile kırpmadan adam öldürebilecek insan müsveddeleri vardı mesela.
Kendi insanına, kendi vatandaşına ateş etme emri verebilecek kadar alçak komutan bozuntuları vardı.
Cumhurbaşkanının mümkünse sağ olarak alınıp, son çare ölü olarak Ankara’ya getirilmesi gerektiği, emrini verecek şerefsiz insanlarla dolu bir ortamda, neye ne kadar hâkim olduğunuzu zannederseniz edin, herifler her şeyi ve her yere ele geçirmişler…
Hudutları, İncirlik’i, Havayı, Karayı, Denizi, her yeri…
Haince gün saymışlar. Plan yapmışlar…
Planlarına alet edemedikleri polisi, askeri yok etmişler.
Binlerce eri, hiçbir şeyden haberi olmayan askeri pis işlerine alet etmeye kalkıştılar.
Ancak unuttukları bir şey vardı.
Onların bir plânı varsa Allah'ın da bir plânı vardı.
Allah vardı.
İmanlı insanlar vardı…
Üzerlerine ateş yağarken, tekbir getirebilen insanlar…
Tank üzerlerine doğru gelirken, “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyebilecek kadar mangal yürekli yiğitler vardı.
Sandılar başaracaklar, sandılar kendileri gibi düşünmeyenleri zindanlara atacaklar, sandılar masumları asacaklar…
Hayır!
O eski darbeler dönemi bitti.
Ne kadar yapılanman güçlü olursa olsun, Ömer Halisdemir gibi kahramanları var bu ülkenin.
Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir gibi şerefli Türk Askerleri var.
Darbeci generali alnının ortasından vurup, namusuna sahip çıktı.
Zırhlı Tümen Komutanlığından 200 tankı başkent sokaklarına çıkarmak istedi bu şeref yoksunları.
Rütbeleri binbaşı, yarbay ve astsubay olan birkaç kahraman asker engel oldu.
Daha nice kahramanlık hikâyeleri…
Bu adamlar vatan evlatlarını birbirine düşürmek istediler… Bu adamlar Polisi ve Askeri karşı karşıya getirmek istediler. Özetle, “yiyin birbirinizi” dediler.
Bir şey diyeceğim.
Sizin çocuklar başaramadı!
Başaramayacaklar da!
Şimdi bir de bu olana bitene “Biz yapmadık” diyenler var ya…
Bu tutuklanan ağa babalarının ifadelerine baksınlar.
Kimden emir aldıklarını söylüyorlar.
İyi dinleyin!
Namussuzlar, haysiyetsizler bir bir emir aldıkları yeri ifşa ediyorlar.
Hala savunuyorsunuz ya bu darbeci zihniyeti.
Hala bunlar yapmadı diyorsunuz ya hain cuntacılar için…
Ben de artık size diyecek bir şey bulamıyorum.
Bu hain zihniyeti ölümüne savunmaya devam edenlerin de benim gözümde diğerlerinden farkı yok artık.
Üzgünüm.
Şimdiye kadar olan şeylerde hep bir “belki” vardı aklımda.
Ama artık hayır!!!
Bu zihniyete göz yumamayız.
Bu adamların daha kötü bir şey yapmalarına izin verilemez.
Daha ne yapacaklar?
Atom bombası mı atsınlar?
Yapaydılar, birileri için kanıt olur muydu?
Bu kadar şerefsizliği yapan adamlar atom bombası atmaz falan sanmayın.
Fırsatları olsun hepimizi yakar bu herifler.
Cezalarını çekecekler!
Anaları ağlatmanın, evlatları yetim bırakmanın, vatana ihanet etmenin, evrak satmanın, hakka girmenin, masum vatandaşa sıkmanın bedelini ödeyecekler.
Bugün burada, yarın toprağın altında.
Bu zihniyete alkış tutanlar da cezalarını çeksinler.
Tek bir masuma zarar veren kim varsa hepsi!
Öyle kolay değil, kaçmak, sosyal medyadan sallamakla değil.
Hesapla!
İfadeyle!
Cezayla!
Başbakanın ifadesiyle bu teröristlerin kutsalı yok.
Bahçeli’nin ifadesiyle bunların elebaşı firavun artığı.
Hepsine imza atılır.
Bu arada o gece ve sonrasında medya ciddi bir mücadele verdi.
Gözleri yaşartan cinsten.
Onu da es geçmemek lazım.
Ne mutlu ki böyle hainlere karşı birlik olabiliyoruz! Ne mutlu!